Küba Heyeti Türkiye'de: Jose Martí Küba Dostluk Derneği'nden Abluka Etkinliği

Ankara'da gerçekleştirilen Küba'yla dayanışma gecesinde Küba Komünist Partisi MK üyesi, Kübalı milletvekili ve Küba'nın Ankara Büyükelçisi ile Ankara'daki Küba dostları bir araya geldi.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi'nin daveti üzerine bir dizi görüşme ve etkinliğe katılmak için Türkiye'ye ziyarette bulunan Küba heyeti, altmış yıldan uzun bir süredir Küba halkını hedef alan ve büyük bir insanlık suçu olan ABD ablukasına karşı Jose Martí Küba Dostluk Derneği (JMKDD) tarafından başlatılan dayanışma kampanyası kapsamında Ankara’da düzenlenen "Dayanışma Abluka'dan Güçlüdür" etkinliğine katıldı.

Küba Cumhuriyeti Adalet Bakanı Birinci Yardımcısı Rosabel Gamón Verde, Küba Genç Komünistler Birliği (UJC) İkinci Sekreteri Dilberto Manuel González García, Küba Dünya Halklarıyla Dostluk Enstitüsü (ICAP) Temsilcisi Raúl Cardoso Cabrera ve Küba Komünist Partisi Merkez Komite İdeoloji Departmanı Üyesi, Halk İktidarı Ulusal Meclisi Milletvekili Luis Morlote Rivas ve Havana Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Ayuban Gutiérrez Quintanilla’dan oluşan Küba heyeti 18 Eylül Çarşamba gecesi JMKDD’nin düzenlediği “Dayanışma Ablukadan Güçlüdür” dayanışma etkinliğinde Ankaralı Küba dostları ile buluştu. 

Etkinlikte konuşmacılar Küba’ya uygulanan iktisadi ve ticari ablukanın Küba’nın egemenlik haklarına ve içişlerine bir müdahale olduğuna, Küba halkının temel haklarının yıllardır açık ve sistematik olarak kitlesel ölçekte ihmal edildiğine vurgu yaptılar. 

'Dünya halklarının Küba'ya borcu var!'

JMKDD Başkanı Nahide Özkan konuşmasında ABD resmi belgelerinde “ablukanın” Küba halkını açlık ve sefaletle boğma amacıyla ve bu yolla devrimi yıkmak için oluşturulan emperyalist saldırı aracı olduğunu söyledi. Konuşmasına şöyle devam etti:

"Dünyanın bir ucundaki bu ada ülkesinin ablukaya karşı mücadelesiyle dayanışmayı neden sorumluluğumuz olarak görüyoruz? Her şeyden önce, muazzam bir adaletsizlik olduğu için abluka karşı dayanışmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Hiçbir haklı gerekçeye, hiçbir hakkaniyet zeminine sahip olmayan korkunç bir zor politikası abluka. Adaletten yana olduğunu iddia eden her yurttaşın, her insanın doğal sorumluluğu olmalı ablukaya karşı dayanışma. Çünkü adalet evrensel bir ilke; burada savunup, şurada göz ardı edebileceğimiz bir ilke değil. Eşitlik gibi, özgürlük gibi, ancak tüm insanlık için hayata geçerse karşılık bulabilecek olan bir ilke. Uğruna mücadele edersek güçlendirebileceğimiz, sırtımızı dönersek zayıflayacak, yerini giderek daha fazla adaletsizliğe bırakacak olan yaşayan, capcanlı bir ilke. Ve adaletsizlik, göz yumuldukça, kanıksandıkça ahlaksızlığa kapı aralayan bir veba.

Ablukaya göz yummanın ahlaksızlık olduğuna inandığımız için Küba’yla dayanışmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Soykırımı bilip başını çeviren, onu görmezden gelen, ona karşı sesini yükseltmeyen biri ahlaklı olduğunu nasıl iddia edebilir? Küba halkına borcumuz olduğunu düşündüğümüz için ablukaya karşı dayanışmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Küba halkına tüm dünya halkları borçlu. Yalnızca her yıl binlerce hekimi, öğretmeniyle dünyanın en ücra köşelerine ışık olduğu için değil. Yalnızca her depremde, her afette yoksul ülkelere el uzattığı için değil. Yalnızca onlarca ülkenin ulusal kurtuluş mücadelesine destek sunduğu için değil. Yalnızca Filistin soykırımında, emperyalist işgallerde hesapsız, çıkarsız ve cesur bir dayanışma sergilediği, tüm insanlığın vicdanı olduğu için değil…

Devrimine sahip çıktığı, sosyalizmin tüm insanlık için bir ışık olduğunu gösterdiği, insanlığa ışık ve umut olduğu için de…

Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin sosyalizme ilgi duyan, adil bir dünyanın hayalini kuran gençlerin gözlerinde Küba devriminin, Fidel’in, Che’nin çaktığı o ilk kıvılcımın, verdiği o büyük ilhamın parıltısını görürsünüz. Şunu bilelim, gelecekte dünyanın neresinde devrim olsa, insanlık nerede kendi kaderini kendi eline alsa, orada Küba’nın izi olacak…”

JMKDD Başkanı Nahide Özkan

'Küba ile Türkiye arasındaki dayanışma çok köklü, depremde de tanık olduk'

Dayanışma gecesinde söz alan Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro F. Diaz Palacios, Küba ile Türkiye halkları arasında son dönemde yaşanan dayanışma örneklerini hatırlattı. Bu dayanışmanın iki ülkenin de emekçilerine güç verdiğini ifade etti.  Alejandro F. Diaz Palacios yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye'deki Küba Dostluk Derneği kurulduğu günden beri dostluğunu her zaman sürdürdü. Özellikle son iki yılda bu desteği daha çok hissettik. Pandemi döneminin sonlarında bir konteyner dolusu gönderilen sağlık ekipmanlarını unutmadık. 6 Şubat depreminde Kahramanmaraş'a giden Kübalı doktorlar bu dayanışmaya cevaben yer aldılar. Tüm bu dayanışmalar için Küba devleti Küba Dostluk Derneği'ni bir dostluk nişanıyla ödüllendirdi. Çünkü Kübalı doktorların dil bariyerini aşarak depremzedelere destek olmasını yardımcı oldular. 

ABD'nin gerçekleştirdiği abluka, soykırım suçu ve ekonomik savaş olarak kabul ediliyor. Ülkemizde karmaşa ortamı yaratmaya çalışıyorlar. Küba'nın 'terörist devlet' olduğu yönünde bir iddiaları var ve bunu propaganda ediyorlar. Küba'ya yönelik iktisadi yaptırımlarını işte buna dayandırıyorlar. Güya Küba bir terör devleti olduğu için abluka uyguluyorlarmış. 

Küba Dostluk Derneği Türkiye'de dayanışma için en ön saflarda yer alıyor. Türkiye'de aydınların çağrısıyla yayınlanan abluka karşı açıklamalar da bunun göstergesi. Desteklerini çabamıza güç katıyor.  Derneğinize de adını veren ulusal önderimiz José Martí'nin de dediği gibi, Küba ile ayağa kalkan hiçbir zaman diz çökmez. Sizlere çok teşekkür ediyoruz."

Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro F. Diaz Palacios

Kendi evimizdeyiz ve Fidel de sanki şu an bu salondaymış gibi'

Küba Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi, İdeoloji Departmanı Üyesi ve Halk İktidarı Ulusal Meclis Milletvekili Luis Morlate Rivas sözlerine Küba Komünist Partisi ve Birinci Sekreteri Miguel Díaz-Canel adına TKP ve JMKDD’ye teşekkürlerini ileterek başladı. "Sanki bugün burada Fidel Castro da aramızda, José Martí de aramızda gibi hissediyorum. Yalnızca Küba değil dünyanın her yerinde insanlık için hayatını adamış herkes şu an yanı başımızda gibi” diyen Morlete Rivas “Salona girerken Küba için atılan sloganlar hepimizi çok duygulandırdı. Sizleri Küba halkı adına kucaklıyorum, sanki kendi halkımızın içindeymişiz gibi hissediyoruz kendimizi” dedi. 

Küba Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi, İdeoloji Departmanı Üyesi ve Halk İktidarı Ulusal Meclis Milletvekili Luis Morlate Rivas

'Dayanışmamız büyüyecek, sınırları aşacak'

Etkinlikte söz alan Küba Dünya Halklarıyla Dostluk Enstitüsü (ICAP) temsilcisi Raúl Cardoso Cabrera ise Küba ile Türkiye arasındaki dayanışmaya dikkat çekti. Bu dayanışmanın ablukaya karşı verilecek mücadelede en önemli şey olduğunu ifade eden Cabrera, salondaki Küba dostlarının geçmişten bugüne Küba için gösterdikleri dayanışmayı yakından takip ettiklerini ifade etti. 

"Burada olan herkesin birçok görev üstlendiğini biliyoruz. Hem ablukaya karşı hem de uluslararası alanda Küba'ya verdiğiniz destekler aklımızda. Geçtiğimiz yıl Brüksel’de yapılan, bu yıl Paris'te gerçekleşecek olan Küba ile Dayanışma Zirvesine JMKDD’nin katılımı için teşekkür ediyoruz. 2026’daki yapılacak bir sonraki toplantısının Ankara'da olmasını çok istiyoruz. 2026 aynı zamanda Başkomutanımız Fidel Castro'nun 100. doğum yılı, bu nedenle sürece yayılmış pek çok şeyi birlikte yapabileceğimiz bir yıl da olacak. 'Dayanışma halklarının şefkatidir' diye bir sözü vardır José Martí'nin. Biz de onun sözünü bir şiar olarak görüp Fidel Castro'nun izinde bu dayanışmayı büyüteceğiz.” dedi. 

Küba Dünya Halklarıyla Dostluk Enstitüsü (ICAP) temsilcisi Raúl Cardoso Cabrera

'TKP Küba devriminin geleceği için üzerine düşeni yapacak'

Etkinlikte TKP adına Merkez Komite Üyesi Cansu Oba tarafından da bir konuşma yapıldı. Oba, Küba Devrimi ve halkının hiçbir zaman enternasyonalizme mekanik bir görev gibi yaklaşmadığına, emperyalizmle, sömürgecilikle, salgın hastalıklarla mücadele eden halkların yanında olmayı samimiyetle asli görevlerinden biri olarak bildiğini söyledi. 6 Şubat depreminin hemen ardından, Küba Devriminin enternasyonalist dayanışmasının cömert bir örneği olan Henry Reeve Sağlık Tugaylarının Maraş’ta sundukları sağlık hizmetlerini hatırlattı.

Oba, “Yıllardır işçi sınıfı dayanışması adına elinden geleni ardına koymayan Küba zor zamanlardan geçiyor ve şimdi ablukaya karşı verdiği mücadelede Küba Devrimi ve halkıyla dayanışmak için elinden geleni yapma sırası dünya komünistlerinde, Küba’nın dostlarında, bizlerde” dedi. Adına abluka denen anti-komünist saldırının ne anlama geldiğini, boyutlarını, sonuçlarını daha fazla konuşmanın ve anlatmanın gerektiğini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: 

TKP, Küba ile gösterdiği koşulsuz dayanışmadan dolayı çok fazla soru ve eleştiri alan bir parti. Küba’ya neden bu kadar güveniyorsunuz, Küba’daki geri adımlardan kaygılanmıyor musunuz, Küba’nın dış politikası sizi endişelendirmiyor mu… 
Bu sorular arasında kötü niyetli olanları zaten ciddiye almıyoruz. Onlarla ancak mücadele edebiliriz ve Küba Devriminin aldığı her yeni yaş onlara verilecek en iyi yanıt olur. 

Bu şekilde kaygı bahanesinin arkasına sığınarak Küba’ya sırt çeviren, burun kıvıranlar kendilerine komünist demesin, devrimci demesin. Bizim dostluk anlayışımızda kaygının gereği diyaloğu, iletişimi, dostluğu ve dayanışmayı büyütmektir. Diğerini yapmak kolay…
Ayrıca bize soruluyor ama yoksa Kübalı devrimcilerin kendilerinin kaygılanmadığı mı sanılıyor? Devrimi ayakta tutma ve sağlamlaştırma dürtüsü her devrimci için kaygı kaynağıdır. Bu nedenle de Kübalı dostlarımız Küba’da her şeyin yolunda gittiğini söylemiyorlar. Güçlü oldukları yanları biliyorlar, sosyalizmin inşasında nelerede geri adım atmak zorunda kaldıklarını biliyorlar, sorunları görmezden gelmiyorlar ya da yalnızca dış faktörlerle açıklamaya çalışmıyorlar. Ve görüyoruz ki ideolojik mücadeleyi de asla bırakmıyorlar.”

TKP MK Üyesi Cansu Oba.

Geçen hafta 14. Kongresini toplayan TKP’nin aldığı kararlardan birinin Küba ile dayanışmanın büyütülmesi olduğu belirten Oba, Küba’nın en somut ve acil ihtiyacının terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarılması ve ablukanın ortadan kaldırılması olduğu yineledi. TKP’nin bunun için hem siyasal ve toplumsal alanda mücadele etmeyi sürdüreceğini hem de Küba’nın ekonomik alanda yaşadığı zorluklar açısından kimi somut dayanışma adımları atacağını bildirdi.

Etkinlik Kübalı müzik grubu Trio Chocolate’nin söylediği devrim şarkılarına Ankaralı Küba dostlarının coşkulu eşliğiyle son buldu. Etkinlik sonunda ABD ablukasına karşı olan mücadelesinde Küba ile dayanışmayı büyütmek için etkinliklerin süreceği, heyetin önümüzdeki günlerde JMKDD tarafından gerçekleştirilecek farklı etkinliklere konuk olacağı duyuruldu.