Türkiye Komünist Partisi, Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıldönümünde “Bağımsızlık, Laiklik, Cumhuriyet ve Sosyalizm için Yürüyoruz” başlıklı yürüyüşler düzenleyeceğini duyurmuştu.
29 Ekim'de üç büyük ilde yapılan yürüyüşlerde binlerce yurtsever bir ağızdan "Cumhuriyet geleceğimizdir!" dedi.
İstanbul'da yürüyüşün adresi Avcılar'dı. Halide Edip Adıvar Parkı'nda toplanan binlerce yurtsever Avcılar sokaklarını meşalelerle aydınlattı, "Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet" sloganıyla inletti.
Yürüyüşün ardından konuşma yapan Elif Şahin, 29 Ekim tarihi geldiğinde "kutlama" yapmanın Cumhuriyeti korumaya yetmediğinin altını çizdi ve ekledi: "Cumhuriyeti korumak için ona sahip çıkmamız gerekiyor. Koruyamadığımız hiçbir şeyi ileriye çekemeyiz dostlar. Cumhuriyeti korumak zorundayız." Şahin "Sosyalist bir cumhuriyeti kuracağız" dedi.
'Umutsuzluk değil, düzeni yıkmak için...'
TKP, geçtiğimiz hafta Avcılar'da "Yenidoğan Çetesi"ne dahil olduğu gerekçesiyle kapatılan bir özel hastanenin önünden seslenmişti.
Basın açıklamasında konuşan avukat Mert Doğan da bebeklerin canına kast eden düzenin yıkıp yeni bir Cumhuriyet kurulmasının şart olduğunu söyledi ve sözlerini şu ifadeleri kullandı:
"Henüz geçtiğimiz günlerde özelleştirmelerden dolayı, sağlığın özelleştirilmesinden dolayı onlarca bebeğin katledildiğine şahit olduk. Bir tarikatın, bir mahalledeki dolayı küçücük bir kızın cesedini günlerce aranmasına şahit olduk. Bizler iş kazalarına, bizler kadın cinayetlerine şahit olduk. Bu şahitliğimiz umutsuzluk için değil, bu düzeni yıkmaktaki kararlılığımızın neden bu kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Bizim bu düzeni yıkmamız lazım. Bu düzeni yıkıp yeni, gerçek, güçlü bir Cumhuriyet inşa etmemiz lazım."
İzmirliler tarikat yurdunun kapısına dayandı
İzmir'deki ilk eylem Karabağlar ilçesinde yer alan Uzundere Mahallesi'nde gerçekleştirildi. Uzundere cemevinden toplanan TKP’liler ve mahalleli, sloganlar eşliğinde mahallede açılan İsmailağa Tarikatı’na bağlı öğrenci yurduna yürüdü.
Mahallelinin katılımıyla büyüyen kortej sloganlar eşliğinde tarikat yurduna ulaştı.
“Mahallede tarikat istemiyoruz”, “Katil tarikat mahalleden defol”, “Tarikatların ensesindeyiz” sloganlarıyla yurdun önünde bir açıklama yapıldı.
TKP İzmir İl Örgütü adına basın açıklamasını okuyan Adem Yağız, sözlerine kaçak yurdu yıkmak için gelen belediye ekiplerini korumaya gelmeyen kolluğun, bugün Cumhuriyetin 101. yılında laiklik için yürüyen mahalleliye karşı tarikatları korumak amacıyla geldiğini hatırlatarak başladı.
Tarikat yurdunun yıkım kararına rağmen kaçak olarak inşa edildiğini belirten Yağız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yanı başımızda tarikatlar, cemaatler örgütlendiği sürece kendi mahallemizde dahi güvende değiliz. Yurdun önüne çekilen lüks araçlar semtimizde rahatça gezerken; yıkım için gelen belediye ekipleri, kim olduğunu bilmediğimiz, eli sopalı, cübbeli, sarıklı insanlar tarafından engelleniyor. Konuyu haber yapmaya gelen basın mensupları ise alıkonuyor, tartaklanıyor.
Bizler bu mahallenin fertleri olarak, tarikatları ve cemaatleri, Aladağ'da yanarak ölen kız çocuklarından, yaşadığı baskıya dayanamayıp yaşamına son veren Eneslerden, sabah namazına kalkmadığı için dövülen çocuklardan, taciz, tecavüz haberlerinden biliyoruz. Mahallemizde tarikat yurdu istemiyoruz.”
'Cumhuriyet hilafete karşı laikliktir'
Çiğli’de Süleymancılar’a ait yurda karşı yapılan yürüyüşü hatırlatan Yağız, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
"Cumhuriyet, hilafet altında halkın iradesinin teslim alınmaya çalışıldığı Anadolu'da, hilafete karşı laiklik iddiasıyla kurulmuştu. Bugün, Cumhuriyet'in ilanının 101. yıl dönümünde, mahalleli olarak tarikatlara karşı yürüdük. İzmir'de de, ülkemizde de tüm tarikatlar dağıtılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
'Sosyalist bir Cumhuriyet mümkün'
İzmir'deki ikinci yürüyüşün adresi Bornova'nın Çamdibi Mahallesi'ydi. Kapalı pazaryerinde toplanan yüzlerce kişi "Kahrolsun yobazlar, yaşasın Cumhuriyet" sloganıyla Atatürk Parkı'na yürüdü.
Burada, Çamdibi Semt Evi adına konuşan Nagihan Çakır, Türkiye'nin refah ve mutluluğa kavuşmasının yine ancak cumhuriyetle ama patronsuz, tarikatsız ve sosyalist bir Cumhuriyetle mümkün olacağını vurguladı.
101 yıl önce kurulan Cumhuriyetin bugün eşitlik, özgürlük ve bağımsız bir ülke kavgası verenler için önemli olduğunu kaydeden Çakır, Çamdibi'nde verdikleri mücadeleyi şu sözlerle özetledi:
"Okullarda laik Cumhuriyete karşı gerici bir kalkışma olan ÇEDES'in karşısında çocuklarımıza bilimsel, laik eğitimi taşıyoruz; eğlenceli tarih atölyeleri, astronomi atölyeleri, geziler düzenliyoruz. Düzene karşı tek başlarına bırakılmış ebeveynlerle gerici müfredatı ve çocukların psikolojileri üzerindeki etkilerini konuşuyoruz. Kadın Dayanışma Komitemizde yan yana geliyor, dertleşiyor, örgüler örüyor, semt koromuzu planlıyor, kısacası birbirimizden güç alarak birbirimize mücadele etmeyi aşılayacağımız her yolu deniyoruz.
Semtimizde böyle, memleketimiz için de mücadele ediyoruz... Ve inanıyoruz: Kazanacağız!"
Ankara Cumhuriyet için ayakta!
Yürüyüş Ankara'da da iki koldan gerçekleşti. Seyran ve Esat Semt Evlerinin düzenlediği ilk yürüyüş Esat'taki Dörtyol'dan başlayarak Seyran'daki Özgürlük Meydanı'nda noktalandı.
Bu meydanda konuşan Salih Necati İnan, 1919'da büyük devrimci mücadeleyle başlayan ve 1923'te Cumhuriyetle taçlanan mücadelenin bugün nasıl ayaklar altına alındığından söz etti.
"Kuruluşundan sonra yine Cumhuriyet eliyle yaratılan burjuvazi Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yine kendi çıkarları uğruna ayaklar altına aldı. Bugün ilan edildiği gündeki Cumhuriyetten bahsedemiyoruz ne yazık ki. Kabul edelim, memleketimizde Cumhuriyet yıkılmış, tasfiye edilmiştir. Patronların eliyle, onların siyasi sözcüleri eliyle, tarikat ve cemaatler eliyle, uluslararası işbirliği yalanlarıyla ortağı olunan NATO gibi örgütlerin eliyle yıkılmıştır. Cumhuriyeti yıkanların hepsi ortaktır. Hesap soracağız!"
'Cumhuriyet, padişahı bir İngiliz gemisiyle kovmaktı'
Öveçler, Sokullu ve İlker Semt Evleri tarafından düzenlenen yürüyüşün buluşma noktası İlker'di. Burada bir araya gelen Ankaralılar, Ahmed Arif Parkı'na yürüdü.
Yürüyüşte konuşan TKP Parti Meclisi üyesi Erhan Nalçacı, Cumhuriyetin bir devrimle kurulduğunun altını çizerken, 1923'te Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarını saygıyla andıklarından söz etti.
"Bugün tarih çarpıtılıyor. 1923 devrimci ve Cumhuriyet mücadelesi sadece işgalci Yunan ordusuna karşı verilen bir mücadeleymiş gibi takdim ediliyor. Bu tabii ki önemli bir safhaydı. Ama unutmayalım o yıllarda Osmanlı yarı sömürge hale gelmişti. Egemenlikten ve bağımsızlıktan bahsedilemezdi. Ve hanedanlık, emperyalizmin işbirlikçisi haline gelmişti. Devrim bunlara karşı yapıldı. Bunları konuşmadan 1923 devrimini anlayamayız. Bu devrimle birlikte bağımsız bir ülke kuruldu ve halkçılık bu toplumun bayrağına yazıldı. Hanedan bu devrimle dertop edildi ve bir İngiliz gemisiyle yollandı. Bu devrimle birlikte laiklik bu ülkenin değerlerinden bir haline geldi. İşte tüm bunlar Cumhuriyet demekti. Cumhuriyet kendi yarattığı aydınlık kadroların üzerinden yükseldi ve burada kadınların özel bir yeri oldu. Ancak bugün ülkemizin geldiği yıkım ve çürüme başımıza üşüşen asalak sınıfın, sömürücü sınıfın eseridir. Cumhuriyeti yıktıklar ve tüm değerlerine karşı savaş açtılar."
'Cumhuriyeti yıkanların servetlerine el koyacağız'
Esat Özgürlük Parkı'nda kapanış konuşmasını yapan TKP Ankara İl Başkanı Ali Ufuk Arikan, Cumhuriyeti ve değerlerini yok eden, ülkeyi para babalarına peşkeş çeken patronlara işaret etti:
"Bugün bu ülkede Cumhuriyete dair ilerici, aydınlanmacı, kamucu ne kadar değer varsa yerle bir ettiler. Kimler yaptı bunu? Patronlar, tarikatlar ve onların iktidardaki işbirlikçileri. Daha çok para kazanmak daha çok kâr etmek için yıktılar Cumhuriyeti. Onlar yıktı, biz yeniden kuracağız. İşe de bu Cumhuriyeti yıkanların fabrikalarına, servetlerine el koyarak başlayacağız. Ve emekçilerin mücadelesiyle kurulan, bayrağında eşitlik ve özgürlük yazan yeni bir Cumhuriyet kuracağız."