Kiralar yüzde 40 arttı, öğrenciler isyan etti: Artık yaşamamız başlı başına lüks

Yüz yüze eğitim kararı sonrası 'öğrenci kenti' denilen yerlerden biri olan Eskişehir'de öğrenciler isyanda. Kiralar neredeyse yüzde 40 oranında artarken, öğrenciler neler yaşadıklarını soL'a anlattı.

Özkan Öztaş

Yüksek Öğrenim Kurumu'nun yüz yüze eğitim kararının hemen ardından Eskişehir'de artan kira fiyatları gündem oldu. Anadolu, Osmangazi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin bulunduğu kentte yaklaşık 70 bin öğrenci örgün eğitim görüyor. Öğrenci popülasyonunun nüfusa kıyasla yoğun olduğu kentlerden biri olan Eskişehir'de YÖK'ün yüz yüze eğitim kararının ardından kira fiyatları %40 artış gösterdi. 

Öğrenciler kira konusunda yaşadıkları sıkıntıları soL'a anlattı…

‘Öğrencilerin bunu karşılayabilecek gücü yok’

Baran 23 yaşında. İstanbul'dan Eskişehir'e gelen Endüstri Mühendisliği öğrencisi. Kendisi ev sahiplerinin pandemi döneminde yaşadıkları gelir kaybının acısını öğrencilerden çıkardıklarını düşünüyor. "Böyle bir şeyin olacağını zaten az çok tahmin ediyorduk ancak bu kadar olacağını da tahmin etmiyorduk" diyen Baran, kiraların kontrolsüz bir şekilde arttığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: 

"Öğrencilerin bunu karşılayabilecek gücü yok. Zaten verdiğimiz depozitonun da üzerine konmak için her türlü şeyi yapıyor ev sahipleri. En büyük sıkıntı son sınıfa geçen öğrenciler için oldu. 10 ay için bu çileye katlanmak zorundalar. Eşya bulmak zorundalar ve eşya fiyatlarına yapılan zammı konuşmuyoruz bile. Hükümet ise yılda bir yaptığı 100 liralık zam ile övünüyor. Oysa öğrenciler olarak biz borçlu bir şekilde mezun oluyoruz. Bu fiyatlar kontrol edilmeli ve sabitlenmeli. Meyve sebze hallerini basan yöneticiler bir zahmet emlakçıları da bassın. Eskiden lüks diye ayrı bir kategori vardı hayatımızda. Şimdi ise yaşamamız başlı başına lüks. Her gün maddi durumumuzu düşürmekten her birimiz anksiyete sahibi olduk ve tedavi olmak için paramız da yok. Böyle bir döngünün içinde boğulmamaya çalışıyoruz.” 

‘Devletin bir lütuf gibi verdiği KYK kredisi ve burslar barınma ihtiyacını bile karşılamıyor’

Fırat ise 20 yaşında. Ailesi İzmir'de. Eskişehir'e üniversite okumak için gelenlerden. O da ev sahiplerinin pandemide yaşadıkları gelir kaybının acısını öğrencilerden çıkardıklarını düşünüyor. Hatta "hükümetten ve bu düzenden talep etmediklerini güçlerinin yettiği öğrencilerden çıkarıyorlar" diyor.  Fırat "Serbest piyasa olduğu müddetçe bu acımasız çark dönmeye devam edecek. Zararını da biz göreceğiz" diyor.

"Geçinebiliyor musunuz?" sorumuza ise öfkeyle ve gülerek cevap veriyor:  "Biz öğrencilerin geçinmesi gibi bir durum yok. Geçinemiyoruz. Ailemizin gönderebildiği harçlıklar da yetmiyor. Çoğumuzun ailesi işçi, emekçi, memur ve küçük esnaf. Devletin bir lütuf gibi verdiği KYK kredisi ve burslar barınma ihtiyacını bile karşılamıyor. Öğrenciler yemek yemesin mi? Sinema, tiyatro, konser gibi kültürel faaliyetlere katılmasın mı? Kitap alamayacak mıyız? Okula gitmek için otobüse, dolmuşa binemeyecek miyiz? Bütün bu temel giderleri karşılayabilmek için ailemizin gönderebildiği, hatta çoğu zaman gönderemediği harçlığa ve kredi/bursa ek olarak part time işlerde çalışarak kendi geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Okuldan sonra markette, kafede, mağazada çalışan çok arkadaşım var." diyor ve "Bütün bu mevcut sıkıntılara rağmen kiralara %40-%50 zam yapılması yüz yüze eğitimde öğrencileri çok fazla zora sokacaktır" ifadeleriyle sözlerini tamamlıyor. 

'Geçinemiyoruz...'

soL’a konuşan bir diğer öğrenci ise Günhan. 23 yaşındaki Günhan geleceğin basın emekçilerinden. Basın Yayın Bölümü öğrencisi Günhan birkaç yıl önce Çorum'dan Eskişehir'e okumaya gelmiş. Her sene benzer sorunlarla karşılaştıklarını ifade eden Günhan “bu sene özel olarak her şeyin ateş pahası olduğu bir dönemde kiraların artması tahammül edilemez oldu” diyor.  "Kira fiyatları zaten hangi dönemde ‘ucuz’ ya da ‘idare edilebilir’ bir boyutta olmuştur onu da merak ediyorum açıkçası; çünkü birçok kriterden bağımsız olarak emlakçıların, fırsatçıların sürdürdüğü bir piyasa var ev konusunda. Daima kandırmak, miktarı fark etmeksizin fazla para "koparmak" için adeta yarışır haldeler. Sanki tüm emlakçıların tek geçim kaynağı bizmişiz gibi birde dillerine pelesenk ettiği bir şey var; "öğrenciler gidince biz de battık" Oysaki herkes biliyor batmadıklarını, ama artan fiyatlara bahane bulmakta zorlanmıyorlar" diyor

Öğrencilerin sırtından geçinmenin bir meslek haline geldiğini ifade eden Günhan günümüzde fiyatların sabitlenmesi gibi düşüncelerin ise hayalden öteye gitmeyeceğini düşünüyor

Geçinebiliyor musunuz sorusu onun için de kritik. "Geçinemiyoruz...  Artık öğrenci-işçi kavramı var bildiğiniz gibi. Her öğrenci okumak ve geçinmek için geçici sektörlerde çalışıyor. Bu sektör genelde kafe ve bar sektörü oluyor çünkü kafeler ucuz, sigortasız, "sorunsuz" işçi çalıştırmaya daha sıcak bakıyor. Çalıştıklarımızın yanında bir de burs ve ailemizin desteği var, ancak bu destek genel olarak bizi kurtaramıyor.  Çünkü temel ihtiyaçları karşıladığınız zaman, kendinize kalan para gülünç bir rakam oluyor. Bundan dolayı hemen hemen her öğrenci, daha okulu bitmeden hayata çoktan atılmış oluyor, diploma ise geçirilen zor günlerin belgesi halini alıyor. Daha sonra bir başka zor döneme;  iş bulma ve KYK borcunu ödeme dönemine başlıyoruz" diyor.