Kılıçdaroğlu: Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar

Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, 'Dindarı, Türkü, Kürtü, sağcısı, solcusu, liberali, 84 milyona ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız!' dedi.

Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe'de düzenlenen "Milletin Sesi" mitinginde konuşma yaptı.

Kılıçdaroğlu konuşmasında "Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor! 5 yıl önce ilk adımı attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin, bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı." dedi.

Mitingde "Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor, insanları korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronları, paramiliter yapılar, beşli çete, yandaş medya, insan ve silah kaçakçıları; hepsi birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi hem finansal olarak nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar." diyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"O ve sarayı giderse kaos olur algısının peşindeler. İnsanları gece yarısı tutukluyorlar, okulları basıyorlar. Tweet attı diye çocukları okullarından alıyorlar. Doğayı savunanlara hapis cezası veriyorlar, bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler... Siyaset yasakları... Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar."

Konser yasaklarına da değinen Kılıçdaroğlu, "Kürtçe müziğe tahammül edemiyorlar, sanatçıları mahkemede süründürüyorlar. O yasak, bu yasak, şu yasak... Tahammül edilmeyen Kpop, gençler, eğlence, mizah, yaşam tarzı, özgürlük..."  dedi. CHP Genel Başkanı "Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlığı... Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar, başaramayacaklar, biz kazanacağız." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan diğer ifadeler şöyle:

  • Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka, hukuka, adalete sırt çevirmenin sonucu. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar.
  • Gençlerin yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği hamasi söylemler. Onların hamasi söylemerinden de yalanlardan da bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok 2023, yok 2071 yok dış güçler yok Almanlar bizi kıskanıyor yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var... Bunların tamamı yalan yalan yalan!
  • Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.

5'li çetenin hepsinin defterini dürmek zorundayız

  • Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız. 5'li çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar; iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyor. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar. Bu düzen, haramilerin düzenidir.

'İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum'

  • 1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.
  • Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.
  • 2 kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramilerlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun!

'Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz'

  • Türkiye'ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler.  8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Kimse unutmasın; biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin alnına bir kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz.
  • Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye'ye, orta doğu'ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk'ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir.

'Dindarı, Türkü, Kürtü, sağcısı, solcusu, liberali birlikte mücadele etmek zorundayız'

  • İnsanlar arasında eşitlik istiyorum; hak eşitliği... Fırsatların eşitliğin istiyorum. Değerle siyaseti yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum. 2 kelimede vücut bulan anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayız. Dindarı, Türkü, Kürtü, sağcısı, solcusu, liberali, 84 milyona ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız!