12 Temmuz Cuma günü İzmir'in Konak ilçesinde yağmurda sokakta yürüyen iki yurttaş elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. 23 yaşındaki Özge Ceren Deniz'le ona yardım etmeye çalışan 44 yaşındaki İnanç Öktemay’ın ölümünde kurumlar birbirine suç atmaya devam ediyor.
Kaçak akımla ilgili önce CHP’li belediye ve dağıtımcı şirket GDZ Elektrik birbirini suçlamıştı.
Şimdiyse CHP AKP’lileri, Erdoğan CHP’yi suçluyor. Özelleştirmelere yol açan herkesin suçlu olduğuysa apaçık ortada.
İzmir Büyükşehir Belediyesi bölgedeki çalışmanın GDZ Elektrik gözetiminde yapıldığını, GDZ Elektrik ise belediye tarafından yapılan söz konusu çalışmadan haberdar olmadığını, çalışma sırasında şebekeye zarar verildiğini öne sürmüştü. Bilirkişi raporunda hem dağıtım şirketi GDZ Elektrik’in hem de İZSU'nun ihmallerinin faciaya yol açtığı ifade edilmişti.
CHP'nin hedefinde AKP'li isimler var
Aynı sürtüşme hâlâ devam ediyor. CHP grubu adına İzmir Milletvekili Ednan Arslan “Elektrik dağıtım sisteminin özelleştirilmesiyle ortaya çıkan sorunların araştırılması” için önerge verdi. Konuşmasında “AKP milletvekili, ‘Bu elektrik şirketleri küçümsenemeyecek yatırımlar yaptı’ diyor. Güzellemeler yapıyorsunuz bu şirketlere, siz bu şirketlerin ortağı mısınız? Neden savunuyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
Bu sözleri sarf etmesinin ardındaki gerçeğiyse yine İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın konuşmasından anlıyoruz:
“Bugün tartıştığımız elektrik şirketlerinin patronları aynı, ortak şirket. Biri Gediz diğer Aydem. Neden altyapıyı güçlendirmiyorlar? Neden bu konuda bir şey yapılmıyor? EPDK neden herhangi bir şey söylemiyor? Bizim istediğimiz şey yatırımın denetlenmesi. Ödediğimiz paranın yerine gidip gitmediği konusunda bir çalışma. Bu kirli bir alan. Bu kirli alanla ilgili aslında AK Partili arkadaşlar çok şey biliyorlar. Çünkü yıllar önce AYDEM ve GDZ zora düştüğünde oraya eski bir enerji bakanınız tarafından kayyum atandı. Orayı şimdi o kayyumlar yönetiyor. O yüzden onlara dokunulamıyor, onlara kimse bir şey yapamıyor. Hangi aile arkalarında?”
Özkan’ın işaret ettiği bakan, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak. GDZ Elektrik’in yönetim kurulu üyesi olan Elmas Yaşar Bostancı’yı kast eden Özkan, “Hangi aile arkalarında?” sorusunu soruyor çünkü Bostancı AKP’li eski bakanlar Selma Aliye Kavaf ile Sema Ramazanoğlu’nun küçük kardeşi, eski AKP milletvekili Mehmet Ramazanoğlu’nun da kayınbiraderi.
CHP enerjide özelleştirmelere karşı değil. CHP’nin parti programına göre enerji alanında hem kamu hem özel sektörün var olduğu bir politika benimseniyor. Meclis’e verilen önerge de özelleştirmelere karşı değil, daha çok “bu işler düzgün yapılsın” alt metni taşıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel , “Her kazadan sonra ‘Aman ucu bize dokunur’ deyip her şeye hayır diyenler, hadi… Hadi AK Parti, hadi MHP… Ucu bu sefer belki bize dokunacak, CHP’li belediyeye dokunacak. Hadi kaldırın engelleri, kuralım komisyonu, engelleyelim ölümleri” diyerek önerge için çağrı yaptı.
AKP ve MHP oylarıyla reddedilen bu önerge sorunların bir kısmına işaret etse de CHP Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’nin açıklaması kadar net değil. Eşki, “Enerji dağıtımını özelleştiren sermaye yandaşı siyasiler sorumludur, hepsi kamulaştırılmalı” çıkışı yapmıştı.
Erdoğan'ın hedefinde CHP'li belediyeler var
Peki AKP kendini nasıl savunuyor? Bunu anlamak için AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamaya bakmak yeterli. Konuşmasında bir dizi CHP belediyesinde yaşanan kaza ve ölümleri hatırlatan Erdoğan tüm suçu olduğu gibi CHP’ye şöyle atıyor:
“Adeta bağırarak gelen bu faciaların hepsinde vebali olanlar, çıkıp bir kez olsun milletten özür dilemedi. Yakınlarını kaybedenlerin yüreğine su serpecek, acılarını bir nebze olsun dindirecek, sorumluluklarını kabul edecek hiçbir açıklama yapmadılar. Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi yollarına devam ettiler. İstanbul’daki, Antalya’daki skandallarda nasıl vicdansızca davrandıysalar, İzmir’deki müessif hadisede de aynı sorumsuz tavrı sürdürdüler. Bunun mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur. Bunun ne siyaseten, ne vicdanen anlaşılabilir bir tarafı da yoktur. İnsan hayatına mal olan iş bilmezliklere artık bir ‘dur’ denilmesi gerekiyor. Biz, hükümet olarak, bütün bu skandallarda payı ve ihmali olanların hukuk önünde hesap vermesi için gereken neyse yapıyoruz ve yapacağız.”
Erdoğan ne özelleştirilmiş şirketlerin hatalarından bahsediyor ne de bugüne kadar sebep oldukları facialardan.
Elektrikte özelleştirmede suç sarmalı
AKP iktidarının "elektrikte özelleştirme" tercihinin doğrultusunda 2004 yılında, “Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi” hazırlandı. IMF ile 2005 yılında, “19’uncu Stand-By anlaşması” imzalayan iktidar, elektrik üretim ve dağıtım şirketinin özelleştirilmesi çalışmalarını hızlandırdı. Anlaşma kapsamında 2008-2013 döneminde enerjide üretim ve dağıtım özelleşti.
Özelleştirmelerin tek yansıması kendisini sadece kabarık faturalar olarak göstermedi, aynı zamanda artan kesintiler, merkezi planlamanın eksikliğinden kaynaklı hem sayısı hem de çözülmesinin maliyeti artan arızalar ve 2015’te olduğu gibi ülkenin tamamını tehdit eden toplu kesintilerle kendisini gösterdi.
Kışın ortasında Isparta’da yaşanan 72 saati aşan elektrik kesintisinde pek çok kişi donma tehlikesi geçirmiş, hayat felç olmuştu. Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. bu olayda baş suçluydu.
Henüz bir ay önce DEDAŞ’a ait elektrik hatlarından çıkan yangınla 15 yurttaş yaşamını yitirmişti Diyarbakır’da, yangının sebebi yine elektrik şirketleriydi.
Bu ve bunun gibi örneklerde olduğu gibi suçlu belli. İzmir'de Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ı yaşamdan koparan; özelleştirme ve kâr güdüsüyle denetim yapmayan, şikayetleri dikkate almayan elektrik dağıtım şirketleri.