İzmir'in Konak ilçesinde 12 Temmuz günü meydana gelen sağanak yağış sonrası su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirmesine ilişkin yürütülen soruşturmanın ardından yargılama süreci başladı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede haklarında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açılan ve 22,5 yıla kadar hapis cezası sanıklar, ilk kez hakim karşına çıktı.
İZSU ve GDZ Elektrik AŞ.’den 13’ü tutuklu toplam 42 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tutuklu sanıklarının ifadelerinin alınmasıyla başlandı.
Tutuklu sanıklar ifade vermeye başladı
GDZ Elektrik A.Ş'den tutuklu yargılanan tek sanık teknik şef Ahmet Orhan Kaygısız savunmasında şunları söyledi:
"Olay yerindeki 2015’deki çalışmadan haberim yok. 9 Ocak’taki çalışmalardan haberim yoktu, benim birimime ihbarlar gelmez. Arıza onarımda hiç bulunmadım. Yetki ve sorumluluk alanım farklı. Saha ekipleri bana bağlı değil."
'Bilirkişi raporunu reddediyorum'
Akıma neden olan kabloların inşa edildiği dönemde geçici kabul heyetinde olan tutuklu sanık Ali Külak, iddianamede üzerine atılı iki suç olduğunu belirterek şunları söyledi:
"İddianamede belirtildiği gibi geçici kabul heyeti işin başında beklemez. Kablolar 2015'te inşa edilmiş ve 9 yıl sorunsuz çalışmıştır. Sorun dış etkenlerdir. Kabloların gereğinden daha az derinde olduğu iddiası asılsızdır. Kablolar olması gerektiği derinliktedir. Kaza yerindeki kablolar aynı yerinde aynı şekilde cumhuriyet başsavcısı eşliğinde görülüyor. 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren arıza onarım müdürü olarak görev yapıyorum. Masa başında çalışıyorum, sahaya inmem. Burada olmamın sebebi unvanımın arıza onarım müdürü olması. Sahada olmadığım ve haberim olmadığı bir konuyla suçlanıyorum. Bu sebeple 50 gündür tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum ve bilirkişi raporunu reddediyorum."
'Sorumluluğum dışında olan konulardan dolayı buradayım'
İZSU'nun mazgal ihalesini alan ve olayın yaşandığı bölgedeki mazgalı yapan özel firmanın sahibi olan tutuklu sanık Arif Kapuş, suçlamaları reddederek şöyle konuştu:
"7 yıldır kamu kuruluşlarıyla özellikle İZSU'da güvenilir bir firmanın sahibiyim. Birçok işi eksiksiz ve kusursuz yerine getirdim. Uzman bir ekiple çalıştım. İhale şartnamesinde kullanılacak malzemeyle ilgili bilgi verilir ve İZSU'dan testler yapılır. Bilirkişi raporunda uygun malzeme kullanmadığım konusunda bir konu belirtilmiş. Ben bu nedenle tutukluyum. Bu konuda bir rapor sonucu yok. Gözlemle yapılmış. Benim kullandığım malzemeler laboratuvarda test edildi ve onaylandı. Uygun olmayan malzemeyi kullanmadım. Ben 3 adet ızgara yapılması görevi aldım. Sahada bulunmadım. Teknik şartnamede, aldığım laboratuvar sonuçlarını teslim edecektim. Ama tutuklu olduğum için pek çok şeye ulaşamadım. Biz imalatı yaptıktan sonra asfalt ekibi asfaltlama yapar, benim onlarla bir bağlantım ve sorumluluğum yok. Daha sonra bu alan ekiplerce kazılıyor ve baypassız asfaltsız duruyor. Sorumluluğum dışında olan konulardan ve işlemediğim suçlardan dolayı buradayım. Beraatimi talep ediyorum."
'Mazgalı koymasaydık da bu olay yaşanabilirdi'
Tutuklu sanık İZSU Kanalizasyon Daire Başkan Barış Koç ise savunmasında şunları söyledi:
"Alelacele hazırlanan bilirkişi raporlarının teknik inceleme ve beyanlardan uzak olduğu açıktır. Kamuoyunda elektrik kablolarının yüksekliğiyle ilgili yanlış bir algı oluşturuldu. Olay yerindeki esnafın güvenlik kameraları incelendiğinde olayın böyle olmadığı görülmektedir. 21 Aralık 2023 tarihinde olayın meydana geldiği tarihte bölgede esnaflık yapan biri yol üzerinde açık kabloların olduğunu GDZ A.Ş.'e bildiriyor. 9 Ocak 2024 tarihinde bir tanık, yerden dumanlar çıktığı ve patlama olabileceğini söylüyor. GDZ A.Ş., bölgeye müdahale ediyor. 1 hafta sonra tamirat yapılan yerden yeniden duman çıkıyor. Eğer böyle bir şey varsa bu, kronikleşmiş bir sorundur. GDZ Elektrik 2019'dan bu yana kronikleşmiş sorunlara ilişkin kalıcı bir çalışma yapmıyor. Olay yerindeki kabloların kuvvetli akım yönetmeliğine uygun olmadığı da sabittir. Bölgedeki esnaf olayı en iyi bilenlerdir. Onlar GDZ A.Ş.'ye bildirmelerine rağmen kalıcı bir çözümün yapılmadığını söylüyorlar. Tanık ifadelerinin hiçbirinde İZSU'yu aradık yanda İZSU ile ilgili bir problem olduğunu söylemiyorlar. Orada bizim mazgallar olmadan da sorun yaşadıklarını söylüyorlar. 4 Ocak günü biz oraya mazgalı koymasaydık da muhtemelen bu olay yaşanabilirdi. Daha önce de olduğu gibi. Vatandaşlarımız elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir. Tutuklu olmamın doğru olmadığı kanaatindeyim. Olayın yaşandığı bölgeyle ilgili bizim ihbar kayıtlarımızda hiçbir şekilde bir ihbar yok."
Dava hakimi tutuklu sanıklar hakkında yargılanma taleplerine karar vermek üzere duruşmayı yarına erteledi.
Ne olmuştu?
Olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, 14'ü tutuklanmış, 1 kişi itiraz sonrası serbest bırakılmıştı.
Bilirkişi raporunun hazırlanmasının ardından gözaltına alınan 10 kişiden, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, kurumun eski genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ile Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel'in de bulunduğu 8'inin yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmasına, 2'sine ise ev hapsi verilmesine karar verilmişti.
Bilirkişi raporunda kusurlara dikkati çekilmişti
İddianamede yer alan bilirkişi raporlarında, kazada Gdz Elektrik ve İZSU Genel Müdürlüğü'nün asli kusurlarının olduğu, olayın gerçekleşmesinde öngörülemeyecek ve önlenemeyecek herhangi olağanüstü doğa olayının bulunmadığı, vefat edenlerin olayın gerçekleşmesini tetikleyecek herhangi bir tehlikeli hareketlerinin ve kişisel kusurlarının olmadığı görüşü yer almıştı.
Olayın yaşandığı gün ızgaraların yağmur suyunu tahliye edemediği, ızgaraların rutin bakım ve temizliğinin olması gerektiği şekilde yapılmadığı kanaatine varıldığının kaydedildiği raporda, yer altı elektrik kablolarının döşendiği kazının olması gerekenin yarısı kadar yapılmasının olayın yaşanmasında doğrudan etken ve ağır kusur olduğuna yer verilmişti.
İZSU Genel Müdürü Erdoğan, iddianamede yer alan ifadesinde kurum bünyesinde 7 bin personelin bulunduğu ve İzmir ile 30 ilçenin tümüne hizmet verildiğini, her olaya bizzat genel müdür tarafından müdahale edilmesi ve genel müdürün sorumluluğunun doğmasının kabul edilebilir olmadığını söylemişti.
Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel ise yapılan tadilat ve onarım işlemlerinden soruşturma sonrası haberdar olduğunu belirtmişti.
Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu da görev süresinde kurumdaki görevlilerle hareket ettiğini, bu görevlilerin her birinin görevleri çerçevesinde yaptıkları hatalardan kendisinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunmuştu.