İTÜ'de neler oluyor? ÜKD'den açıklama geldi

Üniversite Katılımcıları Derneği, İTÜ'de son dönemde yaşanan olaylara ilişkin açıklamada bulundu.

Haber Merkezi

Üniversite Katılımcıları Derneği, İTÜ'de üniversiteye bağlı vakıfların rektör tarafından hedef alınması ve sonrasında yaşanan sürece dair bir açıklamada bulundu.

Açıklamada söz konusu gerilimin nedeninin rant kavgasına olduğuna vurgu yapılırken, şöyle denildi:

Üniversite siyasi iktidarın temsilcisi rektörlerden de sermaye sınıfından da kurtarılmalıdır

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde son bir ay içinde kamuoyuna yansıyan olaylar üniversitelerin ticarileşmesinin, üniversiteyi ve üniversitenin birbirlerine çok benzeyen eski ve yeni yöneticilerini nasıl bir duruma düşürdüğünü ortaya koyuyor.

İTÜ Rektörü İsmail Koyuncu’nun üniversiteye bağlı vakıfları hedef almasına ilişkin ilk işaretler bir ay önce ortaya çıktı. Rektör, bu vakıflara bağlı kurumlarda ve ARI Teknokent’te çalışanların araçlarını hatta bir süreliğine yayaları bile üniversite kapısından geri çevirdi. Sonunda rektörün bu baskısı öyle bir hal aldı ki İTÜ eski rektörü ve İTÜ Geliştirme Vakfı’nın mütevelli heyeti üyesi Gülsün Sağlamer’in aracıyla kampüse girmek istediği sırada engellendiğini, zamanında “güvenlik” gerekçesiyle kendi yerleştirdiği turnikelerden geçmek zorunda kaldığını gördük.

Rektörlük açıklamasında da belirtildiği gibi, “İTÜ” adını bir marka olarak gören rektörlük, bir taraftan üniversiteyi ticarileştiren bir iktidarın temsilciliğini yapmakta, ama diğer taraftan da vakıfları ve Teknokent içindeki  “ticari” olmakla suçlamaktadır. Kendisinin de Teknokent içinde şirketi olan rektörün söz konusu baskılarının altında bir rant kavgası olduğu açıktır.

AKP iktidarının dönüştürdüğü üniversitelerimizde bu ve buna benzer rant kavgalarının beklendik bir durum olduğunun farkında olmakla birlikte üniversitedeki söz konusu manzaraları kabul etmekte zorlanıyoruz. Kamucu, toplumcu, özerk bir üniversitenin ancak ve ancak üniversiteyi sermaye sınıfından kurtarmakla mümkün olabileceğini biliyoruz. Rant kavgasına konu olan araziler halkın olmalıdır; eğitim ve bilimsel üretim kamusal olmalı, vakıfların, şirketlerin sattığı bir metaya dönüştürülmemelidir. Bu bilinçte olan üniversite emekçilerini ÜKD ile birlikte mücadeleye çağırıyoruz.