İzmir Kemalpaşa’da faaliyet yürüten Abalıoğlu Lezita’da geçtiğimiz Ağustos ayında sendikalı olmaları nedeniyle işten atılan işçiler, mücadeleye devam ediyor.
Sendikalı olmaları nedeniyle bahanelerle işten çıkarılan işçiler, İzmir 23. İş Mahkemesi’nin 10 Mart’ta verdiği karar neticesinde işe iade davalarını kazanmış, mahkeme işçilere sendikal tazminat ödenmesine hükmetmişti. Ancak Abalıoğlu Lezita patronu kararı üst mahkemeye taşıma kararı alarak işçilerin mağduriyetini sürdürmeye devam ediyor. İşçiler ise mücadelede kararlı.
Bugün akşam saatlerinde Turgutlu’da bir restoranda Lezita tarafından düzenlenen iftar yemeğine karşı, atılan işçiler de restoranın önünde kendi sofralarını kurarak protesto gerçekleştirdiler. Ailelerinin ve fabrikadan arkadaşlarının destek verdiği eyleme katılan işçiler, patronun gösterdiği iki yüzlülüğe tepki gösterdiklerini belirtti.
'Bizleri açlıkla ve işsizlikle terbiye etmeye çalışıyorlar'
Atılan işçiler adına yapılan konuşmada, "Biz ailelerimize yiyecek ekmek götüremezken, çocuklarımıza harçlık veremezken bizi haksız, hukuksuz yere mağdur edenler, bize iftira atarak, yalan söyleyerek yüz kızartıcı suç işlediğimiz iddiasıyla kapının önüne koyanlar ve yalanları mahkeme kararıyla tescillenen kişiler, gelmiş burada hayırsever, iyi ve adaletli işveren rolü oynuyor. Mahkeme kararını vermiş olmasına karşı hala bizleri oyalamaya, bizlerin mağduriyetini sürdürmeye, bizleri açlıkla ve işsizlikle terbiye etmeye çalışıyor" denildi.
"Asla pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve yakanızdan düşmeyeceğiz" denilen konuşmada, "Bu bizim çocuklarımızın geleceği için verdiğimiz, alın terimizin karşılığı için verdiğimiz onur mücadelemiz. Sizin yıldırma politikalarınız, sizin küçük oyunlarınız, yalanlarınız, iki yüzlü tavırlarınız bize sökmez" ifadelerine yer verildi.
'Asla vazgeçmeyeceğiz'
Ardından fabrikada çalışmayı sürdüren işçilerden biri söz alarak şunları söyledi:
"Hep birlikte bir karar verdik sendikaya üye olduk. Bu bizim anayasal hakkımız. Buna karşı işveren ve yöneticileri tarafından arkadaşlarımızın çıkarılması ve mahkemeye itiraz edilmesi gibi bir karşılık gördük. Biz sadece anayasal hakkımızın tanınmasını, arkadaşlarımızın kazandıkları davanın sonucu olarak işe iade edilmelerini ve sendika ile işverenin masaya oturmasını istiyoruz.
İşveren bize hala mesajlar atıyor. 'Süreç daha çok uzundur, biz hukuki her yolu kullanacağız' diye. Ayıptır, günahtır. Bizle dalga geçmeye utanmıyor musunuz? Kendi ağzınızla süreci uzattığınızı itiraf edip bir de mesaj atıyorsunuz. Yıllardır işçinin, emekçinin alın teri üzerinden büyümeye bıkmadınız. Bir taraftan vizyon, hak, hukuk, adalet derken en büyük haksızlık ve sömürüyü işverenler olarak sizler yapıyorsunuz. Biz sizin vaatlerinize ve sözlerinize artık inanmıyoruz. Sendika bizim Anayasal hakkımız ve bundan asla vazgeçmeyeceğiz, gerekirse söke söke hakkımızı alacağız."
Öz Gıda İş Sendikası Örgütlenme Daire Başkanı Göksel Şengün de bir konuşma yaparak "İşveren tarafı bir yandan haksız yere, hukuksuz yere, 10 yıllık, 15 yıllık işçi arkadaşlarımızı işten çıkartırken bir yandan da birlik, beraberlik, biz bir aileyiz edebiyatı yapmaya devam ediyor. Sen buraya yıllarca alın terini akıtan insanları kapının önüne koy, kendin her yıl yüksek kârlar açıklarken çalışanlara 3 kuruş ver sonra da birlik, beraberlik de biz bir aileyiz de, öyle mi?" dedi.
