İsrail, hem Gazze hem de Lübnan'da ölümcül hava saldırılarına devam ediyor. Hamas ve Hizbullah noktalarını hedef aldığı iddiasıyla son günlerde birçok noktayı bombalayan İsrail ordusu, üst üste mülteci kamplarını ve sivil konut binalarını vurdu.
Son günlerde yüzlerce sivilin ölümüne neden olan İsrail, baş müttefiki ABD dahil olmak üzere birçok ülkenin endişelerini dile getirmesine yol açtı. Sivil noktaları bombalamakla kalmayan İsrail, Gazze'de insani yardım noktaları olarak belirlenen bölgeleri de abluka altında tutmayı sürdürüyor. Bu noktalara temel ihtiyaç malzemeleri dahi ulaşamaz durumda.
İsrail ordusu, son zamanlarda artan kayıplarına karşın Lübnan'ın güneyinde de kara operasyonlarını sürdürüyor. Ordunun operasyonlarda küçük ilerlemeler sağladığı görülüyor.
Bir yandan, Lübnan'da Hizbullah, Gazze'de de Hamas ve diğer Filistinli direniş örgütleri, saldırılarıyla İsrail birliklerinin kayıp vermesine neden oluyor.
Kuzeydeki Beyt Lahya'ya üst üste saldırılar: 100'den fazla can kaybı
İsrail, Gazze'nin kuzeyinde en şiddetli saldırılarından birini dün yaptı.
Gazze'nin Sağlık Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzey Gazze kasabası Beyt Lahya'daki kalabalık bir apartman bloğuna düzenlediği saldırıda en az 93 Filistinlinin öldüğünü veya kaybolduğunu ve düzinelerce kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık, "Birçok kurban hâlâ enkaz altında ve yollarda ve ambulans ve sivil savunma ekipleri onlara ulaşamıyor" ifadelerini kullandı.
Gazze Sivil Savunma Ajansı sözcüsü Mahmud Bassal da, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Beyt Lahya'daki Ebu Nasr ailesinin evindeki katliamda şehit sayısı 93'e yükseldi ve yaklaşık 40 kişi hala enkaz altında kayıp" dedi. Sağlık görevlileri ölenler arasında en az 20 çocuğun olduğunu açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı olayı "dehşet verici" olarak nitelendirdi.
İsrail ordusu, sonrasında yine Beyt Lahya'da düzenlediği saldırıda en az 19 Filistinliyi öldürdü.
Hava saldırısında üç konut binası hedef alındı. Kurtarma ekipleri hayatta kalanları ararken en az 30 kişi enkaz altında kaldı.
Afet bölgesi ilan edildi: Hiçbir temel ihtiyaca erişim yok
Üst üste gelen bu saldırılar, sahadaki sivil savunma ekipleri üzerinde daha fazla baskı oluşturdu. Bu bölgelerde resmi olmayan bir şekilde kurtarma çalışmaları yürütüyorlar çünkü, İsrail ordusu sivil savunma ekiplerini Gazze'nin kuzey kesiminde faaliyet göstermemeleri konusunda tehdit etmişti.
Gazze'nin kuzeyindeki insanlar askeri kuşatma, temel malzemelerin eksikliği ve varlıklarını destekleyen hemen hemen tüm araçları yok eden devam eden saldırılarla karşı karşıya. İnsanlar, çok sayıda yaralıyı tedavi etmek ve acıların bir kısmını hafifletmek için ihtiyaç duyulan tıbbi bakım da dahil olmak üzere hiçbir temel ihtiyaca erişemiyor. Sağlık tesislerinin hiçbiri çalışmıyor. Bölgede tıbbi yardım sunma kapasitesi neredeyse kalmadı.
Bölgede ayrıca yiyecek, su ve diğer temel kaynakların eksikliği de var. Bu nedenle Beyt Lahya belediyesi, Gazze'nin kuzey kısmını bir afet bölgesi ilan etti. Bu da orada yaşamı sürdürecek hiçbir şeyin olmadığı anlamına geliyor.
Gazze'nin güneyi ve merkezinde mülteci çadırları ve evler bombalandı
Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde de İsrail savaş uçakları, yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırları bombaladı.
El Mayadin haber ajansından bir muhabir, saldırıda "çok sayıda" kişinin öldüğünü ve yaralandığını bildirdi.
İsrail ordusu ise, "Han Yunus'taki insani yardım bölgesinde faaliyetlerde bulunan teröristlere isabetli bir saldırı" gerçekleştirdiğini iddia etti.
Wafa haber ajansı da, İsrail savaş uçaklarının, Han Yunus'un Şeyh Nasır bölgesindeki bir evi bombalayarak "birçok vatandaşı" öldürdüğünü kaydetti.
Kudüs Haber Ağı ve Filistin Bilgi Merkezi, eve düzenlenen saldırıda şimdiye kadar bir kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere en az üç kişinin öldürüldüğünü doğruladı.
Wafa'ya göre, İsrail ordusu ayrıca Gazze'nin merkezindeki Deyr el Balah kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı bir çadırı da bombaladı.
Kudüs Haber Ağı ve Filistin Bilgi Merkezi'ne göre saldırıda en az iki kişi öldürüldü.
Batı Şeria'da askeri operasyonlar
Yerel medya raporlarına göre, İsrail ordusu ayrıca bu sabah saatlerinde işgal altındaki Batı Şeria'da askeri operasyonlar gerçekleştirdi.
Bunlar arasında şunlar yer alıyor:
- Hebron şehrinde birkaç mahalleye baskın düzenlendi.
- Ramallah'ın doğusundaki Burka köyünde İsrail güçleri ile Filistinli savaşçılar arasında çatışmalar çıktı.
- İsrail güçlerinin bölgeye baskın düzenlemesinin ardından Nablus'un doğusundaki Balata mülteci kampında patlamalar da dahil olmak üzere silahlı çatışmalar bildirildi.
- El Bireh şehrinde döviz bürolarına baskın düzenlendi.
- Kalkilya'nın Nazzal semtine düzenlenen baskın sırasında bir Filistinli tutuklandı.
Filistin direnişi ne yapıyor? Tank imha görüntüleri paylaşıldı
İsrail'in askeri harekatına Filistin direnişinin çeşitli fraksiyonları karşılık veriyor. İsrail birlikleri, Filistinli direniş gruplarının saldırılarında kayıplar veriyor.
Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları'nın askeri medyası, Gazze'nin kuzeyinde, Cibaliye kentinin doğusunda bir İsrailli Merkava 4 tankının Şavaz patlayıcı cihazıyla hedef alındığı görüntüleri yayınladı.
Geçtiğimiz cumartesi günü Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen operasyondan görüntüler, iki savaşçının patlayıcı cihazı hazırladığını, tankı tespit ettiğini ve ardından doğrudan hedef aldığını, bunun sonucunda tankın alev aldığını gösteriyor.
Bununla birlikte, İslami Cihat Hareketi'nin askeri kanadı El Kudüs Tugayları, Gazze'nin güneybatısındaki Netzarim ekseninde ikmal hattında bulunan İsrail askerlerinin bir mevzisini bir dizi "havan" mermisiyle bombaladı.
El Aksa Şehitleri Tugayları da, Netzarim'deki ikmal hattında bulunan İsrail askerlerinin ve askeri araçlarının bulunduğu bir mevziyi havan topları ile hedef aldı.
Halk Direniş Komiteleri'nin askeri kanadı olan Nasır Selahaddin Tugayları ise, El Aksa Şehitleri Tugayları ile birlikte işgalin "Netzarim"deki komuta ve kontrol merkezine ortak bombardıman gerçekleştirdi.
El Aksa Şehitleri Tugayları, Şehit Abdulkadir El-Hüseyni Tugayları ile birlikte gerçekleştirdikleri ortak operasyonda da, Refah'ın güneyindeki Salah El Din Kapısı civarında konumlanmış bir İsrail kuvvetini havan topları ile bombaladı.
Aynı bölgede, Filistin Kurtuluş Demokratik Cephesi'nin askeri kanadı olan Şehit Ömer El Kasım Güçleri, İsrail güçlerinin bir mevzisini ağır havan mermileriyle hedef aldı.
İsrail ordusu, Cibaliye'de gerçekleşen çatışmalar sırasında bir subay ve 3 İsrail askerinin öldürüldüğünü ve bir subayın direniş ateşiyle ağır yaralandığını doğruladı.
İsrail medyasına göre, bu kişiler, savaş alanlarında "tespit ve öldürme" görevini hızla yerine getirmekle görevli özel birliklerden biri olan ve hava ve kara kuvvetleri için operasyonları kolaylaştıran seçkin birlik "Ghost 888"e mensup.
Lübnan'da da sivil katliamı devam ediyor
Lübnan'ı uzun süredir bombardıman altında tutan İsrail, Hizbullah güçlerinin bulunduğunu iddia ettiği sivil noktalara kanlı saldırılar düzenlemeyi sürdürüyor. İsrail, Gazze'de olduğu gibi, Lübnan'da da dün üst üste baskınlar düzenledi ve kentleri bombaladı.
Lübnan medyasının bildirdiğine göre, İsrail tankları, Güney Lübnan'daki kara harekatında şimdiye kadarki en derin saldırılarını gerçekleştirerek Lübnan'ın Hiam köyünün dış mahallelerine girdi. Lübnan Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in güneye yönelik saldırılarında en az 14 kişinin öldüğünü söyledi.
Lübnan'ın Ulusal Haber Ajansı (NNA) da, dün İsrail sınırına yaklaşık 6 kilometre uzaklıktaki Hiam kasabasının doğu dış mahallelerine "çok sayıda" İsrail tankının girdiğini bildirdi.
AFP'nin bildirdiğine göre de, İsrail güçleri dün ilerleyen saatlerde Hiam'a bir dizi hava saldırısı düzenledi ve "ağır ve orta silahlar kullanarak" bölgede geniş çaplı bir operasyon başlattı.
Bu arada, Lübnan Sağlık Bakanlığı dün geç saatlerde, Güney Lübnan'daki Sarafand kasabasına düzenlenen bir İsrail saldırısında en az sekiz kişinin öldüğünü açıkladı. El Cezire'nin aktardığına göre, ayrıca güneydeki Sidon kenti yakınlarındaki Haret Sayda'ya düzenlenen daha önceki bir saldırıda dokuz kişi hayatını kaybetti.
Yoğun nüfuslu bir bölge olan Haret Sayda'da yapılan saldırıda konut binaları vuruldu. Burada bulunan insanlar Güney Lübnan'dan göç ettirildi ve güvenlik arayışıyla bu bölgeye geldiler.
Haret Sayda'nın hedef alınması ilk sefer değil. Pazar günü, buradan çok uzak olmayan, yaklaşık bir kilometre uzaklıkta başka bir saldırı daha oldu. Saldırıda sekiz kişi hayatını kaybetti.
Lübnan'da dün de İsrail tarafından en kanlı saldırılardan biri düzenlendi. Ülkenin doğusundaki Baalbek kentinde dünkü İsrail saldırılarında 60'tan fazla kişi yaşamını yitirdi.
Hizbullah karşılık veriyor: İki tank imha edildi, bir İsrail fabrikası vuruldu
Buna karşılık, Hizbullah, güdümlü füzeler kullanarak Hiam'daki operayonda yer alan iki İsrail tankı imha ettiğini ve Hiam'ın güney ve güneybatısındaki İsrail birliklerini roket ve toplarla hedef aldığını açıkladı.
Hizbullah ayrıca sosyal medyada yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzeyindeki Kafr Yufal ve Moyan Baruh yerleşimlerine dün akşam saatlerinde iki roket saldırısı yapıldığını söyledi.
Grubun açıklamasına göre, üçüncü roket saldırısı, yaklaşık ilerleyen saatlerde Güney Lübnan'daki Vadi el Hiam bölgesinde bir İsrail askeri grubunu hedef aldı.
Lübnan medyası dün daha erken saatlerde, İsrail tanklarının Güney Lübnan'ın Hiam kasabası bölgesinde olduğunu ve iki ailenin bulunduğu Vadi el Hiam bölgesinde bir sivilin evine saldırı düzenlendiğini bildirmişti.
Lübnan'ın haber ajansı NNA, hedef alınan evdeki kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere 17 kişiyle iletişimin kesildiğini duyurmuştu.
Ayrıca, İsrail Ordusu Radyosu'nun haberine göre, İsrail'in kuzeyindeki Nehariya sanayi bölgesinde patlayan bir insansız hava aracı, uçak parçaları üreten bir fabrikayı vurdu.
İsrail ordusu, ayrı bir açıklamada, ülkenin kuzeyinde Lübnan'dan geçen üç insansız hava aracını düşürdüğünü belirtti.
İsrail ordusu, bugün erken saatlerde Lübnan'dan fırlatılan ve havada parçalanan bir yüzeyden yüzeye füze tespit ettiğini kaydetti. Ayrıca bir insansız hava aracının da engellendiğini bildirdi.
UNIFIL'den 8 Avusturyalı asker yaralandı, dışişleri bakanı İsrail yerine Hizbullah'a yüklendi
Bu arada, dün Güney Lübnan'da konuşlu BM barış gücü UNIFIL bünyesindeki Avusturyalı birliğin olduğu üsse roket isabet etti. Saldırıda 8 Avusturyalı asker yaralandı.
İsrail ordusu son haftalarda UNIFIL üslerine ve barış güçlerine yönelik saldırılardan sorumluydu. Ancak dün Avusturyalı askerleri hafif yaralayan saldırının arkasında kimin olduğu henüz belirlenemedi.
Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, olayın ardından Lübnan Dışişleri Bakanı Bu Habib'le görüştü. Schallenberg, görüşmenin ardından Lübnan'daki "tüm mavi miğferlerin güvenliği" çağrısında bulundu ve sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda BM barış güçlerinin korunmasının uluslararası hukuk uyarınca bir "yükümlülük" olduğunu vurguladı.
Diğer yandan, Avusturyalı bakan, bölgede kara operasyonlarını sürdüren İsrail ordusu yerine Hizbullah'a çekilme çağrısı yapmayı tercih etti. Schallenberg, Hizbullah'a "İsrail'e yönelik saldırılarını derhal durdurmaya" ve İsrail ile Hizbullah arasındaki 2006 savaşını sona erdiren ve Lübnan ordusu hariç tüm silahlı grupların İsrail ile güney sınırından uzağa yeniden konuşlandırılmasını gerektiren BM Kararı 1701'e uymaya çağırdı.
Avusturya, Avrupa'nın İsrail'e en güçlü destek veren ülkelerinden biri.
İsrail en fazla kaybı bu ay verdi
Öte yandan, hem Gazze hem Lübnan'da saldırılarını şiddetlendiren İsrail ordusunun verdiği kayıplar da artıyor
İsrail ordusu, bir subay da dahil olmak üzere dört askerin Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'de öldüğünü duyurdu.
İsrail ordusu, 23 günden fazla bir süredir Cibaliye, Beyt Lahya ve Gazze'nin kuzeyinin geri kalanını kuşatıyor. İsrail ordusu bu süre zarfında kayıplar verdi.
Ayrıca, İsrail ordusu, güney Lübnan'daki çatışmalarda kuzey cephesinde aldığı yaralar nedeniyle ölen bir askerin öldüğünü duyurdu.
İsrail'in kayıpları artmaya devam ediyor. İsrail ordusunun açıklamasına göre, geçtiğimiz yılın Ekim ayından bu yana öldürülen İsrail askerlerinin toplam sayısı 777'ye ulaştı. Lübnan'a yönelik kara saldırıları sırasında da 900'den fazla asker yaralandı.
Ekim ayı, İsrail'in yıl başından bu yana en kötü kayıplarını yaşadığı ay oldu. Güney Lübnan'da Cumartesi günkü çatışmalarda da beş İsrailli yedek asker öldürüldü. Çatışmalarda beşi ağır olmak üzere 14 asker de yaralandı. Ölü ve yaralılar, Kuzey Komutanlığı'nın 228. Piyade Tugayı'ndan geldi.
Önceki iki günde, Güney Lübnan'da yaşanan iki ayrı çatışmada toplam 10 yedek asker öldürüldü. Geçtiğimiz pazar günü de, Tel Aviv'deki Glilot askeri üsleri yakınlarında bir kamyonun askerlerin arasına dalması sonucu çok sayıda asker yaralandı.
Tüm bunlar, İsrail parlamentosu Knesset'in yeni bir askerlik yasası üzerinde görüştüğü bir zamanda yaşanıyor. İsrail'in sağcı koalisyonu, oylarını artırma amacıyla dindar gençleri askerlik hizmetinden muaf tutacak bir yasa geçirme hazırlığında.
Bu, İsrail'de çok tartışılan bir yasa tasarısı ve koalisyon hükümeti içerisinde çatışmalara neden oluyor.
'Savaş iyi gidiyor görünebilir, ama İsrail bataklığa saplanıyor'
İsrail savaşta ilerliyor gibi görünse de, İsrail'in içerisinden savaşın gidişatına dair endişeler daha fazla dillendirilmeye başladı.
İsrailli Haaretz gazetesinde Amos Harel imzalı analiz yazısında, İsrail açısından savaştaki son durum ele alındı.
Yazıda şunlar söylendi:
"Hükümet, Gazze Şeridi, İran ve Lübnan'daki son askeri başarı serisini, stratejisinin doğru olduğunun ve savaşın her cephede devam etmesi gerektiğinin kanıtı olarak gösteriyor. Ancak gerçekte, savaşı çok daha uzun süre sürdürmenin getireceği bedeli görmezden gelmek imkansız.
En büyük tehlike, IDF'nin operasyonunun aslında iyi sonuçlar ürettiği bir sahne olan Lübnan'da yatıyor. Hizbullah, İsrail saldırılarında öldürülen birçok kişinin yerine yeni komutanlar atayarak bir dereceye kadar toparlanıyor.
Bu, halkın savaşa devam etme ihtiyacına ilişkin görüşünü kademeli olarak değiştirebilecek istikrarlı bir can kaybı akışına yol açabilir. 1982'deki ilk Lübnan Savaşı, İsrail'in sonraki 18 yıl boyunca güney Lübnan'daki güvenlik bölgesinde bulunması ve 2005'te Gazze'den tek taraflı çekilme gibi geçmişte yaşanan birkaç durumda, artan ölüm sayısı hükümetler (sağ görüşlü olanlarda bile) üzerinde baskı yarattı ve çekilmeleri kabul etmek de dahil olmak üzere politikalarını değiştirmelerine yol açtı."
Arka planda, askeri hizmet yükündeki eşitsizliğe yönelik artan kamuoyu öfkesine dikkat çekilen yazıda, Netanyahu'nun, ultra Ortodoks koalisyon ortaklarının baskısı ve Yüksek Mahkeme tehdidi altında, erkeklere askerlik hizmetinden genel bir muafiyet sağlayacak skandal bir askere gitmeme yasası çıkarmakta ısrar ettiği anımsatıldı.
Yazıda, Netanyahu'nun yaşayacağı olası zorluklar şöyle anlatıldı:
"Savaşta öldürülen insan sayısındaki artış ve yedek hizmet ve fedakarlık yükünün nüfusun oldukça dar bir kesimine düşmesi, siyasi krizi yoğunlaştıracak. Bu, onun savaşı istediği gibi yürütmesini zorlaştırabilir.
Netanyahu ve destekçileri Ortadoğu'da daha derin değişimler yaratma fırsatı görüyorlar. Hizbullah ve Hamas'ın aldığı darbelerden ve İran'a yapılan son saldırıdan sonra, bölgenin radikal Şii eksenini zayıflatmaya devam etmenin, İran'ın nükleer programına saldırmaya ve hatta Netanyahu'nun yakın zamanda söylediği gibi İran halkını rejimi devirmeye teşvik etmeye kadar gidebileceğini düşünüyorlar.
Buna karşılık, savaşı bitirme savunucuları İsrail'in giderek daha fazla bataklığa saplandığından ve çok fazla cephede olduğundan korkuyorlar. Başarılabilecek şeylerin çoğunun zaten başarıldığına ve daha fazla risk almanın aşırı maliyetli bir kumar olabileceğine inanıyorlar."