İspanya’da yerel seçimler: Sonuçlar ne ifade ediyor?

İspanya'da geçtiğimiz hafta sonu yapılan yerel seçimler, ülkeyi şimdi bir genel seçime götürüyor. PCTE Genel Sekreteri Ástor García, seçim sonuçlarını soL'a değerlendirdi.

Can Seven

İspanya’da yerel seçimler ve Otonom Bölge seçimleri, geçtiğimiz pazar günü tamamlandı. Şu an iktidarda olan sosyal demokrasinin yeni ve eski temsilcileri, İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve özellikle Unidas PODEMOS, büyük oranda oy kaybı yaşadı.

Barselona ve Madrid’de sosyal demokrasinin yenilgisi

Üç dönemdir birçok sosyal demokrat öznenin oluşturduğu “Barcelona en Comú” koalisyonuyla Barselona Belediye Başkanlığını yürüten Ada Colau, merkez sağ rakibi Xavier Trias karşısında yenilgiye uğrarken, özellikle Ciutat Vella ve Nou Barris gibi kentin yoksul bölgelerinde oy kaybı yaşaması dikkat çekti. Hiçbir partinin yeterli çoğunluğa ulaşamadığı belediyede Trias, Colau ve PSOE adayı Collboni, ayrı ayrı ittifak arayışları içinde.

Madrid’de ise, sağcı Partido Popular (PP) hem belediyede hem de Madrid Otonom Bölgesinde salt çoğunluğa ulaştı. PP adayları Almeida ve Ayuso, geçtiğimiz dönemde diğer sağ örgütlerle koalisyonla yönettikleri kent ve bölgede tek başlarına iktidar oldular.

Ülke genelinde olduğu gibi Madrid’de de yeni sosyal demokrasinin oylarının erimesi dikkat çekici. Belediye seçimlerinde, Mas Madrid’in belediye meclisi üye sayısı 19’dan 12’ye düşerken, PODEMOS meclisin tamamen dışında kaldı. Madrid Otonom Bölge Meclisinde, Mas Madrid, vekil sayısını 24’ten 27’ye yükseltirken, PODEMOS bu meclisin de tamamen dışında kaldı.

Bask Bölgesinde bir ilk

Dikkat çeken diğer bir olgu da Bask Bölgesinde, bağımsızlık yanlısı sosyal demokrat ittifak Bildu’nun yükselişi ve demokrasiye geçişten beri bölgede her zaman birinci parti olan Bask Milliyetçi Partisi’nin (PNV) tahtını yıkamasa da ciddi anlamda zorlaması oldu.

Bildu, belediye seçimlerinde, Vitoria’da PNV’yi geride bırakarak belediye başkanlığını alırken, San Sebastián kentinde PNV ile aynı sayıda belediye meclis üyeliği elde etti. Bask Bölgesinin en büyük kenti Bilbao’da PNV seçimleri kazansa da yüzde 42’den yüzde 36’ya geriledi.

Bask Bölgesinin de dahil olduğu bazı otonom bölgelerde belediyeler dışında bir de “provincia” adı verilen vilayet yönetimleri var. Bildu, bu vilayetlerden biri olan Gipuzkoa’da kazanmanın yanında, Bask Bölgesini oluşturan üç vilayetin toplamında en fazla oy alan parti oldu.

Bildu, resmi olarak Bask Otonom Bölgesinde olmayan fakat Bask bölgesiyle kültürel ve tarihsel bağları olan Navarra Otonom Bölgesinin başkenti Pamplona’da da ciddi bir oy artışına imza atarak Navarra yerel partisi Hristiyan Demokrat UPN’nin ardından 3 bin oy farkla ikinci parti olmayı başardı.

Aşırı sağcı VOX’un yükselişi

Diğer yandan, göçmen karşıtı, ırkçı, ultra-liberal ve popülist söylemiyle son yıllarda dikkat çeken aşırı sağcı parti VOX, ülke genelinde oylarını ikiye katladı. Valencia Bölge Meclisinde vekil sayısını dokuzdan 13’e yükselten VOX, İspanya genelinde belediye meclislerindeki toplam meclis üyesi sayısını 530’dan 1687’ye, yani üç katına çıkardı. Herhangi bir kentte olmasa da, VOX, toplam 10 kasabada belediye seçimlerini galibiyetle tamamladı.

Pedro Sánchez’den erken seçim kararı

Seçim sonuçlarının açıklanmasından kısa süre sonra, Başbakan Pedro Sánchez (PSOE), ülkeyi erken seçime götüreceğini açıkladı. “Dün gece seçimlerin verdiği mesaj çok açık” diyen Sánchez, 23 Temmuz’da yapılacak seçimler için derhal çalışmaya başlayacaklarını söyledi.

Bu erken seçim kararı bazı analistler tarafından bir yenilgi kabulü olarak yorumlanırken, bazı çevrelerce PP ve VOX’un yüzde 40’a ulaşamayacağını düşündüğü için yapılmış taktiksel bir hamle olarak görüldü.

Aynı zamanda, sağ ve aşırı sağ öznelerin güç kazandığı ve ilerici kamuoyunda endişe yarattığı bir ortamda, mevcut koalisyon ortakları Unidas PODEMOS ve SUMAR’ın güç kaybetmesinin ardından, sol-sosyal demokrat oyların partisi PSOE’de konsolide olma ihtimali de bu kararı vermesinde etkili olmuş olabilir.

Komünistlerden olumlu ilerleme

İspanya İşçileri Komünist Partisi (PCTE), belediye meclislerinde temsil edilecek kadar oy alamasa da oylarını ciddi şekilde arttırdı. Madrid’de oylarını üç katına çıkaran komünistler, bazı yerleşimlerde yüzde 1 civarında ve üzerinde oya ulaştı, örneğin San Juan de Aznalfarache’de yüzde 4’e ulaştı.

Seçim sonuçlarını hem genel olarak hem de komünistler açısından değerlendirmek için görüşlerine başvurduğumuz PCTE Genel Sekreteri Ástor García, seçimlerin yerel ve Otonom Bölge seçimleri olmasına karşın, sonuçlarının ulusal anlamda açıklanabileceğini belirtti, seçim sürecindeki tartışmaların da yerel veya bölgesel değil, ulusal siyasetle ilgili olduğuna dikkat çekti.

Sözlerine “Bu da en temel iki tartışma konusunun, ana fikrin, tamamen sahte olmasına ve işçi sınıfını sahte bir çelişkiye hapsetmesine neden oldu. Bir yandan sosyal demokrat hükümet, üç buçuk yıldır İspanya kapitalizminin modernleşme hamlelerini önemli zaferlermiş gibi sunmaya çalıştı. Hükümetin bu zafer gösterisi yapar tavrına karşın, bizler bu hamlelere karşı çıktık. Sosyal demokrat hükümet, büyük ölçüde, dev şirketlere ve tekellere kamu kaynaklarının aktarılmasına dayanan bu hamleleri sosyal politikalar gibi gösterme çabasındaydı ama diğer tarafta emekçi kitleler yoksullaşıyor, yaşam ve çalışma şartları kötüleşiyordu.

Bir diğer yanda ise sağ grup ve partiler, kampanyalarını, hükümeti vatan haini olmakla ve teröristlerle ve bölücülerle iş birliği yapmakla suçlamak üzerine kurdular. Bu propaganda da önemli ölçüde etkili oldu.” diye devam eden García, bu durumun, sınıf mücadelesi ve sınıfsal tartışmaların, seçim gündeminin tamamen dışında kalmasına sebep olduğuna dikkat çekti.

Partisi PCTE’nin seçim süreci hakkında sorduğumuz sorulara da yanıt veren García, PCTE’nin tamamen sınıf odaklı bir mesajla seçimlere girdiğini ve tek hedefi kapitalizmi yönetmek olan partilerin tamamına karşı bir muhalefet yürüttüklerini söyledi. Tartışılması gereken gerçek kilit noktanın ne olduğunu emekçi yığınlara anlatmakta bazı zorluklar yaşasa da, PCTE’nin, bu seçim döneminde daha geniş emekçi kitlelere ulaşma ve yeni sempatizanlar ve dostlar edinme anlamında olumlu bir seçim süreci geçirdiğini sözlerine ekledi.

Sayısal anlamda PCTE’nin oylarını birçok yerleşimde ikiye katladığına değinen Genel Sereter, çok az yerleşimde düşüş yaşadıklarının altını çizdi.

“Parti, özellikle yıllardır çalışma yaptığımız yerlerde oylarını ikiye, üçe katladı. Bizim partimiz ilerlemesini seçimlerle ölçen bir parti değil, ama genel olarak küçük de olsa bir ilerleme görülüyor. Sevilla’ya bağlı Juan de Aznalfarache’de yüzde dört oy alarak belediye meclis üyesi çıkarmaya çok yaklaştık, aynı şekilde Bizkaia’da (Bask Bölgesi) seçimlere ilk defa katıldığımız Ermua’da yüzde iki, Asturias Bölgesinde Aviles’te yüzde bir oranında oy aldık. Bunlar anlamlı ilerlemeler. Bu ilerlemeler komünist parti ihtiyacını ortaya koyuyor.” diyen Ástor García, sözlerini “Şimdi önümüzde 23 Temmuz seçimleri var, seçim kampanyasında yeni unsurlar kullanmak, daha fazla emekçiye ulaşmak ve sosyal demokratların politikalarının nasıl gericilere ve gericiliğe alan açtığını anlatma fırsatımız olacak.” diyerek noktaladı.