İşçilerin asgari ücret 'anketi': İşte beklentiler - 2

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücret zammının belirlenmesine ilişkin bir araştırma başlattığını duyurdu. Biz de soL olarak çeşitli sektörlerde çalışan emekçilere beklentilerini sorduk.

yavuz karamahmutoğlu

Asgari ücret tartışması bu yıl yapılan ikinci zamdan bu yana devam ediyor. Ancak enflasyon oranlarının bu kadar yükseldiği bir dönemde asgari ücretin açıklanır açıklanmaz eridiği bir tablo oluşuyor. 

Asgari ücretin belirlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanmadan önce işçilerin, patronların ve kamuoyunun beklentilerini tespit etmek üzere araştırma başlattığını duyurdu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın beklentileri tespit araştırması öncesi soL olarak bu sürece 'katkı' niteliğinde bir 'anket' çalışması yaptık. Çeşitli sektörlerden işçi ve emekçilerin önümüzdeki dönem asgari ücret konusundaki düşüncelerini ve beklentilerini sorduk. Dün birinci bölümü yayınladık.  Bugün de işçilerin asgari ücret başlığına ilişkin sözlerini aktarmaya devam ediyoruz:

'Asgari ücret 5,500 lira, ekmek 4 lira'

Yeni mezun işsiz olan Buse asgari ücrete ilişkin "enflasyon kontrol altına alınmadığı sürece, asgari ücrete yapılan zammın hiçbir anlamı yok. Asgari ücretin nicelik olarak artması, ücretin niteliğinin de arttığı anlamına gelmiyor" diyor.

Buse mevcut duruma ilişkin "Asgari ücret 5,500 lira, ekmek 4 lira. Ülke olarak temel besin kaynağımız ekmek, ki ona da zam yapılması bekleniyor. Açlık sınırı 8 bin liraya, yoksulluk sınırı 24 bin liraya dayanmış. Sosyal hayatımız yok, sürekli bir şeylerden kısmaya çalışıyoruz ancak yine de geçinemiyoruz. Her şehre üniversite açtıkları için övünüyorlar. Mezunları istihdam edemiyorlar, işsiziz dediğimizde “gençler iş beğenmiyor” diyerek bize çok çirkin sıfatlar yakıştırıyorlar. Kanallarda sürekli şükretmemiz gerektiğine dair uzun uzun konuşuyorlar. Ben şükretmek istemiyorum. Ben insanca yaşamak istiyorum." diyerek taleplerini dile getiriyor.

"Ben asgari ücretin 10 bin lira olduğu, her gün etiketlerin değiştirildiği, patronların hayatını yaşadığı çalışanların ise sadece karınlarını doyurduğu bir ülkede yaşamak  istemiyorum" diyen Buse "Sonuç olarak asgari ücret için bir düzenleme yapılması hiçbir sorunu çözmeyecek. Sistem kökten değişmedikçe, yapılan birtakım iyileştirme çabaları sorunu çözmek yerine daha da büyütecek" değerlendirmesini yapıyor. 

'Kaşıkla verip kepçeyle almanın bir anlamı yok bizim için'

Des sanayi sitesinde çalışan metal işçisi Erol ise "Birçok işçi gibi ben de her yıl toplanan komisyon sonrası çıkacak sonuca bakıyorum. Ama her yıl belirlenen asgari ücret tutarı işçilere veriliyor mu o da tartışmalı ve bunun üzerinde belirlenen tutar ne ulaşıma yetiyor, ne alışverişe yetiyor, ne kiralara yetiyor. Yine bize düşen yoksulluk ve açlık.. Özetle ne kadar asgari ücret artışı olsa da zamlarla geri alıyorlar.. Kaşıkla verip, kepçe ile almanın bir anlamı yok bizim için.." görüşünü dile getiriyor. 

'Çocuklarım okuyor, üç çocuğun okul masraflarını karşılayamadığım için eşim de çalışmaya başladı'

Des sanayi sitesi işçisi Nail ise asgari ücret tespit komisyonunun yapacağı çalışmadan hiçbir iyileştirmenin çıkacağını düşünmediğini söylüyor. Nail emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda kaldığını belirtirken "sürekli gelen zamlarla beraber zaten belimizi doğrultamıyoruz. Çocuklarım okuyor, üç çocuğun okul masraflarını karşılayamadığım için eşim de çalışmaya başladı" diyor. 

Nail son olarak "Kapitalist sistemde hiç bir zaman emekçiden yana bir iyileşmenin olduğuna şahit olmadım. Bütün sorunların kaynağında sistemin Emek düşmanlığı var." diyerek sisteme köklü bir eleştiri getiriyor. 

'Kaba bir hesapla 14-15 bin TL civarı bir şeye tekabül ediyor'

Garsonluk yapan bir emekçi ise soL'un asgari ücret sorusuna "Yeni yılda asgari ücret beklentim emeğimin karşılığını alabildiğim, kiramı, faturalarımı ödeyebildiğim, ay sonunu dört gözle beklemediğim, temel ihtiyaçlarımın dışında sosyal ihtiyaçlarımı da karşılayabildiğim bir ücret. Bu da kaba bir hesapla 12-15 bin TL civarı bir şeye tekabül ediyor. Fakat bu yazdıklarım sadece beklenti" yanıtını veriyor. 

Yeni yılda belirlenecek asgari ücret sonrasında olacak olanlara ilişkin de net yorumlarda bulunuyor: 

"Sadece cebimizdeki kağıt yığınının arttığı, asgari ücretle çalışanların ve diğer emekçilerin yine enflasyona ezdirildiği,  kirasını-faturasını ödeyemediği bir tablo olacak.

Bugün itibariyle açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının ise dörtte biri kadar olan asgari ücretin yeni yılda da emekçileri heyecanlandıran, derdine deva olacak şekilde düzenlenmesini beklemiyorum bir emekçi olarak.

Emekçiler, asgari ücret komisyonundan, hem hükümet kanadından hem sarı sendikaların patroncu tavırlarından hiçbir zaman şapkadan tavşan çıkarmalarını beklemedi, beklemedik.

Fakat yeni yılda insan onurunun ayaklar altına alınmayacağı bir miktar-koşulun belirlenmesi için örgütlenip basınç uygulamalıyız.

Son olarak bir emekçi olarak beklentim yeni yılda emekçilere biçilecek baldırı kapatmayacak yeni düzen kıyafetini yırtıp atmak."

'Mutsuz bir emekçi kesim var'

Migros emekçisi Gökhan ülkedeki yüksek enflasyona işaret ederken, zamların sonunun gelmediğine dikkat çekiyor.

Fiyatlardaki artış, geçim derdi, kaliteli hayat yaşayamama ve bankalara borçlanmanın artmasından şikayet eden Gökhan "Son birkaç yılda asgari ücrette yapılan yüzde 25-40 vs gibi artışlara rağmen yaşam standartlarında geriye giden, geleceğe umutla bakamayan, mutsuz bir emekçi kesim var" diyor

Bu sebeple yapılacak olan zammın yüzdesi ve miktarı ne olursa olsun yaşanan sorunları kısa vadede çözer gibi görünüp uzun vadede aynı sorunları katlayarak çoğaltacağını belirten Gökhan "kısacası emekçilerin yararına hiçbir şey çıkmayacağını çok iyi biliyoruz" görüşünü dile getiriyor.

'Senden ne kadar kira istersem isteyeyim mart ayında fiyatı komik kalacak'

Asgari ücret konusunda soL'a konuşan, bir yandan yüksek lisans bir gönüllü staj yapan bir öğrenci ise, "Staj ararken görüştüğüm yerler genellikle öğrenci veya yeni mezunları düşük bir ücret karşılığında çalışanlarla aynı şartlarda hatta bazen daha ağır ve stresli koşullarda çalıştırmayı amaçlıyordu. Zaten staj süresinde sigortamızı üniversite yapıyor. Normalde stajyerler çalıştıkları her ay için en az asgari ücretin üçte biri kadar ücret almalıyken birçok yer staj süresince hiçbir ödeme yapmıyor, yol ve yemek gibi kalemleri de karşılamıyor" diyor

Bildiği dillerden dolayı gerekli ücretleri alabildiği ve sonunda bağımsız çalışan olarak piyasa şartlarının üzerinde bir ücretle işe alındığı bir staj bulabildiğini belirten stajyer öğrenci, neler yaşadığını ve gözlemlerini ise şöyle aktarıyor:

"Ancak kendi alanım olduğu için söyleyebilirim ki birçok yer stajyerlikten de öte gölge yazarlık, sosyal medya uzmanlığı, musahhihlik gibi önemli bir fikri emek harcanan pozisyonlar için hiçbir ücret almadan çalışacak “gönüllü çalışanlar” arıyor. Üstelik bu alanlarda uzaktan ve serbest çalışma modeli çok ideal bir model olarak pazarlanıyor. Tecrübe kazanmak ve bir yerde ücretli bir iş bulabilmek için öncelikle aylarca hatta yıllarca “gönüllü” olarak çalışmak meşrulaştırılmış durumda."

"Serbest bir çalışan olarak ücret istemeye başlarsanız, halihazırda çalıştığınız ücreti yükseltmek isterseniz, zorunlu haller için bile olsa elinizdeki işi tamamlamak için ek süre isterseniz işverenin öncelik listesinde geriye düşer ve iş alamamaya başlarsınız" sözleriyle emekçilerin yaşadığı zorluklara işaret eden stajyer öğrenci, asgari ücret-kira ikilemine dair ise şunları dile getiriyor:

"Sektör bu haldeyken başta faturalar, kira ücretleri ve gıda fiyatları olmak üzere yaşamsal açıdan zaruri her şeyin ücreti çok sert bir şekilde artıyor. Yılbaşı yaklaşırken de asgari ücret artışı tartışılıyor. Bu süreçte benim canımı en çok yakan şey kiram “düşük” olduğu için 1 yılı henüz doldurmuş bir sözleşmem olmasına rağmen ev sahibinin kiraya %190’lık bir zam talep etmesi oldu. Savunması ise şuydu: “Senden ne kadar kira istersem isteyeyim mart ayında fiyatı komik kalacak..

Bu ücreti karşılayamayacağım için de bana düşen asgari ücret zammı sonrası ev sahiplerinin inisiyatifine bırakılmış kira fiyatları geçen seferki artış döneminde olduğu gibi fahiş şekilde artmadan uygun bir ev bulmaya çalışmak oldu."

'Bir rakamdan ibaret olmaması gerektiğini düşünüyorum'

"Öncelikle asgari ücret belirleme komisyonun dikkate alması gereken şeyin bir rakamdan ibaret olmaması gerektiğini düşünüyorum" diyen belediye emekçisi Eren "Kişinin biyolojik varlığını idame ettirebilmesi için ihtiyaç duyacağı gereksinimler olarak değerlendirilmeli" düşüncesini dile getiriyor.

Asgari ücretin yükselmesi ile alım gücünün düşmesi, alım gücünün düşmesi ile asgari ücrete zam yapılması kısır döngüsünün başka türlü değişmeyeceğini söyleyen Eren "aslında daha geniş bir pencereden bakılmalı ve bir rakam belirlemekten ziyade insanca yaşanacak koşullar garanti edilmeli. En önemlisi ise asgari ücret belirlenirken sermaye çevrelerinin istekleri dikkate alınmamalı yoksa hükümet ve sermaye işbirliği karşısında işçi sınıfı için iyi bir haber çıkmasını beklemek hayal olur" diyor. 

"Ek olarak Belediyelerde sözleşmeli olarak çalıştığı için asgari ücret alan emekçilerin sorunlarına dikkat çekmek isterim" diyen Eren "özellikle belediyelerde sözleşmeli arkadaşlarımız eşit işe eşit ücret alamamak, her an işten çıkarılma ile karşı karşıya olmak, resmi tatillerde kadrolu işçiler gibi mesai ücreti alamamak, iş kıyafetlerinin uygunsuzluğu gibi sorunlar yaşıyor. Yani mesele sadece asgari ücretle de bitmiyor. İşveren belediye olunca da bitmiyor. Belediyelerde sözleşmeli çalışan, sosyal haklardan yararlanamayan, farklı uygulamalara maruz kalan çok sayıda emekçi var" görüşünü ortaya koyuyor. 

İşçilerin asgari ücrete zam beklentisine ilişkin görüşlerinin dün birinci bölümü yayınlamıştık. 

Not: İşçilerin isimleri iş güvencesi nedeniyle değiştirilmiştir.