İşçilerin asgari ücret 'anketi': İşte beklentiler - 1

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücret zammının belirlenmesine ilişkin bir araştırma başlattığını duyurdu. Biz de soL olarak çeşitli sektörlerde çalışan emekçilere beklentilerini sorduk.

yavuz karamahmutoğlu

Türkiye uzun zamandır yüksek enflasyonla, yüksek döviz kuru seyriyle, etkileri çok uzun süreceği görünen bir krizin içinde. Yüksek enflasyon karşısından alım gücünün düşmesi, tüm temel ihtiyaçların kat kat zamlanması, buna paralel olarak ücret zamlarının düşük kalması, Türkiye'de emekçileri zor bir sınavla baş başa bıraktı.

Patronların üst üste kâr rekorları ilan ettiği bir dönemde emekçilerin alım gücü günden güne erimeye devam ederken, bu süreç aynı zamanda düzenli olarak 'asgari ücrete zam' tartışmasını masaya getiriyor.

Asgari ücrete 2022 yılında yüksek enflasyon sonucu ikinci zam yapılmak 'zorunda' kalınmıştı. 2023 yılı asgari ücret tartışmaları da bu zamla birlikte başlamış oldu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanmasına çok az bir süre kaldı. 

Asgari ücretin belirlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanmadan önce işçilerin, patronların ve kamuoyunun beklentilerini tespit etmek üzere araştırma başlattığını duyurdu.

Daha şimdiden açlık sınırı 8 bin liraya, yoksulluk sınırı ise 24 bin liraya ulaşırken, söz konusu Tespit Komisyonu'nda işçileri temsilen sadece yandaş sendikaların bulunması masadan hep patronların mutlu kalkmasına neden oluyor, yapılan anket çalışmaları da emekçilere güven vermiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın beklentileri tespit araştırması öncesi soL olarak bu sürece 'katkı' niteliğinde bir anket çalışması yaptık. Çeşitli sektörlerden işçi ve emekçilerin önümüzdeki dönem asgari ücret konusundaki düşüncelerini ve beklentilerini sorduk. 

'24 bin lirandan aşağısı olmaz'

"Bir şarküteride 12 saat çalışıyoruz. Toplam 20 dakika molamız var. Burada birçok çalışanın sigortası yok" diyen tezgahtar Hamza "İşçi ve emekçileri yine zor bir durumda bırakacaklar. Benim beklentim 24 bin liradan aşağısı olmaz çünkü işçi ve emekçiler zaten zor ağır şartlar altında çalışıyor aldığı paranın ihtiyaçlarını karşılamaması insanı bunalıma sokuyor. Ben 12 saat çalışıyorum, askeri ücretin biraz üstüne bekar olmama rağmen beni zor karşılıyor. İş şartları da ağır, şimdi evli çocuklu aile nasıl geçinsin? Bana göre meclisteki herkes askeri ücretle 1 ay gecinecek, öyle anlarlar emekçilerin halini" ifadesini konuşuyor.

Hamza "yarattıkları bu sistem insani süründürüyor" sitemini dile getirirken, "asgari ücret 25 bin lira da olsa enflasyonla verdiklerini fazlası ile geri alırlar. Bu düzen değişmediği sürece işçiler emekçiler örgütlenmediği sürece emekçilerin durumu değişmez" diye de ekliyor. 

'Ne aç bırakılmayı ne de yoksulluğu hak ediyoruz'

İmes sanayi sitesinde bir otelde çalışan Eyüp ise "Asgari ücret alan bir hizmet sektörü emekçisi olarak, asgari ücret beklentim her seneki gibi aylar sonra değerinin erimemesidir elbet. Her market çıkışımda, sadece karnımı doyurmak için harcadığım maaşımın yüzdesi cebimi hiç ilgilendirmemeli. Aç kalmamak ya da yoksul hissetmemek için gereken minimum miktar belliyse ne aç bırakılmayı ne de yoksulluğu hak ediyoruz." diye sesleniyor. 

'Minimum 12000 olmasıdır'

Kule vinç emekçisi Çağdaş ise daha net konuşuyor. Çağdaş "hem kendi, hem de çevresindeki benzer işi yapan arkadaşlarıyla ortak fikri minimum 12000 olmasıdır" diyor.

'Somut beklentim ısınma, barınma, ulaşım, gıda konusunda kaygısız bir yaşam'

Tekstil İşçisi Ulviye "enflasyonu belirleyemediğimiz, enflasyonun yüzde kaç olduğundan haberdar dahi olamadığımız bir ülkede asgari ücretin rakamsal olarak tartışılması bence doğru değildir" görüşünü dile getiriyor.  

"Bizler etiketini bastığımız tişörtün 3 tanesini bir aylık maaşımızla alamıyorken açlık sınırına razı gelmemiz söz konusu değildir" diyen Ulviye "Bu tartışmalar öfkemizi büyütüyor. Devlete ait işletmelerden bile sabit fiyatla ürün alamıyoruz. Bu durumda belirlenecek ücretin 1 yıl boyunca alacağımız maaş olarak dayatılması doğru değildir. Somut beklentim ise ısınma, barınma, ulaşım, gıda konusunda kaygısız bir yaşam. Bunu sağlayacak maaş ne ise onu istiyorum." talebinde bulunuyor.  

'Maaş ne kadar artarsa bütün masraflar o kadar artıyor'

Sendikalı Şok işçisi Pınar taleplerini şu şekilde dile getiriyor:

"Maaşların yükseliyor ama bir yandan da kiralar ve diğer bütün her şey artıyor. Maaş ne kadar artarsa bütün masraflar o kadar artıyor ve bu durumda maaşın artması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Şimdi 8 bin olsa iyi olur ama fiyat artışları da o kadar iyi olur eminim. O yüzden bir şey hayal edemiyorum yani. Benim düşüncelerim bunlar."

'Açlık sınırının yüzde 25 üzerinde olmalı'

İzmir’de motokuryelik yapan Umur “Bu koşullar altında yapılacak çalışmadan minimum açlık sınırında maksimum ise açlık sınırının yüzde 20-25 üzerinde bir meblağda zam yapılması gerektiği kanaatindeyim” beklentisini dile getiriyor.

Umur emekçilerin sosyal hayatının olamadığını ifade ederken “en azından açlık sınırına kadar olan kısmı geçimi sağlarken üste kalan yüzde 20-25’lik fark ise biraz olsun sosyal hayat kazandıracak” diye ekliyor.

Sosyal hayatın lüks olmaktan çıkacağı ve dolayısıyla işçi sınıfının evlerinden çıkabileceğini söyleyen Umur “ama bir işçi olarak beklentimiz yine bizlerin hayatını kolaylaştıran bizlerin yararına bir şey çıkmayacağını düşünmem yönünde” diyor.

İşçilerin asgari ücrete zam beklentisine ilişkin görüşleri yarın da devam edecek.

Not: İşçilerin isimleri iş güvencesi nedeniyle değiştirilmiştir.