İşçi Hikayeleri | Yoksul göçmen çocukları

Savaş, şiddet, sömürü ve yoksulluk diye başladığımız cümlelerin altında en çok ezilenler onlar...

Sancak Yıldız

Savaş, şiddet, sömürü ve yoksulluk diye başladığımız cümlelerin altında en çok ezilenler onlar. İşçi hikayelerinde bu sefer emeği hep daha ucuza alınıp satılan, türlü tehditlere maruz kalan yoksul göçmenlerin çocuklarına uzanmaya çalışacağız.

Esenyurt, göçmen nüfusun tahmin edilemez boyutlarda arttığı İstanbul’un en büyük ilçelerden biri.

60 ilden daha fazla nüfusa sahip ilçede göçmenler etnik farklılıklarına göre mahallelere dağılmış halde.

Biz ağırlıklı olarak Suriyelilerin yaşadığı Bağlarçeşme Mahallesi’ne gittik. Göçmen meselesine duyarsız kalmayan dostumuzun aracılığı sayesinde bir aile misafirliğimizi kabul etti.

Beş çocuklu ailenin anne-babası tekstil işinde çalışıyor. Zaten herkesin malumu olduğu üzere kayıt dışı göçmen emeği bu sektörde çok yaygın.

Çocuklarının ikisi İstanbul’da doğarken, ilk üçü savaş koşullarında Suriye’de dünyaya gelmiş. Doğrudan Şam’dan çıkıp gelmişler buralara.

Çocuklarınızın üçünün yaşı ufak. Ama diğer üçü okula gidecek yaşta. Gidiyorlar mı okula?

(Anne) Ne okulu, önce rahat yaşasak keşke, sonra okula da giderler. Bir tanesi gidiyor. Diğerleri bizimle birlikte çalışıyor

Siz mi okula göndermiyorsunuz yoksa imkan mı yok?

2015’te buraya geldik. Ev bulmak için çok uğraştık. Burası biraz ucuzdu. Bizim oradan da çok insan var diye geldik. Birkaç sene önce evlerimizi dolaşıp kayıt alacağız okula dediler. Ben de iki çocuğu kayıt ettirdim. Ama okula başladıktan sonra Türkçe anlamadıklarından dolayı zorlandılar. Öğretmen çok iyi biriydi, günah olur söylemezsem. Ama başka çocukların ailesi bizim çocuklarımızı hep dışladı, çocuklarına da öyle öğrettiler.

Diğer çocukların aileleri neden dışladı çocuklarınızı sizce peki ?

Onlardan değiliz diye. Bir şey olunca biz de Müslümanız diyorlar. Ama çoğu zaman kiraları bize fazla söylüyorlar. Çocuklarımız okula gidince huzuru yok. Kavga çıktı bir kere. Oğlum kavga etmiş. Çocuğumu üç tane büyük insan korkutmuş, bahçede bekleyeceksin demişler. Küçük çocuk kavga edince Türk olsa başka, biz olunca başka mı?

Şimdi okula gitmiyor anladığım kadarıyla çocuklarınız?

Bir tanesi gidiyordu. Bitti okul. Devamını okusa ne olacak ki? İkisi çok küçük. Diğerleri bizimle geliyor. Bir tanesi de trafikte araba siliyor. Çok araba geçiyor, o yüzden bizden fazla onun kazancı.

O yaşta öyle bir iş çok tehlikeli değil mi sizce de?

Tehlikenin ne olduğunu Şam’dan biliyoruz. Bombayı, silahı gördükten sonra… Mecburuz. Diğer çocuklarım yanımda geliyor ama mecbur. Küçük olanlara bazen komşum bakıyor bazen de izin verirlerse yanımda götürüyorum.

'Oğlanın adı Hasan çünkü…'

Türkiye’ye gelmeden önce kap-çanak satıcılığı yaparak geçimini sağlamaya çalışan çift fotoğraf çektirmek istemedi. Çünkü kendilerine nasıl döneceğinden emin değiller böyle şeylerin. Baba hastanedeki doğum hikayesini anlattığında bu tedirginliğe hak veriyoruz:

Eşim doğum yapacaktı. Hastaneye gittik. Kapının önünde girerken bir kadın bağırdı. Ben de o zaman daha az anlıyordum ama anladım. “Biz sıra bekliyoruz bunlar içeri giriyor” dedi. Başkaları da bağırdı. Yahu eşim doğum yapacak diyorum Arapça. Onlar yanlış anladı, daha çok bağıran oldu. Allah yardım etti, Arapça bilen bir adam geldi. Ona söyledim. Karım doğum yapıyor ondan öyle girdi diye. O adam anlattı.

Ailenin babası eşi doğum yaparken kapı önünde yaşadığı o zor anlarda kendisine yardımcı olan vatandaşın ismini koymak istemiş ve Hasan koymuşlar çocuğun ismini…

'Okumak varken insan çalışır mı abi'

Ailenin en büyük çocuğu sohbet boyunca yanımızda oturuyor. Diğerlerinden daha dikkatli olmasında muhakkak yaşının da etkisi var.

Okulu yeni bırakmışsın. İsteyerek mi bıraktın okulu ?

İnsan okumak varken çalışır mı abi? Babamlar korktular kavga edince. Sonra ben de korktum. Bıraktım.

Yaptığın iş yaşına göre biraz tehlikeli değil mi? Geceleri de oradaymışsın babanın dediğine göre?

Çalışıyorum ne yapabilirim? Param olsa gezmeye gitmek isterdim. Televizyonda gördüğüm yerlere gitmek isterdim. Ama yok. Babamın da yok. Bizde para olmaz.

Resmi rakamlar bile korkutucu

Bakanlığın Ocak 2022 yılında yayınladığı göçmen çocukların eğitimiyle ilgili rapora göre 5-17 yaş arasındaki 1 milyon 365 bin çocuğun 940 bine yakını okullaşmış durumda. Bu verilere göre göçmen çocukların yüzde 70’e yakını eğitim alıyor.

Birçok kurumu güvensizlikle yan yana anılan AKP iktidarının göçmenlerle ilgili açıklamalarına da şüpheyle yaklaşmak gerekiyor elbette. Son dönemde etnik olarak da çeşitlenen sığınmacı popülasyonunun ne kadarının kayıt altına alınabildiği ayrı bir soru işareti. Üstelik “ucuzun da ucuzu” bir emek çeşidi olarak göçmen çocukların hangi sektörlerde ne yoğunluk çalıştırıldıkları da üzerinde dikkatle durulması gereken bir başlık.

Devletin açıkladığı veriler doğru kabul edilse bile zaten yüzde 30’luk boşta kalan, okula gitmeyen göçmen çocuk oranı yeterince ürkütücü. Gerçek oranın bunun daha da üzerinde olduğunu tahmin etmek zor değil.