İran tarihine tanıklık eden kırmızı başörtü

İran’lı bir kadın sanatçı olan Azadeh Akhlaghi, “görgü tanıklığı / by an eyewitness” projesi ile, İran’ın dönüm noktalarına odaklanan fotoğraflar 'üretmişti'.

Fide Lale Durak

İran’da ‘İslam Devleti’ne uygun örtünmediği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından şiddete maruz kalan ve gözaltına alınan Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesi üzerine başlayan protestolar devam ediyor.

İran, İslam Devrimi’nden sonra kadınlar için büyük hapishaneyi andırsa da, ülkenin kadim kültürünü taşıyan kadınlar ne mücadeleden ne direnişlerinden vazgeçtiler. Kadın direnişi, Molla rejiminin en büyük korkularından biri olmaya devam ediyor.

İran’lı bir kadın sanatçı olan Azadeh Akhlaghi, 2009’da araştırmaya başladığı ve 2012’de sonlandırdığı “görgü tanıklığı / by an eyewitness” projesi ile, İran’ın dönüm noktalarına odaklanan fotoğraflar üretmişti.

Ülkesinin sınırlayıcı koşullarına rağmen ortaya çıkan işler ne ideolojik olarak batıya yaranan bir oryantalizm içeriyor ne de teknik olarak acemi duruyorlardı.

Zorlayıcı siyasi iklimleri olan ülkelere dışarıdan taş atmak daha kolaydır. Asıl sorun ise atılan taşın zamanla hedefi şaşmasıdır. Bazı örneklerde ise taşlamanın meşruluğu rahat hareket etme alanı sağlar ve ülke meseleleri bireysel kariyer yoluna araç olur. Örneğin; yine İran İslam Cumhuriyeti’nden Shirin Neshat ve Çin Halk Cumhuriyeti’nden Ai Weiwei bunu tercih eden iki sanatçı.

Azadeh ise bu isimlerden farklı bir hikâye çiziyor bize. Eğitimini Avustralya’da tamamlamasına rağmen eğitim sonrasında ülkesine dönmeyi tercih etmiş ve hala İran’da yaşıyor. “Görgü tanıklığı” projesinde; 1906 anayasa devrimi, 1978 İran İslam Devrimi ve 8 yıl süren Irak-İran savaşı dönemlerinde işlenen vahşi cinayetleri konu edinen sanatçı, her kesimden isme yer vermeyi amaçladığını söylüyor. Bunun için siyasetçi, şair, gazeteci, aydın, sporcu gibi çeşitli mesleklerden 17 isim seçiyor.

İçlerinde henüz 30 yaşındayken yazdığı yazılar nedeniyle 1924 yılında öldürülen politik yazar ve şair Mirzadeh Eshghi; ilk Marksist dergi olan “Donya”nın kurucusu ve ölümünden 1 yıl sonra kurulacak olan TUDEH tarafından yoldaş olarak anılan akademisyen yazar Taghi Arani; Nixon’ın ziyaretini prostesto eden ve Tahran Üniversitesi’nde öldürüldükleri 7 Aralık tarihi (1953) hala öğrenci günü olan üç öğrenci Mostafa Bozorgnia, Ahmad Ghandchi, Mehdi Shariatrazavi; TUDEH partisinin üyesi olan ve 8 tutsakla birlikte öldürülen komünist Bijan Jazani ve Pahlavi rejimine karşı gerilla savaşı veren Hamid Ashraf da yer alıyor.

Azadeh verdiği bir röportajda, kendisini bu projeye iten şeyin sanatsal olmaktan ziyade tarihsel ve politik nedenler olduğunu söylüyor.1

2009’da İran’da seçim sonrası yaşanan ayaklanmalar ve "Arap Baharı"nın yarattığı siyasi şok ile tarih üzerine düşünmeye başladığını belirtiyor.

İran siyasi tarihinin önemli isimlerinin -belki kimileri için kahramanlarının- öldürülmeleri bir bilgi olarak yer almasına rağmen, görsel kanıtların olmaması sanatçının işlerinin kavramsal tarafını oluşturuyor.

Tarihin bir parçası olarak kederle anılan bu isimleri, geçmiş yerine bugünün parçası yapmayı amaçlıyor. Bunun için görsel imajlar oluşturuyor ve mümkün olduğunca doğru görseller oluşturabilmek için 3 yıllık bir araştırma süreci geçiriyor.

Eriştiği belgelerden yola çıkarak kendi aklındaki imajları renkli fotoğraflara çeviriyor. Siyah beyaz geçmiş ile bugünü buluştururken ele aldığı tarihi bir taraftan da belgeselci bir yaklaşımla canlandırıyor.

O döneme ait kıyafetler ve mekanlar oluşturuluyor ve bunları gerçekleştirebilmenin çeşitli zorluklarını aşıyor. Örneğin; henüz İslam Devrimi gerçekleşmeden önceki olayları canlandırdığı için, kadınların çekim sırasında türban takmaması sorun haline geliyor. Bu yüzden şehir dışında gözlerden uzak bir yerde, profesyonel bir ekip ile mekânı ve tarihi diriltiyorlar.

Azadeh’in aldığı batı eğitiminin etkisini işlerinde de görmek mümkün. Örneğin Bijan Jazani’nin öldürülmesini canlandırdığı fotoğraf Goya’nın “3 Mayıs 1808” adlı resmin yeniden yorumlanmasıdır.

Taghi Arani’nin ölü bedeni ile karşılaşma anının fotoğrafı ise Rembrandt’ın “Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi” resmini anımsatır.

Sporcu Gholam Reza Takhti’nin ölüsünün taşındığı anın fotoğrafı ise Che’nin Bolivya’da öldürülmesinin ardından Freddy Alborta tarafından çekilen o ünlü fotoğrafla ilişki kurar.

Azadeh’in projesine seçtiği isim “görgü tanıklığı”, kendi belleğini de dahil ettiği bir yeniden canlandırma gibidir. Her fotoğrafa kendisini kırmızı başörtülü bir kadın olarak ekler ve fiziksel olarak bulunamadığı fotoğraflarda ise sadece kırmızı başörtüsünü yerleştirir.

Kırmızı katledilmiş insanların kanına karışır ve ideolojileri ile umut bulur belki de…

Solda: Francisco Goya, “3 Mayıs 1808”, 1814
Sağda: Azadeh Aklaghi, “Bijan Jazani, 18 Nisan 1975”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

Solda: Rembradth, “Dr. Nicolaes Turp’un Anatomi Dersi”, 1632
Sağda: Azadeh Aklaghi, “Taghi Arani, 4 Şubat 1940”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

Solda: Freddy Alborta, “Che”, 1967
Sağda: Azadeh Aklaghi, “Gholam Reza Takhti, 7 Ocak 1968”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

İran’da gerici rejime karşı ayağa kalkılması ve sokaklarda başörtülerinin yakılmasıyla süren isyan, eşitlik ve özgürlük talepleri ile buluşur mu diye umut veriyor. Bir halk diğerine de ayağa kalkabileceğini hissettiriyor. Hele bu iki benzer coğrafyada tarihe tanıklık etmiş bu kadar kırmızı başörtüsü varken… Azadeh bize resmi olarak yazılanı değil kendi tarihimizi diri tutmamızı hatırlatıyor. Bizim ise tanıklığa değil, daha çok eyleyenler olmaya ihtiyacımız var. Eşitsizliğin olduğu tüm ülkelerde…


Azadeh Aklaghi, “Azar Shariat Razavi, Ahmad Ghandchi, Mostafa Bozorgnia, 7 Aralık 1953”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

Azadeh Aklaghi, “Marzieh Ahmadi Oskuie, 26 Nisan 1974”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

Azadeh Aklaghi, “Hamid Ashraf, 29 Haziran 1976”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012

Azadeh Aklaghi, “Shorab Shahid Sales, 1 Haziran 1998”, “Görgü Tanıklığı” serisinden”, 2012