İBB Başkanı İmamoğlu hakkında hazırlanan ilk MASAK raporunda suç unsuru bulunmamasının ardından yeni bir rapor hazırlandı. İkinci MASAK raporunda, "25 taşınmaz ve milyonlarca lira tutarında suç gelirinin aklandığına" dair iddialar yer aldı.
Haber Merkezi
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik "yolsuzluk" soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ikinci bir rapor hazırladı.
İlk raporda suç unsuru bulunmamasının ardından hazırlanan yeni raporda, İmamoğlu ailesi ve ilişkili şirketlere yönelik çeşitli suçlamalar yöneltildi. 4 Haziran tarihli ve 181 sayfa uzunluğundaki raporda, İmamoğlu ve yakınlarının "suç geliri elde ettiği ve aklama suçu işlediği" iddialarına yer verildi.
Raporda 'suç geliri ve aklama suçu' tespiti
Raporun sonuç bölümünde, "Aklanan suç gelirinin 25 adet gayrimenkul/taşınmaz, 63.550.151,59 TL ve 637.106,00 Euro olduğu, bu kapsamda kuvvetli aklama şüphesinin varlığı nedeniyle el koyma kararının devam etmesi, el koyma kararı olmayan mal varlıkları açısından mahkemeden el koyma ve müsadere kararı talep edilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır" denildi.
İmamoğlu hakkında 17 Mart tarihli MASAK raporunda, suç geliri ve aklama suçunun ortaya konulmasındaki nihai takdir savcılığa bırakılmıştı.
Haksız kazanç iddiası: '4 villa, 7 daire, 14 ofis...'
DHA'nın aktardığına göre Ekrem İmamoğlu'nun kendisi ve birinci derece akrabalarının mal varlıklarının detaylı şekilde incelendiği raporda, Ekrem İmamoğlu'nun haksız kazançla minimum 4 villa, 7 daire, 14 ofis, 637 bin 106 Euro ve 63 milyon 550 bin 151 lira elde ettiği iddia edildi.
4 farklı rapor hazırlandı
Raporda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun İBB’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında MASAK’a 22 Ocak 2025 ve 3 Şubat 2025 tarihli iki yazı gönderdiği, bu yazılara istinaden 25 Şubat, 4 Mart ve 17 Mart'ta Başsavcılığa 3 farklı rapor gönderildiği belirtildi.
Soruşturmanın ilerlemesiyle savcılık tarafından 4 Mart’ta tekrar rapor istenmesi üzerine 4’üncü raporun 19 Mart günü hazırlandığına da yer verildi.
11 kez rapor talep edildi
Soruşturma kapsamında 19 Mart’ta İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından, soruşturmada yeni bilgiler ortaya çıktığı belirtildi.
Başsavcılık, ortaya çıkan bilgiler ışığında 29 Mart, 7 Nisan, 14 Nisan, 17 Nisan, 18 Nisan, 7 Mayıs, 8 Mayıs, 12 Mayıs, 15 Mayıs, 20 Mayıs ve 28 Mayıs’ta olmak üzere 11 kez yeni rapor hazırlanması konusunda MASAK’a yazı yazdı.
Bu yazılar doğrultusunda hazırlanan rapor, 4 Haziran’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
'Satışı hayatın olağan akışı içinde normal bir durum olarak değerlendirilemez'
Raporda, Güllüce Tarımcılık A.Ş. isimli şirketin İmamoğlu İnşaat A.Ş.’ye devredilmesiyle ilgili yapılan değerlendirmede finansman kaynağının, İBB ve iştiraklerinden gelen paralarla Ali Nuhoğlu tarafından 2021'de kurulan ve 2 adet villa satın alan şirkete ait olduğu iddia edildi.
Raporda, Güllüce Tarımcılık şirketinin İmamoğlu İnşaat'a devir tarihinde 158 milyon 323 bin 438 lira değerinde taşınmaza sahip olduğu, ancak devir sözleşmesinde 48 milyon lira değer biçilmesinin hayatın olağan akışı içerisinde normal bir durum olarak değerlendirilemeyeceği öne sürüldü.
Villanın ücreti Kültür AŞ'den alınan parayla ödendi iddiası
Raporda, İmamoğlu İnşaat'ın villa satışları da incelendi.
Satılan villalardan birinin, Carsal Reklamcılık isimli şirket tarafından alındığı ve bu firmanın ödediği paranın finansman kaynağının İBB’nin iştiraki olan Kültür A.Ş.’den alınan ihale sonucu elde edilen gelir olduğu iddia edildi.
Yaptığı işlere karşılık kestiği fatura bedellerinden düşüldüğü iddiası
Raporda, İmamoğlu İnşaat'ın sattığı ikinci villayı satın alan kişinin ise şirketin taşeron olarak elektrik işlerini yaptığı tespit edilen Mahmut Gültekin olduğu, Gültekin’in Tuncay Yılmaz’dan taşınmaz satın alan Hanife Boran’ın kardeşi olduğu belirtildi.
Raporda, villanın satış bedelinin bir kısmının yaptığı işlere karşılık kestiği fatura bedellerinden düşüldüğü iddia edilirken, bir kısmının ise firmanın hesabına nakit olarak yatırılması sebebiyle kaynağının tespit edilemediği belirtildi.
Şirket çalışanlarına taşınmaz satışı iddiası
Raporda, İmamoğlu İnşaat'ın başka bir projesindeki daire satışları da incelendi.
Raporda, şirket çalışanları Baran Gönül ile Burcu Beyazoğlu’na taşınmaz satışı yapıldığı belirlendi. Bu kişilerin mali profilinin uygun olmadığı öne sürülen raporda, şirketin banka hesaplarına kaynağı belli olmayan yüksek miktarlarda nakit para yatırdıkları ve paranın izinin kaybettirilmesi amacıyla araya başka şirket ve kişi hesaplarının dahil edildiği iddia edildi.
Ayrıca yapılan satışın ticari bir işlem olarak gösterildiği ve ticari fatura kesildiği ve bunların yasal defterlere kaydedildiği aktarıldı.
'Ofislerin faturası 2025'te kesildi'
Raporda, SSB Gayrimenkul A.Ş. ile Kameroğlu İnşaat A.Ş. ve ASOY İnşaat A.Ş. arasındaki işlemler de incelendi.
Raporda, SSB Gayrimenkul A.Ş.’nin satın aldığı villa karşılığında ödediği paraların satın aldığı şirketin hesaplarından nakit olarak çekilmek suretiyle şirket yetkilisi Tuncay Yılmaz’a elden verildiği ve satın alma işleminin ticari bir satın alma işlemi olarak gösterildiği iddia edildi. Söz konusu villanın satışı sonrasında paranın ASOY İnşaat A.Ş.’ye gönderildiği ve devam eden bir proje kapsamında iki şirket arasında ticari ilişkilere uymayan bir şekilde taşınmaz devredildiği öne sürülen raporda, şirketler aralarında bir sözleşme yapılmadan inşaatın tamamlandığı ve 14 ofisin bu mahiyette devredildiği iddia edildi.
Ayrıca bu süreçle ilgili muhasebe hileleri yapıldığı da öne sürüldü. Şüphelilerin soruşturmayı öğrenmesi sonrasında, şirketler arasındaki ticari anlaşma tamamlanmış olmasına rağmen, ASOY inşaat tarafından 2025 yılında 14 ofis için fatura kesildiği belirtilen raporda, bu şekilde ticari defterlerde hile yapılmaya çalışıldığı öne sürüldü.
İlk raporda ne denilmişti?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek tarafından 3 Mart'ta MASAK'tan talep edilen ve 10 Mart'ta görevlendirilmeleri yapılan ilk MASAK raporu, İmamoğlu gözaltına alınmadan yalnızca iki gün önce yani 17 Mart'ta tamamlanmıştı.
17 Mart tarihli MASAK raporunda Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Murat Ongun ve Mahir Polat'ın finansal işlemleri incelenmiş ve para transferleri, tapu ve SGK dökümlerine yer verilmiş ancak işlemler “şaibeli” olarak sınıflandırılmamıştı.
Ekrem İmamoğlu'nun 2002’den itibaren gayrimenkul işlemleri ve 2017’den beri banka transferleri listelenmiş ve herhangi bir suçlamaya yer verilmemişti. İmamoğlu'nun şirketinin 3 kişiye gayrimenkul sattığı, bu kişilerin adının "FETÖ/PYD" soruşturmalarında geçtiği belirtilmiş, ancak haklarında dava veya ceza olmadığı ortaya çıkmıştı.
Resul Emrah Şahan ile ilgili de doğrudan "terörün finansmanı" tespitine yer verilmemişti. Şişli Belediyesi ile direktörlüğünü eski HDP yöneticisi Azad Barış'ın yaptığı Spectrum Araştırma’nın ilişkisi üzerinde durulmuştu. Murat Ongun'un para transferlerinde ise "terörün finansmanı"na dair bağlantı bulunamamıştı. Mahir Polat’ın 50 ve 100 liralık iki para transferinin "terör örgütü" davasında yargılanan isimlere yapıldığı belirtilmiş, fakat buna dair de detay verilmişti.
Öte yandan İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 91 kişinin tutuklanmasında dayanak noktalarından biri olan rapora yandaş basın da tepki göstermişti. Raporun çok kısa bir süre içerisinde hazırlandığı, bu nedenle raporun "tartışma konusu olduğu" ve "zayıf kaldığı" belirtilmişti. Bahse konu rapora "sadece bir uzman yardımcısının" imza atmış olmasının Ankara'da da sert eleştirilere neden olduğu öne sürülmüştü.
İmamoğlu sürecinde kriz mi var: Akın Gürlek 'devlet içindeki hain köstebekleri soruşturacak' iddiası | ![]() |