İller Bankası binası tehlikeli dedi, sürgün edilip memuriyetten atıldı

İller Bankası binasının iş güvenliği açısından tehlikeli olduğunu söyleyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Atakan, önce Diyarbakır’a sürgün edildi, sonra memuriyetten atıldı.

Haber Merkezi

Çalıştığı İller Bankası binasının iş güvenliği açısından tehlikeli olduğunu söyleyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Atakan, önce Diyarbakır’a sürgün edildi, ardından da memuriyetten atıldı.

Konuya ilişkin konuşan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “O karara imza atan her kişinin gözümüzün üzerinde olduğunu bilmesini isteriz. Bu altına attıkları imza, onların kendi geleceklerini yok edecekleri imza olacak. Yargı yoluyla, hukuk yoluyla elimizden ne geliyorsa bu kararın iptal edilmesi ve hukuksuzluğun açığa çıkartılması için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

İller Bankası’nda çalışan Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ali Atakan, İller Bankası’nın Merkez Ankara Projesi’nden satın aldığı blokun fotoğrafını çekti ve iş güvenliği açısından tehlikeli olduğunu açıkladı. 

İddiaya göre Atakan, binada fotoğraf çekerken İller Bankası personeli tarafından da onun fotoğrafı çekildi. Olay günü, biri engelli iki çocuk babası olan Atakan’a Diyarbakır’da görevlendirildiği tebliğ edildi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın açıklamasına göre; Atakan daha sonra İller Bankası Disiplin Kurulu kararıyla memuriyetten atıldı. 

Konuyla ilgili ANKA Haber Ajansı’na konuşan Candan, şunları söyledi:

'Genel Müdür rahatını bozmadan orada oturdu...'

“İller Bankası Macunköy Tesisleri biliyorsunuz Çevre Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı olduğu için, Macunköy Tesisleri’nin boşaltılması istendi Çevre, Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı tarafından. İller Bankası, bu arada kent suçu olarak ifade ettiğimiz Merkez Ankara Projesi’nden bir blok satın almıştı. Biliyorsunuz Merkez Ankara Projesi’ni de istedikleri gibi olmadığı için tekrar kamuya satıyorlar ya da kiralıyorlar. Birçok kuruma Merkez Ankara Projesi’ni kurtarmak için satış yapıyorlar ve kiralama yapıyorlar. İller Bankası da buradan bir blok satın aldı. Dolayısıyla daha inşaatı tamamlanmamış ve iskanı alınmamış binaya 300 tane İller Bankası çalışanını taşıdılar ve burada çalışmalarını istediler. Ama bir taraftan elektrik kabloları sarkıyor, asansör çalışmıyor, elektrik kesiliyor. İnşaat halinde, yani işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından uygun olmayan bir mekana, İller Bankası Genel Müdürü kendi rahatını bozmadan kendisi orada oturdu, personeli de Merkez Ankara’da inşaatı tamamlanmamış yere taşıdı”.

Candan şöyle devam etti:

“Bu sürede yönetim kurulu üyemiz Ali Atakan, aslında bu durumu belgeleyip idareyle konuşmak için fotoğraf çekerken peşine üç kişi takarak onun fotoğrafları çekiliyor ve aynı gün bunu idareye bildiriyorlar ve aynı gün Diyarbakır’a sürgün ediliyor. Yani bunları hepsi, saatlere dayalı uygulamalar. Ertesi gün tabii, Diyarbakır’a sürgün edilince insan ne yapar, örgütüyle konuşur. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olduğu için Mimarlar Odası’yla, sendika üyesi olduğu için Yapı Yol-Sen’le konuştu ve Yapı Yol-Sen, Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak ortak basın açıklaması yaptık, bu sürgüne dair. Aslında orada çalışan herkesin iş ve işçi sağlığı açısından uygunsuz koşullarda çalıştırılmaması gerektiğini bir teknik eleman olarak da kamuoyunun bilgisine sunduk. Bunun üzerine CHP Milletvekili Murat Emir soru önergesi verdi, bu yapıyla ilgili. İnşaatı tamamlanmamış yerde insanlar neden çalıştırılıyor diye”.

'Tamamıyla hukuksuz bir süreç...'

Konuşmasına devam eden Candan, “İş akdi feshedilmesi gereken birisi varsa o da İller Bankası Genel Müdürü Yusuf Büyük'tür” diyerek şunları ifade etti:

“Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Yapı Yol-Sen’in açıklamaları hem de Murat Emir’in soru önergesi vermesinin basına yansımasıyla birlikte bu kez yönetim kurulu üyemiz Ali Atakan’a bir soruşturma açtılar. Yani ‘Siz bu kurumları kullanarak İller Bankası’nı yıpratıyorsunuz, siyasetin ortasına çekiyorsunuz’ diye. Dolayısıyla da bugün itibarıyla yüksek disiplin kurulu toplandı ve memuriyetten çıkartılmasına karar verdi. Bir kere bunun hukuksuz bir süreç olduğunun altını çizmek istiyoruz”.

‘İş akdi feshedilmesi gereken İller Bankası Genel Müdürü Yusuf Büyük’tür’

“Burada İller Bankası Genel Müdürü Yusuf Büyük, gerçekten teknik olarak, bilimsel olarak 300 tane çalışanını inşaatı tamamlanmamış, iskanı alınmamış -ki Büyükşehir Belediyesi’ne yazı yazdık, ‘iskanı var mıdır’ diye; iskanının olmadığı da Büyükşehir Belediyesi’nin yazısından belli- iskanı olmamış, geçici kabulü olmayan bir binada insanların sağlığını tehdit ederek aslında oraya taşınmasına olanak sağladığı için buradaki baş suçlu, İller Bankası’ndaki bütün bu tartışmaların odağına İller Bankası’na çeken kişi, İller Bankası Genel Müdürü’dür. Bizim Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyemiz değildir. Bir kere bunun altını çizmek gerekiyor. Eğer iş akdinin feshedilmesi gereken birisi varsa o da İller Bankası Genel Müdürlüğü’nden Yusuf Büyük’tür”.

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz. Hakkımızı arayacağız. Bugün toplumsal muhalefetin bu konuda ses çıkartması gerekiyor. Çünkü bu sadece bize yapılan bir şey değil. Bugün yapılan haksızlık vicdanlara sığmıyor” diye konuşan Candan sözlerini şöyle noktaladı:

‘Olayın takipçisi olmayı sürdüreceğiz’

“İhraç edilen yönetim kurulu üyemizin iki tane çocuğu var. Bir tanesi engelli. Zaten onun sürgün edilirken de ona sormadan herhangi bir şekilde, çünkü vasisi o olduğu için başka bir yere gönderilmesi mümkün değil. Yani bir ailenin zaten aile bütünlüğünü bozduğunuz gibi, Diyarbakır’a sürgüne gönderdiğiniz gibi şimdi o aile bütünlüğünü de işsiz bırakarak aslında cezalandırmaya çalışıyorsunuz. Bu hakkaniyetli bir durum değil. Yargıdan dönecek ve biz bunun mücadelesini vereceğiz. O karara imza atan her kişinin gözümüzün üzerinde olduğunu bilmesini isteriz. Yaptıkları her bir hareketin, İller Bankası’yla ilgili her bir olayın Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak takipçisi olacağımızı bilmelerini isteriz. Bu altına attıkları imza, onların kendi geleceklerini yok edecekleri imza olacak. Bunun da altını çizmek isteriz; yargı yoluyla, hukuk yoluyla elimizden ne geliyorsa bu kararın iptal edilmesi ve hukuksuzluğun açığa çıkartılması için mücadeleye devam edeceğiz”.