'Hiçbir merci kaynağını Anayasa'dan almayan yetki kullanamaz, YSK seçimleri erteleyemez'

Eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, seçimlerin ertelenmesi iddiaları için 'Bu, deprem sömürüsüyle ve insanların deprem acılarıyla seçimlerin rafa kaldırılması olur, başka bir anlamı olmaz' dedi.

Bahadır Batur

Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonrasında ortaya çıkan yönetememe durumu, düzenin bu ülkeye vadedebildiği tek şeyi gözler önüne koydu: Yıkım…

10 ili yerle bir eden depremlerin öncesinde, Türkiye’nin gündemi seçimdi. 1999 depreminin ardından düzenlenen seçimlerde iktidarı kazanmış olan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimi, ülkeyi yeni bir seçim dönemine götürüyordu. 2014’te cumhurbaşkanı olan ve mevcut koşullarda üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olacak olan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir kez daha aday olabilmesi için “erken seçim” çözümü türetilmişti.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem öncesinde seçim tarihi olarak 14 Mayıs’ı işaret etmişti. Lakin on binlerce yurttaşın ölümüne yol açtığı depremler, kurumlarının depremdeki müdahalesinin gecikmesini ortaya çıkarırken, binlerce binanın yıkıldığı tabloda kentlerde seçimlerin nasıl düzenleneceği soru işaretlerine neden oldu.

Seçimlerin normal tarihi olan 18 Haziran’da yapılması akıllara gelen ilk ihtimal. Lakin bu durumda AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı sorusu karşımıza çıkıyor.

Öte yandan YSK’nın seçimleri erteleyeceği yönünde iddialar ortaya atıldı. YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenemiyor olması, kamuoyunda ‘hukuksuz’ bir karar olur yorumlarına neden olan seçimin ertelenmesi ihtimali tartışmalarını körükledi.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) ve Yargıçlar Sendikası’nın kurucu başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, soL’a yaptığı açıklamada Anayasa’nın 6. maddesine vurgu yaparak, seçimlerin mevcut tabloda 18 Haziran’da yapılması gerektiğini belirtiyor.

Ömer Faruk Eminağaoğlu, seçimin 14 Mayıs’ta yapılması için Meclis’in karar alması gerektiğini ancak Erdoğan’ın adaylığının Anayasa’ya aykırı olacağını, adaylık konusunda da sadece Meclis’in karar alabileceğini belirtiyor.  Diğer yandan YSK’nın seçimi ertelemesi iddialarına ilişkin olarak Eminağaoğlu, hiçbir mercinin Anayasa’ya dayanmadan bir karar alamayacağını hatırlatarak, YSK’nın seçim tarihini öteleme veya geri bırakma yetkisi olmadığını kaydetti.

YSK’nın seçimi erteleme kararının Türkiye’de ilk kez ortaya çıkacak bir tablo yaratacağını belirten Ömer Faruk Eminağaoğlu, “YSK’nın kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne veya başka hiçbir merciye başvurulamıyor” hatırlatmasını yaptı. Seçimi ertelemenin “seçimi rafa kaldırmak olacağını” ifade eden Eminağaoğlu, “Türkiye’de seçimler ne zaman rafa kalkıyor? Darbe döneminde. O zaman YSK’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin deprem sömürüsüyle ve insanların deprem acılarıyla seçimleri rafa kaldırması olur, başka bir anlamı olmaz” yorumunda bulundu.

Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun soL’a aktardığı görüşleri şu şekilde:

'Hiçbir karar alınmazsa, seçimler normal tarihinde yani 18 Haziran’da yapılacak'

Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından, seçimin hangi tarihte düzenleneceğine ilişkin iddialar gündeme geldi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerin öncesinde yaptığı açıklamalarda, seçim tarihi olarak 14 Mayıs’ı işaret etmişti. Lakin seçim tarihine ilişkin karar Meclis’e gelmedi ve seçim tarihi de kesinleşmedi. Depremin ardından da seçimin normal şartlarda olması gerek tarih olan 18 Haziran tarihi gündeme geldi. Sizin seçim tarihine ilişkin görüşleriniz nedir?

Hiçbir karar alınmazsa, seçimler normal tarihinde yani 18 Haziran’da yapılacak. Bunun öncesinde yapılmasını gerektiren bir neden ortaya çıkması lazım. Mevcut koşullarda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda, seçimlerin erkene alınmasını gerektiren bir neden yok. Dolayısıyla 14 Mayıs’ta seçimin yapılabilmesi karar alınmasına bağlı. Meclis’in karar almayacağı ortada.

Erdoğan’ın da deprem bölgesi koşullarını da gözetince böyle bir karar alması siyaseten de hukuken doğru olmayacaktır. Aldığı bir karar yok, ama karar alırsa o karara göre seçim yapılmak durumunda kalınabilir kuşkusuz.

Örnek vermeniz gerekirse?

Şu anda bir karar almadı. Diyelim ki Mart ayında, seçim takviminin işleyeceği şekilde bir karar alırsa, 14 Mayıs Pazar gününden önceki 60 günden ilk Pazar günü olarak Mart ayı içerisinde bir karar alırsa, seçim 14 Mayıs’ta yapılmak durumunda kalabilir.

Henüz hiçbir karar yok. O tarihe kadar da hiçbir karar alınmazsa Anayasa’nın 77. Maddesi gereği ‘her beş yılda seçim aynı gün yapılır’ hükmü, emredici bir hüküm, son derece açık. Böyle bir tabloda 18 Haziran’da seçim yapılır, hiçbir karar alınmazsa.

Ama Erdoğan bir karar alırsa, alacağı karara bağlı olarak 60 günden sonraki ilk Pazar günü seçim yapılır. Lakin bu da hiçbir tabloda 18 Haziran’dan ötesine sarkamaz.

'İster erken seçim olsun, ister normal seçim; Erdoğan aday olamaz'

Peki bu durumda Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı söz konusu olabilir mi? “Erken seçim” ifade edilen kararın alınmasıyla, Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanlığı adaylığının önünün açıldığı yorumları yapılmıştı. Eğer seçim 18 Haziran’da düzenlenirse Erdoğan tekrardan aday olabilir mi?

Meclis karar almadığı sürece ister Erdoğan’ın kararıyla bir erken seçim olsun, isterse de normal bir seçim olsun; Erdoğan aday olamaz. Erdoğan’ın adaylığı için tek yok Meclis’in karar alması.

Hiçbir karar alınmazsa ve normal seçim tarihi olan 18 Haziran’da seçim düzenlenirse Erdoğan yine aday olamaz. Normal seçimde de olamaz, o da üçüncü dönem; Erdoğan’ın alacağı kararla da olamaz, o da üçüncü dönem anlamına gelir. Tek istisna Meclis’in alacağı karar olur. Mevcut tabloda iki dönem görev kararı nedeniyle, şu anda kendisi ikinci döneminde ve üçüncü dönem cumhurbaşkanı olabilmesinin tek istisnası Meclis kararı.

Dediğim gibi, 18 Haziran’da seçim olursa üçüncü dönem yasağından ötürü aday olamaz.

'Seçimin geri bırakılma yetkisi sadece ve sadece Meclis’te'

YSK’nın seçimi bir sene ertelemesi konuşuluyor. Bu durum yasal mı? Anayasa’nın 78. maddesine göre, seçimi erteleme kararı ancak ‘savaş durumu’ halinde mümkün görünüyor. YSK erteleme kararı alabilir mi?

Anayasa’nın 6. maddesinde diyor ki, “Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz”. Hiçbir makam ve merci kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz, yani egemenlik yetkisi kullanamaz

Bu maddeyle beraber Anayasa 78. Maddeyi yorumladığımız zaman, Anayasa 78. Madde seçimlerin geri bırakılması yetkisini sadece ve sadece Meclis’e vermiştir. Meclis dışında hiç kimseye verilmemiş bu yetki. Yani 5 yıldan sonra bir seçim yapılması yetkisi Meclis’te.

Erken seçim yetkisi hem cumhurbaşkanında hem de Meclis’te. Lakin seçimin geri bırakılma yetkisi sadece ve sadece Meclis’te, bu da sadece ve sadece savaş halinde. Savaş hali dışında seçimleri geri bırakma yetkisi başka hiçbir nedenle Meclis’te de değil. Dolayısıyla YSK’da da ne erken seçim yetkisi var ne de seçimleri geri bırakma yetkisi var. YSK’nın yetkisi seçim takvimini düzenleme, seçimleri düzen ve dürüstlük içerisinde yapmaktır.

Hiçbir karar alınmazsa, Anayasa 77. Maddeye göre, seçim beş yılda bir aynı gün yapılır. Yani 18 Haziran’da yapılır.

'YSK'nın seçim tarihini öteleme veya geri bırakma yetkisi yok'

Bu durumun bir istisnası var mı?

Tek bir istisna var daha önce. Anayasa geçici 21/A maddesine bakın, orada Anayasaya halk oylamasına gitmemesi için en az 400 milletvekili lazım. Derseniz ki, varsayalım seçim tarihi 1 Eylül’dür, madde koyarsanız Anayasa’ya, ancak öyle olabilir. Bunun dışında başka hiçbir şekilde 18 Haziran’dan sarkacak şekilde seçim yapılamaz.

Anayasa böyle düzenlenmiş, böyle düzenlendiği için de Anayasa’nın 6. Maddesine göre, hiçbir makam ve merci kaynağını Anayasadan almayan bir yetki kullanmaz. Bir örneği geçici 21/A’da var, seçim tarihini daha önce uzatır şekilde geçici 21/A’ya hüküm konmuş. Ancak şimdi de öyle bir hüküm konursa seçim ileri bir tarihte yapılabilir. Ama bunun için de en az 400 milletvekili lazım. Bu durumda da iktidar yetmiyor. Zaten bu tabloyu yaratan iktidar olduğu için, Anayasaya böyle bir madde koymak seçimin gerekliliğini inkâr anlamına gelir. Türkiye’yi bu tabloya taşıyan iktidar olduğuna göre, seçimlerin zamanında, Anayasaya uygun olarak beş yılda bir ve 18 Haziran tarihinde yapılması gerekir.

YSK’nın bu konuda, seçim tarihini öteleme veya geri bırakma yetkisi yoktur.

'YSK’nın kararlarına karşı AYM'ye veya başka hiçbir merciye başvurulamıyor'

Bir varsayım üzerinde durmak üzerinde durmak istiyorum. Varsayalım ki, YSK seçimi erteleme kararı aldı. YSK’nın aldığı karar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebiliyor mu?

Şimdi bu zaman, fiili durumlar ortaya çıkıyor. Malumunuz, YSK’nın kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne veya başka hiçbir merciye başvurulamıyor.

Ben de buna istinaden sordum, nasıl bir yol izlenebilir bu durumda?

YSK’nın kararına karşı başvurulabilecek bir merci yok. Ama burada ‘bireysel başvuru yapılabilir mi, yapılamaz mı’ gibi Türkiye’de ilk kez yaşanacak bir hukuki tartışma konusu ortaya çıkar. Bu daha önce örneğine rastlanmayan bir konu. Böyle bir durumun Türkiye’de hiçbir örneği yok. Anayasa Mahkemesi de böyle bir konuda karar vermeyebilir, ‘Anayasa’ya göre görevsizim’ de diyebilir veya ‘YSK kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetki kullanmıştır, karar yok hükmündedir’ diyerek ihlal kararı da verebilir. Ama dediğim gibi bunun örneği yok, çünkü YSK’nın böyle bir şey için yetkisi yok.

'YSK’nın bir yandan çalışmalarını sürdürmesi lazım'

YSK’nın seçimi erteleme yetkisi yok ama böyle bir karar alırsa kimse itiraz edemeyecek mi?

Anayasa Mahkemesi’nin buna yönelik geçmişte hiçbir kararı yok. Türkiye’nin ilk kez karşılaşacağı bir durum olur. Dediğim gibi, ‘Anayasa’ya bağlılık esas’ olduğuna göre, YSK’nın bugünden itibaren hiçbir karar alınmayacakmış gibi, yani seçimler 18 Haziran’da yapılacakmış gibi çalışmalarını yürütmesi lazım.

Eğer ki birisi çıkıp karar alırsa, o karara göre daha erken bir tarihte seçim yapılabilir, takvim düzenlenebilir. Ama YSK’nın bir yandan çalışmalarını sürdürmesi lazım.

Kamuoyunda dillendirilmeye başlandı, YSK seçmen kütüklerini güncelleyebilir mi diye. Bunlar zaten MERNİS üzerinden düzenleniyor. Savaş sebebi tek neden olduğu için, geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin ‘savaş gibi’ diye Anayasa’ya aykırı 2012/30 esas sayılı kararı var. Herhangi bir nedenle, cumhurbaşkanlığı seçim yasasını incelerken ‘savaş gibi’ sözcüğü kullanmış, 5. maddeyle ilgili.

'Deprem sömürüsüyle ve insanların deprem acılarıyla seçimlerin rafa kaldırılması olur'

Ama bu Anayasa maddeleri değişti. Karardaki “gibi” sözcüğü de Anayasa’daki sınırlı sayıma aykırı yazılmış, Anayasa’yı yansıtmayan bir karar. Dolayısıyla savaş sözcüğü genişletilemez.

Anayasa savaşla sınırlı bir şekilde yazılmasaydı, bir başka nedenle seçim geriye bırakılabilirdi. Ama şu tabloda, Anayasa’nın bağlayıcı ve açık hükmüne göre, seçim hiçbir şekilde geri bırakılamaz. Aksi halde seçimi rafa kaldırmış olursunuz. Türkiye’de seçimler ne zaman rafa kalkıyor? Darbe döneminde. O zaman YSK’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin deprem sömürüsüyle ve insanların deprem acılarıyla seçimleri rafa kaldırması olur, başka bir anlamı olmaz.

'Yüce Divanda yargılanmayı gerektiren görev suçu oluşturur'

YSK'nın aksi yönde bir karar vermesi demek, kaynağını Anayasanın 6. maddesi uyarınca kaynağını anayasadan almayan devlet yetkisi kullanması, anayasanın  dışına çıkması demek olup, bu durum karara imza atan üyeler için Yüce Divanda yargılanmayı gerektiren görev suçu oluşturur.