Heybeliada Sanatoryumu: Diyanetin Covid-19 oyunu

2005'te yıkılmaya terk edilen, 2018'de Diyanet'e tahsis edilen Heybeliada Sanatoryumu arazisi hakkında DİB'in yaptığı açıklamadan kötü kokular geliyor. DİB, 'Pandemi hastanesi yapacaksanız yapın, biz de destekleriz' dedi ama asıl sorun başka.

Haber Merkezi


Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'nin ilk pandemi hastanesinin 2005 yılında kapatılıp, 2018 yılında kendilerine tahsis edilmesiyle ilgili dün yaptığı açıklamada "Söz konusu araziyi Başkanlığımız iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazırdır" demiş, bu açıklamanın ardından kamuoyunda Covid-19 salgını koşullarında arazinin DİB'den alınarak Covid-19'a dönük bir pandemi hastanesinin kurulabileceği yönünde bir beklenti oluşmuştu.

DİB'in "bazı medya organlarında" konunun çarpıtıldığı yolundaki açıklamasında şu ifade yer alıyordu:

"Başkanlığımıza bir pandemi hastanesi değil, geçmişte son olarak Sanatoryum olarak kullanıldıktan sonra kapatılarak Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne iade edilmiş ve üzerinde kullanılamaz durumda binaların olduğu bir alan tahsis edilmiştir."

Kullanılamaz halde bina tahsis edilmiş!

DİB açıklamasında yer almayan bir konuysa kendilerine tahsis edilen araziyle ilgili aylar önce başlatılmış olan bir kampanya.

Kampanya Türk Toraks Derneği tarafından yapılan bir açıklamayla başlatılmıştı. Dernek, Heybeliada Sanatoryumu'nun Tıp Tarihi Ve Tüberküloz Müzesi Ve Karantina Merkezi olmasını öneriyordu.

Diyanet'in "Covid-19 için pandemi hastanesi lazımsa veririz araziyi" ana fikirli açıklamasındaki asıl hileyse, Toraks Derneği'nin talep ettiği gibi bir yapılanma için fazlasıyla uygun olan arazinin Covid-19 pandemisi için hiç de vaatkar olmamasından kaynaklanıyor.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türk Toraks Derneği Etik Kurul ve Genel Merkez Danışma Komitesi ve Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Abdullah Sayıner, Heybeliada konusunun birkaç aydır gündemlerinde olduğunu ve sözü edilen kampanyayı başlattıklarında henüz Diyanet'e verildiğini bilmediklerini söyledi. "Temel olarak orasının uzun yıllar ülkeye sağlık alanında çok değerli hizmetler vermiş, sağlık tarihimizde önemli yeri olan bir hastane olması nedeniyle arkadaşlarımız 'Sağlık Müzesi' olarak yeniden yapılandırılmasını öneriyorlardı" diyen Sayıner, buranın bir pandemi hastanesi olmasının çok güç olduğu görüşünde. 

Restore edilip bir hastane olarak kullanılır hale getirilmesi, gerekli istihdamın yapılması gibi işlerin 6 aydan önce tamamlanamayacağını söyleyen Sayıner Diyanet'in açıklaması hakkında şu yorumu yaptı: "Bence, Diyanet bunu bildiği/düşündüğü için, 'haydi sıkıysa yapın ve kullanın' dedi. Tabii 6 ayın sonunda - inşallah - pandemi hastanesine daha az ihtiyaç duyuyor olabileceğiz. Sanıyorum, pandemi hastanesi seçeneğinin ortaya atılması, kimsenin bu ortamda itiraz edemeyecek olmasındandı ama dediğim gibi bana mantıklı gelmiyor. Asıl konu, tabii Diyanet' in orada ne işi var? Oraya yeni bir İslam eğitim merkezi planlanması öncelikli bir ihtiyaç mı? Bunun önüne geçmek için nasıl bir gerekçeyle kamuoyu oluşturulabilir? Bu konulara kafa yormak gerekli.

Öte yandan orası hastane olarak değil ama örneğin izolasyon/karantina altına alınması gereken ve evdeki yaşam koşulları buna elvermeyen insanlar için belki kullanılabilir, yine hızlı bir restorasyon koşuluyla. Biliyorsunuz, pek çok PCR (+) insan, hafif hastalık olması nedeniyle, eline ilaçlar verilip ve izole kalması önerilip hastaneden toplu taşımayla evlerine gönderiliyor. Bu ve benzeri bireylerin karantinayı geçirecekleri uygun yerlere ihtiyaç var."

1924 yılında genç Cumhuriyet'in veremle mücadele için İsviçre'deki bir sanatoryumu örnek alarak inşa ettiği Heybeliada Sanatoryumu, ülkenin sağlık ve bilim tarihinin elinden alındı. Önce 2005 yılında yıkılmaya terk edildi, sonra AKP iktidarı, yeterince yıkık dökük bir hal aldığından emin olduğunda Diyanet'e teslim etti.

Türk Toraks Derneği, çok uygun bir öneride bulunuyor. Tam olması gereken şekilde yapılandırılabilir: Tıp Tarihi Ve Tüberküloz Müzesi Ve Karantina Merkezi olarak.

Diyanet'in açıklamalarıysa bu öneriyi yok sayıyor. Hiç gerçekçi olmayan bir alternatif için, 6 aydan önce tamamlanamayacak, çalışanlarının ve hastalarının ulaşımı ayrı bir dert olacak bir olağanüstü "Covid-19 Pandemi Hastanesi" için, araziyi terk edebileceklerini duyuruyor, DİB.

Kim bilir? Belki de petrol zengini şeyhlere iyi paralarla hizmet verecek bir "Turistik Hastane" inşasına bağlamak için bir adım atılıyor.

Neden olmasın?