Hamas: Erdoğan’ın pazarlamaya çalıştığı İsrail gazı Filistinlilerden çalındı

Filistin direniş örgütü Hamas’ın başkan yardımcı Ebu Marzuk, İstanbul’daki toplantıda AKP’nin İsrail’le doğalgaz projesi geliştirmesine tepki gösterdi.

Haber Merkezi

AKP’nin intikamcı duygularla Taksim Meydanı’na inşa ettiği Taksim Camii’nin toplantı salonu, bugün bölgenin en önemli islamcı örgütlerinden birine, Hamas’a ev sahipliği yaptı.

Hamas’ın kuruluşundan beri önde gelen kadrolarından olan Musa Ebu Marzuk, partinin hem başkan yardımcısı hem de uluslararası ilişkiler bürosu sorumlusu. Marzuk, Taksim’de Türkiye’den gazetecilerle buluştu.

Gündemi Filistin meselesinin tarihine odaklanacak şekilde belirlenmiş olan toplantı, bekleneceği üzere gazetecilerin güncel gelişmelere dair sorularıyla şekillendi. Hamas önderinin yanıtları, AKP’nin “müslüman alemin birliği”, “Filistin davasının neferliği” gibi söylemlerinin, tıpkı Taksim Camii gibi altı boş birer iddiadan ibaret olduğunu ortaya koydu.

Ebu Marzuk, Avrupa’ya satmak üzere Türkiye’nin İsrail’le doğalgaz pazarlığı yapmasıyla ilgili soruya sert ifadelerle yanıt verdi. Gazze açıklarından çıkarılacak olan doğalgaz için “o kaynaklar Filistin halkına ait” diyen Hamas önderi, gaz satışı için somut adımlar atıldığını bildiklerini ve çok ciddi sayılardan bahsedildiğini söyledi.

İsrail’le hiçbir diplomatik ilişki kurulmaması gerektiği şeklindeki Hamas pozisyonunu tekrarlayan Ebu Marzuk, “Öte yandan, oradaki doğalgaz gasp edilmiştir. Ortada hırsızlık var. Bunun pazarlanması da bir ABD projesi” dedi.

Ebu Marzuk’a göre ABD, Ukrayna-Rusya savaşı sonrası ortaya çıkan Avrupa’nın gaz konusundaki kırılganlığına çözüm olarak İsrail’den Avrupa’ya gaz taşınması projesini teşvik ediyor.

Projenin nasıl somutlanacağı henüz belli değil. Masadaki güçlü alternatiflerden biri, İsrail’den Türkiye’ye deniz altından doğalgaz boru hattı döşenmesi ve Türkiye’nin, Hamas önderinin ifadesiyle “çalıntı” olan bu gazı Avrupa’ya ulaştırması.

Ebu Marzuk, tipik bir deneyimli diplomat tarzıyla, sunumunda Arap ve İslam dünyasının “birlik içinde” olduğuna dair vurgular yaptı. Örneğin, Marzuk, “Arap halklarının tümü, Filistin sorununa çözümün ancak İsrail’in yıkılmasıyla gelebileceği kanaatine varmıştır” dedi.

Ancak soru cevap kısmında konuşulanlar, aslında Ortadoğu’daki Arap devletleri ve islamcı hareketler arasında yoğun çelişkiler olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Hamas, uluslararası bir şebeke olan Müslüman Kardeşler hareketinin Filistin’deki kolu olarak 1980’lerde kuruldu. Müslüman Kardeşler, özellikle Arap Baharı sürecinin ardından birçok ülkedeki silahlı isyanları aktif olarak desteklemiş, önemli bir bölümüne öncülük etmişti. Oysa Hamas, bir Filistin direniş hareketi olarak bu ülkelerin bir kısmıyla, özellikle Suriye’yle yakın ilişkilere sahipti.

Suriye’deki savaş başladıktan bir süre sonra, 2012’de Hamas, bu gerilim nedeniyle örgüt olarak Suriye topraklarından çıkma kararı almış, temsilciliklerini kapatmış, kadrolarını başka yerlere aktarmıştı. Filistinli örgüt, on yıl sonra, 2022’de Suriye’ye döndü.

Gazetecilerden gelen “Bir kısmını Türkiye’nin de desteklediği, hatta eğitip silahlandırdığı grupların Suriye’deki faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz” sorusu karşısında Ebu Marzuk, “Biz kimsenin iç işlerine karışmayız, Suriye’ye dönme kararımız da hiçbir şekilde Suriye hükümetinin pozisyonunu benimsediğimiz anlamına gelmemektedir” dedi.

Hamas önderi, Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetleri hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Ebu Marzuk, Suudi Arabistan’la İsrail arasında ilişkilerin normalleşmesi sürecine dair, Suudi Arabistan’ı “uyarmayı” seçti: “İsrail şimdiye kadar hiçbir uluslararası anlaşmaya uymadı, Oslo Anlaşması dahil. Buna da uymayacaklar. Bu anlaşmalar sürerse kaybeden taraf Suudi Arabistan olacaktır.”

Öte yandan Hamas önderliği, Çin’in Ortadoğu’da giderek artan rolünden etkilenmiş görünüyor. Ebu Marzuk, “Çin’in Filistin konusunda bir teklifi var, olumlu görüyoruz. Gelecekte çok önemli olacak başka adımları da gündemde. Daha aktif bir role sahip olmaya çalışıyorlar. Çin, Ortadoğu’nun anahtarının Filistin olduğunu da biliyor” yorumunda bulundu.

Gazze Şeridi’nde iktidarda olan siyasi partinin önderlerinden birinin Taksim’deki toplantısına gösterilen düşük ilgi, Türkiye dış politikasında Filistin başlığının bir süredir bir belagat konusu olmaktan öteye geçemediğinin bir işareti olarak görülmeli.