Ülkücü mafya Sedat Peker'in yaptıkları görüşme kaydını yayınladığı Hadi Özışık, bir video yayınlayarak Süleyman Soylu'yu aklamaya çalıştı, yaptıkları görüşmeden Soylu'nun haberdar olmadığını öne sürdü.
Hadi Özışık, "Üzerime hiç vazife olmayacak bir konuda kabul ediyorum, işgüzarlık yaptım. Bu işgüzarlığım sebebiyle 30 yıllık kadim dostum Süleyman Soylu'yu haberdar olmadığı bir konuda zor durumda bıraktım. Ona yöneltilen itibar suikastinin ana sebebi ben oldum" dedi.
Özışık'ın yayımladığı videoda yaptığı açıklamalardan bazı notlar şöyle:
Müsaade ederseniz sizin huzurunuzda kendimle hesaplaşmak istiyorum. Ben sizi hayal kırıklığına uğrattım çünkü, başınızı öne eğdirdim çünkü, en önemlisi mahcup ettim, mesleğime yakışmayacak, aileme yakışmayacak bir davranışın içerisinde oldum. Üzerime hiç vazife olmayacak bir konuda kabul ediyorum, işgüzarlık yaptım.
Bu işgüzarlığım sebebiyle 30 yıllık kadim dostum Süleyman Soylu'yu haberdar olmadığı bir konuda zor durumda bıraktım. Ona yöneltilen itibar suikastinin ana sebebi ben oldum.
Organize suç lideri olsun ya da olmasın hakkında türlü iddialar olan, ülkesini bırakıp kaçan biriyle irtibat halinde oldum, mesafemi korumadım, konuştum ve samimi oldum, bu konuda hatalıyım. Evet gazeteci herkesle görüşür ama mesafeyi korumak şartıyla. Ben bu mesafeyi korumadığım için hatamı kabul ediyorum ancak şunu net bir şekilde söylüyorum, ne kimseyi sattım ne vatanıma milletime ihanet ettim. Bu suçlamayı kabul etmiyorum.
Hele Süleyman Soylu'ya kumpas kurduğum yönündeki ağır suçlamayı ve Özgür Özel'in iddia ettiği gibi Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında kuryelik yaptığım yönündeki rezil iddialarını kabul etmiyorum.
Sedat Peker, Süleyman Soylu'ya ağza alınmayacak hakaretler ediyor değil mi? Peki biz hangi Sedat Peker'e inanacağız? (Eski bir videosunu gösteriyor)
Ne diyor, özel dostluğumuzu gerektirecek hiçbir ortamımız olmadı ama şimdiki videolarında 30 yıllığımız dostluğumuz vardı, destek verdik diyor. Ne değişti de Soylu'ya saldırmaya başladı, bu konuda çok fazla bir yorum yapmayacağım.
Bu açıklamasından sonra beni aradı, niye sizce? Anlayacağınız benim üzerimden Soylu'ya mesaj göndermek istiyor. Yaşadıklarını anlattı, yaşadıklarını anlattı ben de dinlemekle yetindim. O konuşurken benim gazetecilik iştahım kabardı. Röportaj yapsam dedim, emrin olur abi dedi.
Aynı gün içinde Soylu'yu aradım, röportaj yapmak istedim. Soylu ne dedi, Habertürk'te dediğini yaptı, ne bir eksik ne fazla, "işine bak" dedi. Aramızda bir daha Soylu'nun adı geçmedi.
Bayramda aradığımda o adamla irtibatın olduğunu bilmiyordum diyerek bağlantısını kopardı benimle.
Kardeşimle konuştum, Peker'le ilgili iki video sonrasında araştırma yaptım, Peker hakkında bir dosya hazırlandığı bilgisine ulaşamadım dedi. Soylu'nun bildiğini biz bilemeyiz, bence de röportaj yapma dedi. Sonra ben bu röportajın uygun olmayacağını müsait bir dille anlattım.
Sonra bana Ankara'daki dostun mu istemedi dedi, ben güldüm, ne alakası var dedim. Bence seni seviyorlar, kardeşim de bir araştırma yapmış, seninle ilgili dosya olmadığını söyledi diye geçiştirici, sakinleştirici bir cümle kurdum, hepsi bu.
Gecenin üçünde benim ismimin yer aldığı videoyu bana gönderdi, ben de aradım, detayları biliyorsunuz.
Peker, videoyu yayınlamadan Özgür Özel, Peker'in videoları bana gönderdiğini söyledi, sonra video yayınlandı, sonra Peker görüşme kaydını yayınlandı. Bana gönderilen video bir şekilde Özgür Özel'e gönderilmiş ya da yakınlarından birine, benim gizli kaydım konusunda da bilgi sahibi olmuş Özgür Özel. Bir gün önce bu videolarla ilgili adeta meydan okuyor.
Ben ya da Süleyman Özışık, Peker'i aramışız, "bakanım sinirlenme, kafasına takma dedi" demişsek ya da Soylu'dan Peker'e mesaj gönderdiysek Peker bu videoyu da yayınlasın, ben külliyen yalan diyorum.
Özgür Bey bana gece üçte gönderilen bu videodan ne zaman haberdar oldun, benim gibi kaseti izledin mi izlemedin mi, bu videodan ne zaman haberdar oldun, bizim görüşme kaydımızın olduğu videonun kaydedildiğini biliyor muydun?
Ben Peker'i aradım, benim ismimi çıkar, sıkıntı olacak dedim, itiraf ediyorum.
