Enflasyonla mücadele bahanesiyle yeni ekonomi yönetimi gözünü asgari ücrete dikti. Yeni Şafak’ın haberine göre, ekonomi yönetimi asgari ücretin yılda 2 kez belirlenmesine son verip ücreti yılda 1 kereyle sınırlama hazırlıkları yapıyor.
Uzun süredir yüksek enflasyon karşısında maaşların eriyişini durduramayan AKP iktidarı, asgari ücrete iki kez zam formülüne mecbur kalmıştı. Fakat yeni ekonomi yönetimi bu uygulamada geri adım atma kararı aldı. Kararın sebebi ise asgari ücrete 2 kez gelen zammın enflasyonun düşüşüne engel olduğunu iddia etmeleri.
‘Daha ele geçmeden eriyen bir asgari ücret var’
İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, soL’a asgari ücrete tek zam konusunu değerlendirdi.
Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon beklentisini yükseltmesine dikkat çeken Konukman’a göre bu durum enflasyonu kendi tahminlerine göre daha gerçekçi bir zemine oturtmaya çalışmalarının sonucu. Konukman, herkesin enflasyonun yükseleceği yönünde bir beklentiye sahip olduğu bu dönemde henüz zamlanan asgari ücretin daha emekçinin cebine girmeden erimesine dikkat çekiyor:
“Daha ele geçmeden eriyen bir asgari ücret var. Üstelik bu ikinci kez verilen asgari ücret. Hayatın doğal akışı asgari ücretin iki kez belirlenmesini şart koşarken, hükümetten yana bir memur sendikası bile maaşların 3 ayda bir gözden geçirilmesini savunuyor. Böyle bir durumda hayatın doğal akışına aykırı olan asgari ücretin yılda bir kez belirlenmesi isteği.”
‘Ücret artışları daima enflasyon farkının gerisinde belirleniyor’
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ücret artışlarının enflasyonu yükselttiği değerlendirmesiyle ilgiliyse Konukman şunları söylüyor:
“Enflasyonist ortamlarda gelir çekişmesi teorileri vardır. Kâr çekişli ve ücret çekişli enflasyon olarak ikiye ayrılır. İşçi sınıfı yüksek bir enflasyon ile karşılaştığı için hizmet artış talebinde bulunuyor. Zaten mevzuatta da enflasyon farkı üstüne toplu sözleşmedeki zam oranı isteniyor, bunu görüyoruz. Yani bizim memurlarla olan toplu iş sözleşmesi bile bir enflasyon farkı olacağını tahmin ediyor. Bu ne demek? İşçilere yapılacak zam, her zaman enflasyonun gerisinde kalır demek. Sana toplu sözleşmeden bir zam veriyor bir de enflasyon farkını veriyor, çünkü ücret artışları daima enflasyon farkının gerisinde belirleniyor. Öngörülen enflasyona göre zam yapılıyor ve öngörülen enflasyon düşük belirlendiği için hep gerçekleşen öngörüden yüksek oluyor. Bu durum bir şeyi zımnen kabul etmiş oluyor, ücretler hep enflasyonu takip eden bir gelir kategorisi.”
‘Türkiye’deki enflasyonu kalıcı hâle getiren yüksek kâr marjlarıdır’
Peki enflasyona ivme katan, yeni ekonomi yönetiminin iddia ettiği gibi asgari ücret zammı mı? Burada dikkat edilmesi gereken şeyleri şöyle sıralıyor Konukman:
“İlk olarak döviz kuru artıyor, ithal girdilere bağımlı bir üretim modeli var ve ithal girdilere bağımlı olunca kur her arttığında akaryakıt gibi kalemler de artıyor. İthal girdilerin fiyatı artmasa bile lira bazındaki fiyatlar döviz kuru sebebiyle artmaya devam ediyor yani sektörel fiyat artışlarına neden oluyor.
İkinci olarak sebep yüksek kâr oranları. Bankacılık sektörü yüzde 400 kâr etti mesela. 500 büyük firma açıklanacak yakında ve tüm oranları asıl o zaman göreceğiz. Türkiye’deki enflasyonu kalıcı hâle getiren, bunu sürekli yüksek tutan mekanizmaların başında maliyetlerin yanı sıra yüksek kâr marjları var. Dolayısıyla ‘enflasyonun sebebi asgari ücret artışlarıdır’ gibi bir söylem hiçbir veri ile örtüşmüyor.”