GÖRÜŞ | Kısa çalışma ödeneği: Uygularken de kaldırırken de patrona yaradı

TKP Merkez Komite üyesi ve soL yazarı Alpaslan Savaş Kısa Çalışma Ödeneği'nin sonlandırılması üzerine bu uygulamanın nasıl kullanıldığını ve bugün neden kaldırıldığını değerlendirdi.

Alpaslan Savaş

Salgının başında yapılan bir dizi iyileştirmeyle Nisan ayından bu yana uygulanan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) bugün itibariyle sonlandı. Artık koronavirüs, kısa çalışma için zorlayıcı sebepler arasında sayılmayacak. Yani salgının olumsuz etkileri nedeniyle kısa çalışma yapılamayacak, aynı anlama gelmek üzere kısa çalışma uygulanan işletmelerde çalışan işçiler kısa çalışma ödeneği alamayacak.

Kısa çalışma ödeneği ile salgın boyunca işçilerin işyerlerinde çalıştırılmadıkları sürenin ücretinin bir bölümünün fondan karşılandı. Ödenek miktarı kısa çalışma yaptırılan işçinin günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60’ı ve üst sınırı asgari ücretin yüzde 150’si kadardı. Bu açıdan bakıldığında ödenek işçiler için bir nebze de olsa gelir kaynağı oldu. 

Ama öte yandan ödenek zaten işçilerin kendi kaynağından, yani İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılıyordu. Bakan Zümrüt hanım fona işverenler de prim katkısı yapıyor demesi fonda patronların da hakkı olduğu anlamına gelmiyor. Emeklilik ve işsizlik fonları üçlü prim sistemiyle oluşur. Bu fonların doğrudan ya da dolaylı olarak patronlara kullandırılması açık bir zorbalık. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bu zorbalığa başvuruyor kapitalistler.

AKP ve patronlar başından buyana KÇÖ’yü istismar ettiler. Pek çok işletmede işçiler, kısa çalışma ödeneği almalarına rağmen tam zamanlı çalıştırıldılar. Bazı işyerlerinde kısa çalışma, işçileri cezalandırma, işyerinden uzaklaştırma yöntemi olarak kullanıldı. Bu uygulamaların istisnası yerler büyük ölçüde sendikalı işyerleri oldu. Bu işyerlerinin önemli bir bölümünde sendikalar patronlara kısa çalışma ödeneğinin üzerini tamamlattılar. Ancak yüzbinlerce işçi hem gelir hem sigorta kaybı yaşadı.

İSF’den yapılan kısa çalışma ödeneği 30 milyar liraya yakın. Yaklaşık 4 milyon işçiye yapıldı bu ödeme. Son güne kadar 1,5 milyonun üzerinde işçinin KÇÖ’den yararlandığı biliniyor. Erdoğan’ın ödeneği uzatmamasının temel nedeni İSF’deki kaynağı daha fazla kullanmak istememesi. İSF’deki kaynak, ucuz getirili devlet tahvillerinin nakde dönüştürülmesiyle kullanılıyor. Nakit para değil fondaki. Çünkü bu fonu devlet de kullanıyor. Ve kasadan para çıkmasını istemiyor. Bu nedenle çok daha düşük miktar harcadığı ücretsiz izin ödeneğini tercih etti.

Bu daha büyük bir soruna yol açacak. Çünkü şimdi 1,5 milyonu aşkın kısa çalışmadaki işçiyi ücretsiz izinle işten uzaklaştırma ya da kod29 ile işten atma bekliyor. Tek taraflı ücretsiz izin 17 Mayıs’a kadar uzatıldı. Büyük ihtimalle Erdoğan’ın yetkisinde olan son tarih 30 Haziran’a kadar bir uzatma daha alacak.

AKP, salgının başından bu yana her başlıkta olduğu gibi KÇÖ’de de patronların istediğini yaptı. KÇÖ’yü uygularken de kaldırırken de patronları kolladı.

Şimdi KÇÖ yok ama onlar için tek taraflı ücretsiz izin var.

Üstelik kısa çalışma uyguladıkları süre kadar sigorta teşviki alacaklar. Bunun da adına normalleşme desteği dediler.

Peki ne yapılmalı?

KÇÖ değil, tek taraflı ücretsiz izin kaldırılmalı. Kod-29 ile işten çıkarmalar engellenmeli. İşçilere salgın boyunca tam gelir güvencesi sağlanmalı. Devletin bütçesi de patronların karı da buna yeterli.