Gezi’de Aydoğan’ı yaralayan polisler 9 yıl sonra yine ifade verdi

Gezi direnişinde Aydın Aydoğan'ın gaz fişeğiyle yaralanmasına ilişkin soruşturmada 16 şüpheli polisten 7'sinin ifadesi dokuz yıl sonra yeniden alındı. Polisler olayı hatırlamadıklarını öne sürdü.

Haber Merkezi

Gezi direnişi sırasında Aydın Aydoğan’ın gaz fişeğiyle ayağından yaralanmasına ilişkin soruşturmada 16 şüpheli polisten yedisinin ifadesi dokuz yıl sonra yeniden alındı. Şüpheli polisler, üzerinden uzun zaman geçtiğini öne sürerek olayı "hatırlamadı." Gaz tüfeği kullanma yetkisi bulunan polisler, "görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini" savundu. Soruşturma kapsamında şüpheli dokuz polisin daha ifadesi alınacak.

Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nun yürüttüğü soruşturmada yedi polisin ifadesi görevli oldukları bürolar ve polis merkezlerinde alındı. İfadeler şöyle:

‘Nasıl yaralandığını bilmiyorum’

E.K.K.: Görevim toplumsal olaylara müdahale ve gerektiğinde gaz kullanmaktı. O tarihte Taksim’de görev almıştık, sürekli bir kargaşa olduğu için sabit bir yerimiz yoktu. Olay tarihinde molotof atılması sonucu kolumdan yaralandım. Olay yeri karışık olduğu için hastaneye gönderilmedim ve bu alanda bekletildim. O gün kimseyi yaralamadım ve yaralayacak şekilde herhangi bir mühimmat kullanmadım. Diğer arkadaşların da böyle bir olaya karıştığına tanık olmadım. Bu şahsın nasıl yaralandığını bilmiyorum. 

‘Orada görevli olup olmadığımı dahi hatırlamıyorum’

A.Ö.: Olay tarihinde orada görevli olup olmadığımı dahi hatırlamıyorum. Görevim sebebiyle bu şekilde olaylara müdahale ettiğim oldu. Gaz tüfeği kullanma kurslarına gittim, ancak müştekiyi yaralamadım. Aldığım eğitimler sebebiyle gaz tüfeği kullanma konusunda ehil biriyim. Bu sebeple herhangi birini yaralamam mümkün değil. Buna göre eğitiliyoruz. Bahse konu tüfek kişilerin üzerine doğrudan doğrultulacak bir tüfek değildir. Sadece toplumsal olaylarda kalabalığı dağıtmak amacıyla havaya atış yapılarak kullanılır. 

‘Kimsenin yaralandığına şahit olmadım’

S.T.: Olay tarihinde Taksim’deki olaylarda görevli olma ihtimalim bulunmaktadır. Olayın gerçekleştiği tarih ve saatte gaz fişeği kullanmadım ve kimsenin yaralanmasına sebep olmadım. Aynı zamanda kimseyi hedef alarak kullanmadım. Hakkımda suç duyurusunda bulunan Aydın Aydoğan’ın olay günü yaralandığını duymadım. Kimsenin de yaralandığına şahit olmadım. Sekiz yıl gibi bir süre geçtiği için olayları net bir şekilde hatırlamıyorum. 

‘Görevimi en iyi şekilde yaptım’

M.A.: Benim görevim gaz kullanmaktı. Tüfeği gerekli kullanım talimatlarına uygun olarak herhangi bir şahsı hedef almladan kullandım. Zaten gaz tüfeği kullanım talimatlarında 45 derecelik açıyla havaya hedef alarak alış yapmaktaydım. Bu atış tekniğiyle herhangi bir şahsa isabet etmesi mümkün değildir. Olayın üzerinde uzun süre geçtiğinden dolayı fazla bir şey hatırlamıyorum. Yaptığım görevde emin olduğum, atış yaptığım esnada gaz fişeği herhangi bir şahsa asla isabet etmedi. Görevimi en iyi şekilde yerine getirerek bana verilen talimat doğrultusunda görevimi yaptım. 

Arkadaşlarını da savundu

A.T.: Gaz kursu olan sertifikalı personel olarak görev yapmaktaydım. Gezi Parkı olayları zamanında tüm personel olarak yoğun görev altındaydık. Her ne kadar günlük görev yerimiz liste olarak görünse de olayların anlık seyrine göre görev yerimiz gün içinde sürekli değişmekteydi. Olay tarihinde nerede görevli olduğumu üzerinden uzun yıllar geçmesi sebebiyle hatırlamıyorum. Görev aldığım günlerde gaz fişeği kullanmamız gerektiği zamanlarda kimsenin yaralandığını görmedim. Beraber çalıştığım arkadaşların da böyle bir olay yaşadığını sanmıyorum.

‘Gaz kullanmadığıma emininim’

S.G.: Gaz fişeğinin nasıl ve nerelerde atılacağı konusunda eğitim aldım. 11 Haziran 2013 tarihinde muhtemelen Gezi olayları esnasında Taksim Meydanı dahil birçok noktada bekleme görevinde bulundum. Gezi olayları esnasında hiçbir görevde bölge özelliğinden dolayı gaz fişeği kullanmadım. Aydın Aydoğan’ın yaralanmasına sebep olduğu iddia edilen gaz fişeğini ben atmadım. Aradan geçen zamandan dolayı olayın olduğu yerde görevli olup olmadığımı hatırlamıyorum. Gezi Parkı olayları esnasında hiç gaz fişeği kullanmadığıma eminim. Bu olayda benim bir kusurum ve kabahatim yoktur.

‘Amirlerin kim olduğunu hatırlamıyorum’

M.Ö.: Üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçtiği için olay gününü hatırlamam mümkün değildir, ancak o dönem özellikle Taksim’de çok fazla eylem ve gösteriler oldu. Biz de kalabalığı dağıtmak için olay yerine gittiğimizde gaz fişeği kullanma yetkimiz vardı, ancak hiçbir şekilde bir canlıyı hedef alarak kullanmam mümkün değildir. Buna ilişkin gerekli eğitimleri de alarak şahısların bulunduğu yere dik açıyla değil havaya doğru kullanırım. Plastik mermi kullanma yetkim yoktur, dolayısıyla müştekiyi bilerek ya da bilmeyerek yaraladığım suçlamasını kabul etmiyorum. Olay esnasında kendi başıma hareket etmem mümkün değildir, bize amirlerimiz tarafından verilen emir ve talimatlara uygun şekilde hareket etmekle yükümlüyüz. Olay tarihinde amirlerin kim olduğunu hatırlamıyorum.

Aydoğan: ‘Bir an önce dava açılmasını istiyorum’

Diken’e konuşan Aydın Aydoğan, polislerin 2014 yılında verdiği ifadeyi tekrar ettiğini belirterek şunları söyledi: “Bu ifadeleri yıllar önce gördük. Karşımızda devlet denen büyük organizmayla mücadele etmek zorunda bırakıldık. İfadelerden de anlaşılacağı gibi, polisler dönemin iktidarının emirleri doğrultusunda bu eylemleri gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. Savcılık makamından dosyanın bir an önce mahkeme aşamasına gelmesini, dokuz yıllık bir dosyada mevcut bilirkişi raporlarına istinaden polisler hakkında ivedilikle dava açılmasını talep ediyorum.”

Ne olmuştu?

Aydın Aydoğan’ın yüzde 43 oranında engelli kalmasına neden olan olayla ilgili soruşturmada 16 polis ilk olarak 2014 yılında savcılık tarafından sorgulandı. Şüpheli polisler, o günlerde verdikleri ifadede amirlerinin kim olduğunu, nerede görev yaptıkları, Aydoğan’ın yaralandığını hatırlamamış, gaz tüfeği kullanmadıklarını öne sürmüştü.

Memur Suçları Soruşturma Bürosu, olay günü olan 11 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’nı gösteren görüntüleri özel bilirkişilik makamı Ulusal Kriminal Büro’ya göndermişti. İnceleme sonunda hazırlanan raporda 16 polisin kask numarası tespit edilmişti.

Valilik soruşturma izni vermedi

Savcılık da bunun üzerine Ekim 2015’te İstanbul Valiliği’ne yazı yazarak kimliği tespit edilen polisler hakkında ‘zor kullanma yetkisini aştıkları’ gerekçesiyle soruşturma izni istedi. Valiliğin incelemesi Mayıs 2016’da sonuçlandı. Dönemin valisi Vasip Şahin imzalı kararda, polislerin ‘yasal sınırlar içerisinde müdahalede bulunduklarını, kasıt olmaksızın gaz fişeği attıklarını‘ öne sürmüştü. Vali Şahin, Aydoğan’ın polisin attığı gaz fişeğiyle yaralandığını gösteren delil olmadığını savunmuştu.

Mahkeme valiliğin kararını bozdu

Aydoğan, valiliğin kararının iptal edilmesi için idare mahkemesine başvurdu. Mahkeme, ‘polislerin insanları itip kakmasının suni muamele olduğunu, hazırlık soruşturmasının idari izne tabi olmadığını’ belirterek 16 polis hakkındaki ‘soruşturma izni verilmemesi’ kararını bozdu.

Deliller kayboldu

Aydoğan, polislere yargı yolunun açılması üzerine 2017 yılında soruşturmanın akıbetini öğrenmek amacıyla savcılığa başvurdu. Başvuru sonucunda dosyanın Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na devredildiğini öğrendi. Soruşturma dosyasını görmek isteyen Aydoğan, Ulusal Kriminal Büro tarafından şüpheli polislerin görüntülerinin yer aldığı kitapçığın ve CD’nin dosyada olmadığını gördü. Savcılık, kitapçığın ve CD’nin nerede olduğunu bilmiyordu. 

Yeni bilirkişi raporu alındı

Dosya bu süreçte Faili Meçhul Suçlar Bürosu ile Memur Suçları Soruşturma Bürosu arasında gidip geldi. Kayıp kitapçık ve CD de bulunamayınca dosya Eylül 2021’de tekrar bilirkişiye gönderildi. Bu işlemin neticesinde savcılık Kasım 2021’de şüpheli polislerin ifadesinin tekrar alınması için harekete geçti. 

Savcılığın diğer dokuz şüphelinin de ifadesini önümüzdeki günlerde alması bekleniyor.