Gezi kararını Saray'daki isim mi yazdı? 'Erdoğan’ın sözünü dinlediği kişi o' denmişti

Gezi Davası'nda verilen mahkumiyet ve tutuklama kararlarının ardından Barış Pehlivan'ın 24 Şubat tarihli yazısı yeniden gündeme geldi.

Haber Merkezi

Gezi Davası'nda Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verildi. Tüm sanıklar tutuklandı.

Kararın ardından Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan'ın 24 Şubat tarihinde yazdığı yazısı yeniden gündeme geldi. Pehlivan 'karar adliyede verilmiyor, hesap 'yukarıdan' kesiliyor' dediği yazısında "'Yukarıda' Kavala ve Gezi konusunda ceza verilmesini en çok isteyen isim Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum. Deniyor ki Kavala toplantılarında aksi görüşlere rağmen Erdoğan’ın sözünü dinlediği kişi de o" diye belirtmişti.

"'Bir türlü Erdoğan ve Uçum ikna edilemiyor.' Bir bilen böyle diyor. Erdoğan Cumhurbaşkanı, diğer isim ise hukuk konusunda başdanışman olan Mehmet Uçum. Konu malum, Osman Kavala" diye başladığı yazısında Barış Pehlivan, davayı yakından bilen isimlerle görüştüğünü belirterek "Gezi davasında verilmesi gereken beraat kararı, Türkiye’nin bugünkü yargı pratiğinde yıldızların da ötesinde" diye yazmıştı.

O yazıdan bir bölüm şöyle:

"21 Mart’tan önce savcılık esas hakkındaki mütalaasını hazırlayıp sanıklara iletecek. Bu da 'Duruşmaya son sözlerinizi hazırlayıp gelin, karar vereceğiz' demek oluyor. 

O halde karar ne çıkacak? 

Bu konuda birkaç ihtimal var... Gezi davasında verilmesi gereken beraat kararı, Türkiye’nin bugünkü yargı pratiğinde yıldızların da ötesinde. 

Davanın 1’i tutuklu 17 sanığı var. Tutuksuz sanıkların 7’si Türkiye’de, diğerleri yurtdışında. 

Tutuklu sanık malum, Osman Kavala. Ondan başlayayım... 

Kavala 'casusluktan' tutuklu. Kanıtlanması çok zor olan bu suçlamadan ceza verilmezse, o maddeden beraat edecek. 

Ancak... 

Tutuklu tutmak istenirse, son savunmasını yapmasa da Kavala 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten' cezalandırılabilir. Bu da ağırlaştırılmış müebbet anlamına geliyor ve içeride tutmak için gerekçe yaratıyor. Bu senaryoya göre, Avrupa’ya “Artık tutuklu değil, hükümözlü; o yüzden cezaevinde” denilecek. Fakat aslına bakılırsa AİHM de Avrupa Konseyi de tam da bu “arkadan dolanmayı” kabul etmiyor ve Kavala’nın ne olursa olsun serbest bırakılmasını istiyor. 

Eğer Kavala’ya hem ceza verilip hem de tahliye yoluna gidilirse, 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçlaması yardıma koşuyor. Bu maddeden cezalandırıp, yattığı süre de göz önüne alınıp Kavala özgürlüğüne kavuşturulabilir. Böylece iktidar gözünde hem Gezi cezalandırılmış hem de Avrupa ile bağ kopmamış olur. 

YENİ TUTUKLAMALAR OLACAK MI?

Ya diğer isimler? 

Dedim ya, 7’si Türkiye’de olan ve her duruşmaya katılan tutuksuz sanıklar var: Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi...

En kritik soru şu: Onlar da cezalandırılıp o gün tutuklanır mı? 

Kimse 'Hayır, yapmazlar' diyemiyor. Hukuk dışı da olsa böylesi bir tutuklamanın olasılığı ihtimal dahilinde görülüyor. İktidarın Gezi davasında yeni tutuklamalar yaptırıp toplumsal muhalefeti korkutmak isteyebileceği konuşuluyor. Özetle, seçime giden Türkiye’de bu senaryo için 'olmaz' denilemiyor. 

Başta yazdım: 'yukarıda' Kavala ve Gezi konusunda ceza verilmesini en çok isteyen isim Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum. Deniyor ki Kavala toplantılarında aksi görüşlere rağmen Erdoğan’ın sözünü dinlediği kişi de o. 

Sonuçta, 21 Mart’a bir aydan az kaldı. Yazdığım kötü senaryoların mahkeme salonundan çıkmamasını isterim. Lakin, biliyorum ki karar adliyede verilmiyor, hesap 'yukarıdan' kesiliyor. Asıl hükmü ise kuşkusuz tarih verecek."