TKP'nin günlük dijital gazetesi Boyun Eğme, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla "Gerçek bir barış için... Şimdi sosyalizm zamanı" manşetiyle çıktı.
Gazetenin manşeti şöyle:
"1 Eylül Dünya Barış Günü. Emperyalist ülkelerin cesaretlendirdiği Nazi Almanyası'nın Polonya işgalini başlattığı günün yıldönümü.
1 Eylül’ün Barış Günü olarak anılabilmesi, faşizme karşı Sovyetler Birliği öncülüğünde girişilen mücadelenin başarıya ulaşması sayesinde mümkün oldu.
Faşizmin kanlı saldırısını milyonlarca Sovyet vatandaşının, Avrupa’da sokak sokak örgütlenen yurtseverlerin büyük direnişi durdurabildi.
Emperyalizm bir avuç azınlığın iktidarını “sosyalizm tehlikesine” karşı korumak, sömürü düzenini devam ettirebilmek için milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Emekçiler ise kanlarıyla, canlarıyla dünyaya barışı hediye ettiler.
İşin özü işte bu karşıtlıktadır.
İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda ise em-peryalist ülkeler barışın fikrine bile tahammül edemedi. Savaşın hemen ardından, ABD’nin öncülüğünde Kuzey Atlantik İttifakı’nı (NATO) devreye soktular. Yüzünü sosyalizme dönen halklara karşı uluslararası sermayenin savaş aygıtı olarak iş gördü NATO. Emekçiler örgütlü bir güç haline gelmesin diye savaşlar çıkarıldı; siyasi cinayetler, katliamlar, işgaller yaşandı. İnsanlığın gelişimi için yararlanılabilecek kaynaklar silahlar için kullanıldı. Ahlaksız düzenleri sürsün diye büyük bir karanlığa mahkûm etmek istediler dünyayı.
Devam ediyorlar.
Afganistan’da ABD-Taliban işbirliği koca bir ülkeyi yok olmanın eşiğine getirdi. ABD 61 yıldır direnen Küba’ya uyguladığı ablukayı ağırlaştırıyor; Latin Amerika’da darbeler tezgâhlıyor; bölgesel işbirlikçileriyle Ortadoğu’da ülkelerin egemenlik haklarını hiçe sayıyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu, hiçbir gelecek umudu taşımadan yaşamaya çalışıyor.
Emperyalizm dünyada hüküm sürdükçe barış mümkün olmayacak. Emekçiler örgütlü bir güç haline gelmeyi başarana kadar onlar kan dökmeye devam edecekler.
Emperyalizm, sömürü düzeni, emekçi halka bu karanlığı reva görüyor. Sınırsız bir sömürü, doğanın ve tüm kaynakların talanı, laikliğin ayaklar altına alınması, otoriter uygulamalarla özgürlüklerin kısıtlandığı bir yaşam... Ülkemiz de ne yazık ki bu karanlıktan fazlasıyla nasibini almakta.
Bu karanlığa mahkûm değiliz.
İnsanlık 1 Eylül 1939’da başlayan faşist saldırıyı nasıl durdurduysa, bugün de emperyalizmin dünyaya reva gördüğü karanlığa son verecek.
Ertelemeyeceğiz, oyalanmayacağız, azıyla yetinmeyeceğiz.
Gerçek bir barışı kutlayabilmek için... Şimdi sosyalizm zamanı!"
