Genç kadına 'etek boyu' tehdidi: 'Sonra tecavüze uğradım, öldürüldüm diye ağlıyorsunuz'

Eminönü Vapur İskelesi'nde Elif Şahin henüz kimliği tespit edilemeyen 40'lı yaşlarda bir adamın 'Sonra ben neden öldürülüyorum, bana tecavüz ettiler diye ağlıyorsunuz' tehditlerine maruz kaldı.

Burcu Günüşen

İstanbul’un ortasında genç bir kadın, Elif Şahin, giydiği etek gerekçesiyle sokakta, tanımadığı 40’lı yaşlarında bir adamın saldırısına ve tehditlerine uğradı. Kimliği henüz belirlenemeyen saldırgan, Şahin’i tecavüz ve ölümle tehdit etti. Şahin’in tepki göstermesinin ardından hakaret ve tehditlerine devam eden adam daha sonra şikayet edilmesine olanak kalmadan yanındaki arkadaşlarınca uzaklaştırıldı. soL’a konuşan Şahin olayın peşini bırakmamakta, saldırganın kimliğinin tespit edilmesi için mücadelede kararlı. 

Şahin 8 Haziran’da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Eminönü Vapur iskelesinde 17.30 sularında bir erkeğin eteğine işaret ederek "Bu ne ya, nasıl geziyor böyle, bunun gibileri s.keceksin ki bir daha dolaşamayacak” şeklindeki taciz ve tehditlerine maruz kaldığını belirtti. Şahin tepki gösterdiğinde ise saldırganın üstüne yürüdüğünü ve “Duymak istemiyorsan giymeyeceksin. Sonra ben neden öldürülüyorum bana tecavüz ettiler diye ağlıyorsunuz" dediğini, şikayetçi olacağını söylemesi üzerine ise “Sen namussuzluk yapıyorsun diye bana ceza vermezler” dediğini aktardı.

Olayı sosyal medya hesabından duyurmasının ardından benzer saldırılar yüzünden sokakta kendilerini güvende hissetmediklerini söyleyen çok sayıda kadın Şahin'e ulaşarak dayanışma gösterdi, destek istedi. Bu karanlığa karşı mücadeleye çağrı yapan ve başına gelene karşı hangi yollara başvuracağını örgütlü bir komünist olarak bildiğini ancak birçok kadının bunu bilmediği için susmak zorunda kaldığını ifade eden Şahin bu kez de sosyal medya üzerinden kadın ve sol düşmanı bir kesim tarafından hedef aldı.

Şahin yaşadıklarını soL’a anlattı.

'Yanındaki arkadaşları gülüyordu'

Eminönü vapur iskelesinde yaşadığın taciz ve saldırıyı sosyal medya hesabından duyurdun. Paylaşımının ardından çok sayıda kadın da yaşadıkları benzer tehdit ve saldırıları anlattı. soL okurları için o gün yaşadığın olayı anlatır mısın?

Evet tahminimden fazla bir kamuoyu oluştu. Paylaşımımdan sonra onlarca kadın bana özelden yaşadığı taciz ve şiddet vakalarını anlatıp destek istedi. Ben o gün Kadıköy'den Eminönü'ne vapur ile dönüyordum. Vapurdan inip tramvaya giden alt geçide doğru yürüdüm. 3 tane adam yan yana oturmuştu, İçlerinden birinin el kol hareketleri yaptığını fark ettim ama üzerime alınmadım, kulaklıktan dolayı da sesini duymamıştım. Daha sonra tekrar arkaya bakma gereksiniminde bulundum, etraftan geçenler de bana bakıyordu. Arkama döndüğümde adamın bağıra bağıra bana laf attığını duydum ve "Ne diyorsun sen" diye çıkıştım. Adam bu sefer üzerime gelmeye başladı, arkadaşları o an işi ciddiye almayıp gülüyorlardı ama ben de çıkış yapınca oradan adamı uzaklaştırdılar. Etraftaki insanlar da benim eteğime baktılar sadece, kendilerince adamı haklı çıkardılar sanırım. 

Sen şikayetçi olamadan arkadaşları tarafından uzaklaştırılan saldırganın tespiti için bir girişimde bulunacak mısınız?

Saldırganı tespit ettirmek için tabii ki girişimde bulunacağım. O olaydan 1-2 saat sonra buna benzer olay yaşadığını anlatan bir kadın da şikayetçi olmuş, yaşadıklarından bahsetti. Aynı adam olma olasılığı var, teyit edeceğim. Kameralar da vardır yakınlarda, yakınlarda olmasa bile esnaf kameralarına bakılabilir diye düşünüyorum. Bu gibi şeylerde geri çekilmememiz gerekir. Yaptığımız eylemler birçok kadına umut oluyor sonrasında.

'Karşımda bana karşı bilenmiş ve hiçbir şey olmayacağına güvenmiş biri vardı'

Çevredekilerin saldırgana müdahale etmediklerini anlıyoruz. Bunun yerine eteğinin boyuna ilişkin bir tartışma çıkmış. Bu seni nasıl etkiledi?

Kimsenin müdahale etmemesi bir yana insanlar beni süzerek bana kendimi suçlu hissettirmeye çalıştı. Sanki o eteği giymem adamın dediği gibi "namussuz" bir hareketmiş gibi... Oysa yazlık normal bir elbise. Bu açıklamayı yapmak bile çok üzücü. Orada tek başımaydım ve günün aydınlığına güvendim. Eğer kalabalık bir ortam olmasa ve hava aydınlık olmasa belki de ben de karşı çıkamayacaktım o kadar. İster istemez korktum, bu elimde olan bir şey değildi. Karşımda bana bilenmiş ve hiçbir şey olmayacağına güvenmiş biri vardı ve ona karşı görece savunmasızdım. 

Daha önce de öğrenciyken sokakta seni takip eden bir tacizciyi şikayet etmek istediğinde polisin “uğraşma, ailen üzülür” gibi sözlerle seni vazgeçirdiğini anlatıyorsun. Kadınlar işe, okula giderken, sokakta karşılaştıkları saldırılara karşı çaresiz mi? Bu tabloya karşı ne yapılmalı?

Daha önce 2019 yılında Beylikdüzü'nde takip edildiğimi fark edip metrobüse binmistim, arkadaşlarım da yanımdaydı. Şahıs da metrobüse bindi o zaman daha da şüphelendim ancak kimseyi zan altında bırakmamak için emin olmak istedim. Metrobüs doldu ve şahıs bana bir şekilde bakmaya, görüş hizasına almaya çalışıyordu. Ben Cevizlibağ'da inecekken Yenibosna'da indim ve baktım o da indi. Sonra tekrar bindim ve benimle beraber bindi. Artık emin olmuştum ve Cevizlibağ'a gelince şoföre korktuğumu söyledim "Beni ilgilendirmiyor in aşağı anlat derdini" dedi. Koşa koşa güvenliğe gittim polise haber verdik. Güvenliğin yanına gittiğimi gören adam tramvay yoluna yöneldi. Polis ve bekçi beni orada bekletip adamın yanına gitti, kimlik soruşturması yaptı. Kimlik soruşturmasından sonra bir baktım adamı tramvayın ordaki tellere yaslayıp dövdüler. Adam orada bana daha da kinlendi. Bekçi yanıma geldi ve adamın daha öncesinde birçok suç işlediğini, şu anda da yanında birçok alet taşıdığını söyledi. Sonra da "Şikayetçi olmayın, zaten şehir dışında okuyorsunuz ailenizin aklı sizde kalır. Zaten şikayetçi olsanız da bir faydası olmayacak, nasıl kanıtlayacaksınız" dedi. O zaman arkadaşlarım da çekindi. Ne yapacağımı şaşırdım.

'Güvenliğimizden sorumlu insanlar güvenlik sorunuysa ne yapacağız?'

Nihayetinde şikayetçi olmadık korktuğumuz için. Bekçi benim numaramı söylediğine göre güvenlik gerekçesiyle almış, sabah bana mesaj attı. Daha sonra sonra gece 00.30 civarı bana "nasılsın iyi misin? Adamı döverken hızımızı alamadık vallahi. İstediğin zaman yaz bana, istersen oturalım bir seyler içelim. Canın sıkılınca da konuşuruz" diye yazmaya başladı. Yaşadığım olay yetmezmiş gibi bir de bekçinin sürekli yazmasıyla uğraştım. Kendisini engelledim ancak bu olayı değiştirmiyor. Güvenliğimizden sorumlu insanlar da bizim için güvenlik sorunuysa ne yapacağız? Bu sefer bu olaya maruz kaldığımda bilinçli ve örgütlüydüm. Orada da bundan bahsetmiştim. Ne yapacağımı biliyor ve yalnız hissetmiyordum. Belki 2019'da şikayetçi olsaydık her şey daha farklı olurdu. Bu olaydan sonra gelen mesajlarla da fark ettim ki kadınlar sindiriliyor, korkutuluyor. Kadınlar buna karşı örgütlenmeli, dayanışarak hareket etmeli. Tek başımıza bu gericilikle mücadele edemiyoruz. Karşımızdaki gericilik bu kadar örgütlüyken bizim tek şansımız yok. Kadın/erkek demeden bu düzenle kavgamızı sürdürmeliyiz. Biliyoruz ki kadınlar bu düzene sığmaz, bu düzene boyun eğmez.

'Bu kez milliyetçilik ve İslam maskesi altında saldırı'

Sosyal medyadaki paylaşımında örgütlü bir komünist olduğunu belirtmenin ardından kadın ve sol düşmanı bir kesim tarafından da hedef alındın. Bu tür paylaşımlar sence ne ifade ediyor?

Sosyal medyada yaptığım paylaşımda son zamanlarda taciz vakalarının hepsini göçmenlere yıktıkları için açıklama yapmak zorunda hissettim. Çünkü bana bu davranışı sergileyen kişi 'yurdum' vatandaşıydı. Bunun üzerine bana milliyetçilik ve İslam maskesi ardında sığınanlar saldırmaya başladı. Çoğu yorum artık "ilk başta üzülmüştüm ama komünist olduğunu öğrenince iyi olmuş dedim" sözleri üzerineydi. Yani ben komünist olduğum için insanlar bu yaşadıklarımı hak olarak gördü. Daha sonra saldırılar çok çirkin boyut almaya ve taciz boyutuna geldi. Bundan 1 ay önce 6 Mayıs tarihinde İzmir'de kolumda ‘Boyun Eğme’ yazan çanta olduğu için "komünistin yeri mezardır" sözleriyle bana saldırmışlardı. Hemen arkadaşımı aradım neyseki bir şey olmadı ama bu ve benzeri davranışlar bize yapılanların sadece görünür ve söylenen kısımları.

'Etek giymişim, komünistmişim, örgütlüymüşüm...'

Anlatmadığımız bir sürü olay var. Twitter'da bana "1990'lardan beri İstanbul'da yaşıyorum böyle bir olayın yaşanması mümkün değil, yalan söylüyorsun" diyenler olmuştu. Nasıl bu kadar ülke gerçeklerinden uzaklar anlamıyorum. Bu ülkede içtiği içecekten dolayı aynı gün kadın arkadaşım dayak yedi. Korkunç olaylar yaşıyoruz ama bir de bu yetmezmiş gibi etrafı inandırmaya çalışmakla uğraşıyoruz. Kameraya çekseydin diyenler oldu bana. Olayı yaşarken onu düşünemiyorsun ki. Adam sana bağırıp üstüne yürüdüğünde "Aa dur bakayım bir fotoğrafını çekeyim" deyip telefonu çıkaramıyorsun. Siyasi görüşümden dolayı bazıları yaşadığım olaya "oh iyi olmuş" dediler. Bu hangi vicdana sığabilir? Bildiğim ve inandığım tek şey bunlara karşı daha da güçlenerek çıkmak. Ben olaydan sonra 2 gün kimseyle konuşmadım, dışarı çıkmadım. Hatta bazen kendimi sorguladım ama sonra istediklerinin bu olduğunu bildiğim için kendime geldim. Ben örgütlü mücadelemden vazgeçmeyeceğim. Etek giymişim, komünistmişim, örgütlüymüşüm vs.. Tacizin ve şiddetin bahanesi olamaz. Biliyorum ki bu gericiliğe karşı yalnız değilim. Yarın bir gün siyahlaştırılıp paylaşılan fotoğraflarda olmamak için de sonuna kadar gideceğim. Gericilikle uzlaşılmaz, mücadele edilir.