Gare operasyonunun yankıları: Kim, ne dedi?

Milli Savunma Bakanı Akar'ın açıkladığı Gare'deki 13 ölüme ilişkin üst üste açıklamalar gelmeye devam ediyor. İşte tamamlandığı açıklanan operasyon sonrasındaki gelişmeler...

Haber Merkezi

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bölgesinde PKK kontrolünde bulunan Gare'ye yönelik TSK tarafından yapılan operasyonun tamamlandığını açıklayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bu sabaha karşı yaptığı açıklamada "Yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır. Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir" dedi.

Akar: 2015 yılından önceki ortamda kaçırılan personelimiz var

Akar, sözlerinin devamında "2015 yılından önceki ortamda kaçırılan personelimiz var. Bu vatandaşlarımızı da çok çeşitli mağaralarda saklayarak kaçırmaya çalıştılar. En sonunda istihbarat kurumlarımızdan aldığımız bilgiler, elde ettiğimiz bizim kendi özel çalışmalarımız, keşif unsurlarının çalışmaları sonucunda bunların Gara bölgesinde olabileceğine dair çok iyi kanıtlar bulduk ve bunların üzerinde de çalışmaya başladık. Bu alandaki araziye model araziler ve tesisler yaparak ilgili birliklerimiz bizzat üzerinde yoğun çalışmalar yaptılar" ifadelerini kullandı.

Vali yaşamını yitirenlerin kimliklerini açıkladı

Bu açıklamanın ardından yaşamını yitirenlere ilişkin ilk resmi açıklama Malatya Valiliği'nden geldi.

Malatya Valisi Aydın Baruş, şu ifadeleri kullandı:

"Kimliği tespit edilenler; 13 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır-Bingöl karayolunda yolcu otobüsünden indirilerek alıkonulan Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı, Hava Savunma Uzman Çavuş Hüseyin Sarı, 28 Temmuz 2015 tarihinde izinli gittiği Erzurum'dan ailesiyle birlikte dönerken Diyarbakır/Lice- Bingöl yol ayrımında alıkonulan Mersin nüfusuna kayıtlı, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Polis Memuru Sedat Yabalak, 18 Eylül 2015 tarihinde Tunceli-Erzincan karayolunda alıkonulan Malatya nüfusuna kayıtlı Rize İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli Astsubay Çavuş Semih Özbey, 2 Ekim 2015 tarihinde Ağrı'daki birliğine katılmak üzere yola çıkan ve Tunceli-Pülümür karayolunda alıkonulan Osmaniye nüfusuna kayıtlı tankçı Er Adil Kabaklı, 24 Temmuz 2016 tarihinde Lice İlçesi Berkilin Deresi mevkiinde ailesiyle birlikte seyir halindeyken alıkonulan Mardin nüfusuna kayıtlı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Polis Memuru Vedat Kaya, 15 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır karayolunda alıkonulan Siirt nüfusuna kayıtlı Bingöl İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli Jandarma Er Süleyman Sungur, 21 Eylül 2016 tarihinde Hakkari-Çukurca karayolunda alıkonulan Eskişehir nüfusuna kayıtlı Hakkari İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli Uzman Erbaş Mevlüt Kahveci, 2 Ekim 2015 tarihinde Tunceli-Pülümür karayolunda alıkonulan Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı Erzincan'daki birliğine katılmak üzere yola çıkan Topçu Er Müslüm Altıntaş, Adıyaman nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Aydın Köse ve Samsun nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Muhammet Salih Kanca oldukları anlaşılmıştır. Hain saldırıda şehit edilen 3 evladımızın kimlik belirleme çalışmaları devam etmektedir. Malatya Adli Tıp Kurumu'nda Cumhuriyet Savcısı ve adli tıp uzmanları tarafından yapılan otopsilerin sonuçlarına göre; evlatlarımızın yakın mesafeden ateş edilmesi suretiyle 12'sinin baş bölgesinde 1'inin ise göğüs bölgesinde mermi giriş çıkışı olduğu tespit edilmiştir."

Bahçeli: Herkes tercihini yapmalı

Akar'ın açıklamasının ardından tartışmalar artarken, konuya ilişkin üst üste açıklamalar geldi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, operasyon nedeniyle Erdoğan'ı kutlarken, 13 kişinin yaşamını yitirmesine ilişkin ise "Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hiç kimse şablon ve bildik ezberlerin arkasına saklanamayacaktır. Masumların kafalarına kurşun sıkan hainleri kim aklamaya ve arkalamaya yelteniyorsa bilinsin ki cinayetlere taammüden iştirak etmiş demektir. Ve teröristtir. Herkes tarafını ve tercihini yapmalıdır: Ya hıyanet ya hidayet, ya melanet ya da millet" dedi.

Soylu'dan açıklama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yapılan resmi açıklamaların ardından yazılı bir açıklamada bulundu.

"6 yıl önce PKK tarafından kaçırılan Kuzey Irak'ta alıkonulan 13 evladımız, alçakça, şehit edildi. Bunun üzerine hâlâ PKK'yı aklamaya çalışan pislikler var" diyen Soylu, "PKK ile aynı açıklamaları yapmaktan utanmayan aynı yalanlara sahip çıkan haysiyetsizler var.  Evlatlarımıza ve ailelerine çektirdiklerinin hesabı soruldu, sorulacak. Murat Karayılan'ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu: Milletimizin başı sağ olsun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise operasyona ilişkin yaptığı açıklamada "Gare bölgesinde hain terör örgütü tarafından kaçırılan ve alçakça şehit edilen masum vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!" dedi.

Akşener'den açıklama

İYİP Genel Başkanı Meral Akşener ise yaptığı açıklamada, "pkk terör örgütü tarafından #Gara ‘da şehit edilen 13 sivil vatandaşımıza Yüce Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Türk milletinin başı sağ olsun..." dedi.

HDP: İktidar hesap vermeli

Operasyon ve 13 kişinin yaşamını yitirmesine ilişkin HDP'den de yazılı bir açıklama geldi.

"Basına yansıyan bilgi ve yorumlara göre söz konusu 13 vatandaşın uzun süredir PKK’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri olduğu anlaşılıyor" denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"İktidar, partimizden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme konumundadır. Aynı şekilde PKK de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ilişkin olarak Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir.

Ankara, Hewler ve Bağdat hükümetleri ulusal ve uluslararası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede gözlem yapmasının önünü açmalıdır. Ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.

Alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, PKK elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir.

Bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma politikalarına son verilmesi, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.

Bir kez daha hayatını kaybedenlere rahmet, aile ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi bildiriyoruz."