Avrupa medyasının gündeminde Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine 'şimdilik' olan itirazı yer alıyor.  France 24'te yayımlanan bir analizde de Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerini veto etme ihtimali tartışıldı. 

Türkiye'nin NATO içindeki diğer ülkelerden sürekli farklı pozisyonlar benimsediği savunulan Gregoire Sauvage imzalı analizde "Ankara, İsveç ve Finlandiya'nın başvurularını PKK'ye verilen desteği zayıflatmak için bir araç olarak kullanmak istediğini açıkça belirtti. Teoride Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımını engelleme hakkına sahiptir. İttifak uzlaşı ilkesine göre çalışıyor. Bu nedenle her üyenin veto hakkı var. Bunu Kuzey Makedonya'nın üyeliğine karşı çıkan Yunanistan'da gördük" ifadeleri kullanıldı.

"Sağlam" demokrasilere sahip olduğu iddia edilen İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımları konusunda Türkiye'nin kafa karışıklığına sebep olduğu vurgulanan analizde, Olivier Kempf'in "Türkiye üzerinde o kadar çok siyasi baskı olacak ki İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğini engelleyemeyecek" yorumuna yer verildi. 

"Ankara, askeri ittifak içindeki nüfuzunu yeniden kazanmak için İsveç'in PKK'ye verdiği desteğe ışık tutuyor" denilen yazıda Türkiye'ye S-400 hava savunma sistemleri satın alması gerekçesiyle uygulanan ABD yaptırımlarına dikkat çekildi ve "Türkiye, sipariş verdiği ve 1,4 milyar dolar peşinat ödediği F-35 programından çıkarıldı. Joe Biden'ın bu konuda yapacağı bir jest, kuşkusuz Ankara'nın isteksizliğini ortadan kaldıracaktır" değerlendirmesi yapıldı.

Son olarak Türkiye'nin Rusya'ya bir "mesaj" göndermesinin de olası olduğu belirtilen yazıda "Erdoğan, Ukrayna'yı destekliyor ama fazla ileri gitmemeye çalışıyor" tespitinde bulunuldu ve "NATO'nun esaslar üzerinde birleşmiş olması her konuda bir fikir birliği olduğu anlamına gelmez. Sonuçta, altta yatan sorunlar devam ediyor ve Ukrayna'daki savaşla birlikte ortadan kalkmadı" ifadelerine yer verildi.