Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, önceki hükümetin geçtiğimiz hafta görevden alınmasının ardından merkez sağcı Francois Bayrou'yu yeni başbakanı olarak atadı.
Bayrou, Macron'un iktidara geldiği 2017'den bu yana partisi Rönesans ittifak kuran Demokratik Hareket (Mouvement Democrate) grubunun 73 yaşındaki lideri.
1993'ten 1997'ye kadar eğitim bakanı olarak görev yapan Bayrou'nun 2025 bütçesini çıkarabilecek bir kabine kurması gerekiyor.
Ülkenin bu yıl dördüncü başbakanı olan Bayrou, yakın zamanda Avrupa Parlamentosu fonlarının zimmete geçirilmesi iddiasıyla açılan bir davada aklanmıştı.
Bayrou'nun atanması, hem sol blokta hem de bir dönem gerilim yaşadığı eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy çizgisindeki sağ kanatta memnuniyetsizlik uyandırmış görünüyor.
Aşırı sağcı Marine Le Pen'in partisi Ulusal Birlik'in (RN) Genel Başkanı Jordan Bardella ise, partisinin Bayrou'ya karşı derhal güvensizlik oyu çağrısında bulunmayacağını ifade etti.
Bir önceki azınlık hükümetinin ömrü üç ay sürmüştü
Fransa'da Macron'un çağrısıyla yapılan erken seçim sonrası başa gelen azınlık hükümeti, bütçe planını yönetememesi sonucunda üç ay içinde güvensizlik oylamasıyla düşmüştü. Bu, ülkede 64 yıl sonra bir ilk olmuştu.
Macron'un Haziran ayında ani çağrısıyla yapılan erken seçimlerin ardından Fransız parlamentosu mutlak çoğunluk olmadan üç grup arasında bölündü. Sol ittifak en fazla oyu aldı ancak mutlak çoğunluğa ulaşamadı. Macron'un merkez sağcı grubu kayıplar yaşasa da parlamentoda tutundu. Le Pen'in aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi parlamentoda koltuk kazandı ancak soldan ve merkezden gelen taktiksel oylamalar nedeniyle iktidara gelemedi.
AB'nin eski Brexit (İngiltere'nin AB'den ayrılma süreci) müzakerecisi Michel Barnier, bu yaz iki aylık siyasi felçten sonra Eylül ayında Macron tarafından başbakanlığa atanmıştı.
Barnier'in çöküşünü hazırlayan temel görevi, 2025 bütçesini oylayarak geçirmekti. Barnier, 2025 bütçesi kapsamında Fransa'nın açığını 60 milyar avroluk vergi artışları ve harcama kesintileriyle kapatmaya başlayacağını söyledi. Ancak bütçe konusunda haftalarca süren çıkmazdan sonra Barnier, önceki anayasanın 49.3'üncü maddesini kullanarak bir sosyal güvenlik finansmanı tasarısını geçirdi. Bu, bir hükümetin parlamentoda oylama yapmadan yasa çıkarmasına izin veriyordu. Bu, sol ittifak aşırı sağ tarafından getirilen iki ayrı güvensizlik oyu önergesini tetikledi.
Macron siyasi baskı altında
Cumhurbaşkanlığı görevine ikinci kez 2027 baharına kadar devam edecek olan Macron, belirlediği hükümetin düşmesi nedeniyle istifa etmek zorunda olmasa da, üzerinde büyük bir siyasi baskı oluşmuş durumda. Güven oylaması öncesi yaptığı açıklamada, istifa etmeyeceğini belirten Macron, böyle bir senaryonun "siyasi kurgu" olacağını öne sürmüştü. Ancak solun ve aşırı sağın bir kısmı onun istifasını istiyor.