'Fatih Terim Fonu': Erdoğan'dan futbolcularla görüşme sonrası talimat

İsmail Saymaz 'Fatih Terim Fonu'na para kaptıran futbolcuların Erdoğan'la görüşmesine ve eski İçişleri Bakanı Soylu'nun Denizbank Genel Müdürü'ne ettiği telefonun arka planına ilişkin bilgileri yazdı.

Haber Merkezi

Gazeteci İsmail Saymaz bugün Sözcü'deki yazısında "Fatih Terim Fonu"nda dolandırılan futbolcularla AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın görüşmesine ilişkin ayrıntıları yazdı.

Yazıya göre futbolcularla görüşen Erdoğan dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'le görüşmesi talimatı verdi ve "Bu işi çözsün. Başka konular da oldu. Lafımızı dinlemediler. Gereken uyarıları yapın. İsterlerse bir gün içinde kapatırlar" ifadelerini kullandı.

Saymaz ayrıca "Futbolcularla Beştepe arasındaki trafiğin halen sürdüğü ve Erdoğan'ın meseleyi takip ettiği ifade ediliyor" diye belirtti.

Saymaz yazısında görüşmenin arka planına ilişkin şunları kaydetti:

"Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'i arayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın para kaptıran eski futbolcular için “Çocukların sorununu çözün” dediği iddia edilmişti.

Soylu, iddiaları yalanlamamıştı.

Bu telefonun arka planını öğrendim.

İddiaya göre Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Muslera, nisan ayında Erdoğan'dan randevu istedi. Erdoğan, İstanbul Havalimanı konuk evinde futbolcuları ağırladı. Yanında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank vardı.

Görüşme yaklaşık yarım saat sürdü.

Erdoğan, görüşmede, 'Bu olay nedir? Paraları nerede ve kime verdiniz?' diye sordu.

Üç futbolcu yaşadıklarını anlattı.

Erdoğan, dinledikten sonra Soylu'ya dönerek 'Olaya bir bakın. Hakan Ateş'e söyle, bu işi çözsün. Başka konular da oldu. Lafımızı dinlemediler. Gereken uyarıları yapın. İsterlerse bir gün içinde kapatırlar.'

Soylu, görüşme sonrası Ateş'i aradı.

Futbolcularla Beştepe arasındaki trafiğin halen sürdüğü ve Erdoğan'ın meseleyi takip ettiği ifade ediliyor."

AKP'li Meclis üyesi Nuri Köşkdere ile Erzan'ın ilişkisi

Öte yandan Seçil Erzan'ın tutuklandıktan sonra davanın bir başka sanığı Nazlı Can'a gönderdiği notta kendisine iyi bir avukat bulmasını istediği Nuri adlı kişinin AKP'li Çorlu Belediye Meclis üyesi Nuri Köşkdere olduğunu belirterek Köşkdere'nin de fona para verdiğini ancak davada sanık ya da şikayetçi olarak yer almadığına dikkat çekti.

Erzan’ın para teslimatında çantacı olarak kullandığı, dört yıl içinde 86 kez Bulgaristan’a giriş çıkış yapan ve tutuklu yargılanan Ali Yörük’ün ifadelerine dayandırdığı yazısında Saymaz “Yörük, Erzan ile 17 yıl önce kredi kullanmak için gittiği banka şubesinde tanıştıklarını kaydediyor. Erzan, gişe memuruymuş. Yanlarında Nuri Köşkdere de varmış. Hatta Köşkdere ile Yörük’ü Erzan tanıştırmış. Yörük, bu vesileyle Köşkdere’nin otomobil bayisinde satış danışmanı olarak işe girmiş. Satış şefliğine yükselmiş. Yörük, ifadesinde, evli ve yaşça büyük olan Köşkdere ile Erzan’ın yasak aşk yaşadıklarını belirtiyor” diye belirtti.

Erzan'ın alacak verecek tablosunda Köşkdere'den 500 bin dolar aldığı ve 1,5 milyon dolar geri verdiği yazıyordu.

Fon 2006'ya uzanıyor iddiası

Öte yandan 10Haber'den Masum Gök'ün haberine göre Erzan'ın Çorlu'dan tanıdığı bazı isimler sözkonusu fon için 2006 yılından beri Erzan'a para verdiklerini söyledi. Bunlardan biri de Erzan'ın babasının pazarcılık yaptığı dönemden arkadaşı Hasan Çorbacı idi. Çorbacı yüksek faiz vaadiye Erzan'a davanın sanıklarından Hüseyin Eligül aracılığıyla para verdiğini söyledi.

Davanın tutuksuz sanıklarından Hüseyin Eligül Çorlu Zabıta Müdürü... Çorbacı Eligül için "Bir zabıta amirinin dubleks villası olabilir mi, lüks arabası olabilir mi? Kendisiyle de konuşuyoruz ama on da mağduru oynuyor" dedi.

'Kokuşmanın daha yukarısı olmayan zirvesi'

Öte yandan gazeteci Rahmi Yıldırım olaya ilişkin bugün kendi sitesinde yayınladığı yazısında Erdoğan'ın dolandırıcılık vakasında "tahsilat mafyası" yerine konduğuna dikkat çekerek "kokuşmanın daha yukarısı olmayan zirvesidir" yorumunu yaptı.

Yıldırım şu ifadeleri kullandı:

"Sıradanlaşan bir dolandırıcılık vakasında Cumhurbaşkanı’nın “tahsilat mafyası” yerine konması, İçişleri Bakanı’nın dolandırıcıya kaptırılan paranın geri alınması için banka yönetimini araması, memlekette hayatın her alanındaki kokuşmanın daha yukarısı olmayan zirvesidir."