Farplas’ta mücadele sürüyor: Onlar mışıl mışıl uyurken biz çalışıyoruz, davamızdan vazgeçmeyeceğiz

Direnişe geçen Gebze Farplas işçisi soL’a konuştu, ‘4 bin 250 lira neyinize yetmiyor diyorlar, biz insan olarak hakkımızı istiyoruz’ ifadesini kullandı.

İsmail Sarp Aykurt

Dün, Kocaeli Gebze'de Otomotiv Tedarik Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde (TOSB) bulunan, otomobil plastik aksamı üreten Farplas'ta işçiler patronun açıkladığı zamma itiraz ederek iş durdurmuştu.

Gece vardiyasından başlayan eylem, sabah vardiyasına gelen işçilerle birleşerek devam etmiş, Farplas önünde toplananişçiler "Direne direne kazanacağız" ve "İşçiyiz haklıyız kazanacağız" sloganları atarak, talepleri kabul edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini söylemişlerdi.

İşçiler, patronun taleplerin değerlendirilmesi için istediği 1 haftalık süre sonunda, taleplerin kabul görmemesi hâlinde tekrar iş bırakacaklarını duyurmuşlardı.

soL, Farplas işçisine fabrikadaki son durumu, işçilerin taleplerini sordu.

Farplas işçisi, patrona ve onun fabrikadaki temsilcilerine karşı ciddi bir öfkenin biriktiğini, tüm ısrarlara rağmen makinelerin başına geçmediklerini ve kendilerine karşı sürekli ‘üstenci bir davranış’ın söz konusu olduğunu anlattı:

‘Beyaz yakalıların üstenci davranışları tuhaftı: Ben işinize gelince mi insanım?’

“En çok tuhafıma giden şu oldu. Normalde üst mertebede yer alan beyaz yakalılar çok insancıl davranmazlar. Gelip de insanların sırtlarını sıvazlamaları, iyi niyet göstermeleri beni tam manasıyla iğneledi. Normal bir zamanda insan yerine koyulmayıp, böyle bir durumda bu şekilde davranmaları insanın zoruna gidiyor. Ben işinize gelince insanım da gelmeyince değil miyim?”

“Çalışmadığımız şeyin parasını istemiyoruz” diye konuşan Farplas işçisi, gece gündüz çalıştıklarını ama gece çalışırken patron ya da yöneticilerini hiç göremediklerini ifade etti:

‘Onlar mışıl mışıl uyurken biz çalışıyoruz’

“Eskiden beri burada çalışan arkadaşlar direndiler. Bizim hakkımız ne ise hakkımızı istiyoruz dedik. Biz burada çalışmadığımız şeyin parasını mı istiyoruz? Onlar da  direttiler, ‘Burası sizin ekmek tekneniz, size ekmek veriyor’ sözleriyle... Biz de buna karşılık, ‘Bura bize ekmek veriyor da bedavadan mı veriyor?’.Ben burada çalışıyor, gecemi gündüzüme katıyorum. Gece geldiğimizde örneğin, burada ne patron, ne CEO, ne amir ya da müdürü var. Onlar mışıl mışıl uyurken çalışıyoruz biz”.

Farplas işçisi şöyle devam etti:

‘4 bin 250 lira neyinize yetmiyor diyorlar’

“Benim istediğim çok bir şey değil. Alnımdan akan terin karşılığını istiyorum. Biz sabaha karşı 07.30 gibi hiçbir şeyi ellemeden makineyi bıraktık, çalışır vaziyette bıraktık. Hep birlikte çıktık. Burada üç fabrika var ve her fabrikadan üç kişiyi çağırmışlar ayrıca, görüşmek için. Sendikadan arkadaşlar da yardımcı oldular. Tabii, biz sonradan duyuyoruz bize deniyor ki ‘4 bin 250 lira neyinize yetmiyor? İkramiye de veriyoruz’ diye”.

“Fabrikanın başındaki korona oldu diye kandırmaya çalıştıkları işçileri, sonra sabah gelecek diye oyalamaya çalıştılar” diyen işçi şunları aktardı:

‘Korona oldu diye bizi kandırmaya çalışıyorlar’

“Bu durumdan dolayı insanlar iyice öfkelendi. Bayağı olay çıktı. Esnaf ve tırcılar da destek oldu bize. Bizim adımıza giden kişi ‘Sendikayı karıştırmaya gerek yok biz görüştük, anlaştık vb. dedi’. Bizden süre istediler. Biz de dedik ki madem öyle bir imza atılsın. Madem patron istediği zaman bir elemanı aynı gün  işten atabiliyor, o zaman bir imza ile taleplerimizi halledebilirler dedik. Biz esas sorumlu kimse onu çağırın dedik, o da üretim müdürü falan değil, patron. Tabi ne oldu, bize korona oldu dediler. Biz bunları yemedik, korona oldu diyerek bizi susturmaya çalıştılar”.

Görüşmeye çıkan temsilcinin "Anlaştık, sendikaya gerek yok" demesini protesto ettiklerini ifade eden Farplas işçisi şöyle konuştu:

‘İşçiyi temsil ediyorsan benim dediklerimi iletmek durumundasın’

“İşçilere karşı tavırları da oldukça itici. Patronla görüşen kişi de sürekli atar yapıp ‘Ben sizi, sizden daha çok düşünüyorum’ cümleleri kurdu. Arkadaşlar yuhaladılar, protesto ettiler. Sen benim temsilcim olarak oraya çıktıysan ben ne istiyorsam onu iletmekle mükellefsin”.

Çalışmanın şu an için sürdüğünü ifade eden işçi, süreci takip ettiklerini de ilave etti:

“Şu anki durumda akşam çalışma var diye biliyorum. Bir grup kurulmuş, orada destek ve ikazlar oluyor. Bir haftalık süreçte patron bir şeyler yaparsa birlik olalım, patron anlaşmazlık çıkarırsa engel olalım diye kuruldu grup”.

soL’un ‘Farplas işçisinin talepleri nelerdir?’ sorusuna cevap veren işçi, isteklerini şöyle anlattı:

‘Bizim taleplerimiz açık, insan olarak hakkımızı istiyoruz’

“8 saatin 4 saatini çalışırım, gerisini çalışmam ama bana tüm parayı ver demiyoruz biz.  Dört tam maaş ikramiye yılda, hafta içi mesaisi yüzde yüz olsun, hafta sonları yüzde 200 olsun, özel sağlık sigortası, ayakkabı fişi, ikramiyede iyileştirme, maaşlarda yüzde 15 zam... 11 maddelik bir şey de paylaşıldı. Bize yılbaşına girmeden ‘Şu anda durgun, sonrasında ne olacağı belli değil, hazırlıklı olun’ dediler. Sonra tam mesailer yazıldı, gelmek istemeyenlere tutanak tehdidiyle bile zoraki mesailer yazıldı”.

Farplas işçisi, Türk-Metal’in patron yönlendirmesi ile fabrikaya geldiğini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı:

‘Türk-Metal bir anda devreye girdi, patron çağırdı diye tahmin ediyoruz’

“Mesaiye bir gün gitme kesiyor. Böyle ahlaksızlık olur mu? Ama asıl mesele Türk Metal’in fabrikaya gelmesiyle oldu. ‘Biz size desteğe geldik’ diye girdiler de bizim seçmiş olduğumuz sendika belli. Sana ihtiyaç yok denildi. Onlar daha önce çalışmışlar burada denildi. Büyük bir ihtimal ortalığı kızıştırmak, insanları ikiye bölmek veya DİSK’ten vazgeçirmek için patron tarafından çağrıldı diye tahmin ediyoruz”.

'Patronun siparişleri var, onu bekletemez...'

“Sonuçta bir haftalık süre istendi bizden. Çıkartma olup olmaması için kendi içimizde haberleşiyoruz. Önümüzdeki hafta belli olacak ama bana kalırsa patron biraz problem çıkaracağa benziyor. Çünkü sendikayı istemiyorlar. Ama biz de davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Toplu bir şekilde de çıkartma yapamaz. Kendisi zararına gelir. Elinde fazlasıyla siparişi var, işi var. Onu bekletemez...”