AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını İstanbul Üsküdar'daki Hz. Ali Camisi'nde kıldı. Erdoğan alışıldığı üzere cami çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı ancak çelişkili konuşmaları dikkat çekti.
Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı önce "İdlib, Hama ve Humus hedef tabii Şam. Muhaliflerin bu yürüyüşü şu an itibarıyla devam ediyor. Biz de bunun gerek istihbarat gerek bütün medyadan takibini yapıyoruz. Tabii temennimiz kazasız belasız bir şekilde Suriye'deki bu yürüyüş devam etsin diyeceğim. Terör örgütleriyle birlikte oradaki bu direniş devam ederken bizim de hatırlarsanız Esed'e bir çağrımız olmuştu. 'Gel, görüşelim Suriye'nin geleceğini birlikte belirleyelim, tayin edelim' demiştik. Ne yazık ki bu işte olumlu bir cevap alamadık" diye konuştu.
Önce 'devam etsin' dedi sonra 'sıkıntılı yürüyüş' ifadelerini kullandı
Daha sonra "İdlib zaten tamam, Hama, Humus yine muhaliflerin elinde, Şam'a doğru da bir ilerleyiş söz konusu" diye konuşan Erdoğan birden konuşmasının gidişatını değiştirerek bölgedeki durumu "sıkıntılı yürüyüşler" olarak nitelendirdi. Durumun "arzu ettikleri şekilde olmadığını" söyledi, "Gönlümüz bunları istemiyor, maalesef bölge sıkıntıda" ifadelerini kullandı.
'Lübnan çok sıkıntılı durumda' dedi, Birleşmiş Milletler'i 'tek çıkış yolu' gösterdi
Ardından Lübnan'a değinen AKP'li Cumhurbaşkanı, "Ülke çok sıkıntılı durumda. Gerek Golan'da gerek Beyrut'ta artık her taraf yerle yeksan olmuş" dedikten sonra "Mısır'da ciddi manada ihtiyaç talebi var" şeklinde konuştu. Erdoğan şunları söyledi:
"İhtyaçların giderilmesi için Türkiye olarak elimizden gelenleri yapmaya devam edeceğiz. Ayni hatta nakdi yardım talepleri var. Türkiye olarak dünyanın suskun olduğu bir dönemde yardımlarımıza devam edeceğiz. Tüm dünya BM olmak üzere, dün Guterres’le görüşmem oldu. Onlar da her türlü gayreti ortaya koyacaklar. Birbirimizle olan görüşmeleri devam ettirelim diyorlar. Bölgedeki ateşkesi ama sonsuz olmak üzere nasıl devam ettiririz bunun gayreti içerisinde olacağız. Birleşmiş Milletler tek çıkış yolu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlar geliyor. Bunlar İsrail'i köşeye sıkıştırıyor. İsrail kendisi aleyhinde verilmiş kararların hepsinde ne yaptı yaptı sıyırdı. İnsanlık İsrail'i bu ihanetlerde yalnız bırakmayacak ve hesabını soracak. İsrail'in bu vahşetinin, İsrail'in bu soykırımlarının dünya devletleri olarak hesabını sormamız lazım."
