DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın "sefalet teklifi" diyerek MESS'e karşı büyütmeye başladığı grev, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla 60 gün "ertelendi", yani yasaklandı.
Türkiye Komünist Partisi (TKP), "Grev yasaklayan zavallılar" başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Grev yasakları kabul edilemez. Partimiz, yasağa karşı mücadelesini sürdürecek, metal işçilerinin yanında olacak" denildi.
Birleşik Metal-İş Sendikası, "Metal işçileri Anayasadan doğan haklarına sahip çıkacak ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayacak ve grevlerini sürdürecektir" açıklaması yaptı.
Süreç nasıl başladı?
Asgari ücret görüşmelerinde dile getirilen "hedef enflasyon" dayatmasının ilk provası metal işçilerinin toplu sözleşme sürecinde başladı.
İki ayı aşan görüşmelerden sonuç alınamadı. "Hedef enflasyonun" baz alınmasını savunan patronlar son olarak ortalama yüzde 40 zam teklif etti. Bu oran, yüzde 47 olan güncel yıllık enflasyon verisinin dahi altında. Birleşik Metal-İş Sendikası'ysa yüzde 125 zam istiyor.
Görüşmelerden sonuç çıkmadı, 5 işletmeye bağlı 9 fabrikadaki 2 bin işçiyi kapsayan sözleşme sürecinde grev aşamasına gelindi.
İşçiler boyun eğmiyor, grev dalga dalga yayılıyor
Hitachi'nin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu'daki fabrikalarında 4 Aralık’ta başlayan grev kararlılıkla sürüyordu.
Schneider'in Kocaeli Çayırova’da ve Manisa’da bulunan fabrikaları ile General Electric'in Gebze’deki Grid Solutions fabrikasında çalışan yaklaşık bin işçi de dün greve çıkmıştı.
Ayrıca, Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikasında 19 Aralık günü, Kocaeli Çayırova’da bulunan Green Transfo Energy fabrikasındaysa 25 Aralık günü grev planlanıyordu.
Grevler yıllardır yasaklanıyor
Birleşik Metal-İş'in 2015, 2017 ve 2018 yıllarındaki grevleri "milli güvenlik" gibi bahanelerle yasaklanmıştı.
Son olarak 2022'de Bekaert ve 2023'de Green Transfo fabrikalarındaki grevler de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla yasaklanmış ancak yasağa rağmen iş bırakmaya devam eden işçiler süreçten kazanımla ayrılmıştı.
Erdoğan’ın imzasıyla 60 gün yasak geldi
Birleşik Metal-İş Sendikası'nın "sefalet teklifi" diyerek MESS' karşı büyütmeye başladığı grev de, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla kararıyla 60 gün yasaklandı.
Kararda grev kararı alınan işyerleri sıralandı.
9231 sayılı kararda "Ekli listede belirtilen Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından alınmış olan grev kararlarının milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden altmış gün süreyle ertelenmesine, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 63 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir" denildi.
TKP’den tepki: Grev yasaklayan zavallılar
Grev yasaklamalarına TKP'den sert tepki geldi. Partinin Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “AKP patronların çıkarının milli güvenlik meselesi olduğunu açıkça söylüyor” dedi.
Okuyan X paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Grev yasağı, 'milli güvenlik' tehdidi ile gerekçelendirilmiş. Her zamanki gibi. AKP açık sözlü bir parti. Patronların çıkarının milli güvenlik meselesi olduğunu açıkça söylüyor. Sadeleşme iyidir. Halkın güvenliği ile tepedekilerin güvenliği farklıdır.”
TKP’nin resmi hesabından yapılan açıklamadaysa şöyle denildi:
“Metal işçilerinin 4 Aralık günü dört fabrikada başladığı, dün itibariyle iki fabrikanın daha katıldığı grev, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yasaklandı. Yasaklanan grevlerin arasında, önümüzdeki günlerde başlayacak iki fabrikanın daha grevi var. Böylece Birleşik Metal-İş üyesi yaklaşık iki bin üyenin grevi bir geceyarısı kararnamesiyle yasaklanmış oldu.
Yasaklamanın arkasında, grev kararı alınan işletmelerin üyesi olduğu ve Koç grubu başta olmak üzere Türkiye’nin tekelci sermaye gruplarının patron örgütü MESS var. İktidar, geçmişte de bu örgütün talepleri doğrultusunda pek çok grevi yasakladı.
Türkiye’de işçi düşmanı bir düzen var. Bu düzen örgütlü işçiye tahammül edemiyor; hak arayan, sözünü söyleyen, örgütlenen, grev yapan işçi istemiyor. Bu düzende ülkenin tek önceliği, şirketlerin büyük kazancı.
'Afrika’da devlet barıştırdım, Suriye’de kontrolü sağladım' diye böbürlenenlerin, işçi sınıfından bu ölçüde korkması tesadüf değildir. Neredeyse her grevde getirilen yasak, iktidarın ve patronların işçiler karşısında zavallılığıdır.
Grev yasakları kabul edilemez. Partimiz, yasağa karşı mücadelesini sürdürecek, metal işçilerinin yanında olacak.
İşçi sınıfı mutlaka kazanacak!”
Birleşik Metal-İş: Grev yasağını tanımıyoruz
Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), 2 bin üyesiyle çıkmış olduğu grevin dün gece yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla 60 gün süreyle yasaklanmasına karşı basın toplantısı düzenledi. Yayımlanan karara göre 4 Aralık’ta Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu'daki fabrikalarında başlatılan grev 60 gün süreyle yasaklandı.
Toplantıda sendika adına basın metni, Genel Başkan Özkan Atar tarafından okundu.
2003-2023 dönemi içinde, yani AKP döneminde toplam 19 “Grev Erteleme” kararı verildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu dönem içinde ertelenen grevlere 195 bin işçi katılacaktı. Bu yasaklar nedeniyle 195 bin işçinin özgür toplu pazarlık hakkını kullanması iktidar tarafından engellendi” denildi.
Sendika tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bugün itibariyle 7 fabrikada 1600 civarındaki üyemiz grevdedir. Önümüzdeki günlerde 2 fabrikada daha 400 üyemiz greve başlayacaktır. Bütün bu gelişmelere rağmen dün gece yarısı Resmi Gazetede yayımlanan 13.12.2024 tarih ve 9231 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 4 işletmeye bağlı 10 fabrika için grevlerimiz ‘ertelenmiştir.’ Öncelikle belirtmek isteriz ki bu karar bir erteleme değil, yasaklamadır. Çünkü, erteleme grevlerin daha sonra yapılması anlamını taşır. Oysa burada yapılan, ‘erteleme’ adı altında yasaklamadır; çünkü daha sonra yapılması söz konusu değildir.
Grevlerimizi yasaklama kararının gerekçesi, ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ olmasıdır. Grev yasaklamalarının yapıldığı işyerleri trafo üreten ve ürettiklerinin tümünü de ihraç eden işletmelerdir. Dolayısıyla, bu fabrikaların yurt içine yönelik üretimleri yoktur ve bu nedenle de Türkiye’nin milli güvenliği bozması sözkonusu olamaz. Ayrıca, trafo üreten fabrikaların milli güvenliği nasıl bozduğunu anlamak mümkün değildir.
Grev yasaklama kapsamında bulunan fabrikalardan birisi de Balıkesir/Gönen’de bulunan MESS üyesi Arıtaş Kriyojenik işyeridir. Bu fabrika kriyojenik üretimi yapmaktadır. Yapılan üretim düşük sıcaklıklarda sıvılaştırılmış gazların depolanması ve taşınması için tasarlanmış depolardır. Sıvı gazın taşınması için yapılan üretim, milli güvenliği nasıl bozmaktadır? Üstelik Türkiye’de bu üretimleri yapan bu işletmeler dışında onlarca işletme vardır.
Yine grev kararı aldığımız bir başka işletme olan ve MESS üyesi olmayan Green Transfo işyerinde ise grev kararımız yasaklanmamıştır. Dolayısıyla aynı işi yapan bir fabrikada grev milli güvenliği bozarken, bir başka fabrikada ise milli güvenliği bozmamaktadır. Bu durum nasıl açıklanacaktır bilemiyoruz.
Diğer yandan çeşitli sektörlerde halen devam eden çok sayıda grev varken üstelik sendikamızın örgütlü olduğu Mersen işyerinde de aylardır grevimiz sürerken yasaklama sadece 4 işletme için yapılmıştır. Diğer hiçbir işletme milli güvenliği bozmamakta ama MESS’e üye 4 işletme mi milli güvenliği bozmaktadır?
Bütün bunlar grev yasağının ne kadar hukuk dışı olduğunun özetidir. Yasaklanan grevlerin olduğu işletmeler MESS’e üyedir. Sadece MESS üyesi işletmelerdeki grevler tam da adrese teslim olarak yasaklanmıştır. Oysa birkaç ay önce MESS’ten ayrılan ve yine grev kararı aldığımız bir işyeri olan Green Transfo’da grev yasaklanmamıştır.
Bunun anlamı açıktır. Yapılan işlemin milli güvenlikle ilgisi yoktur ve bir sermaye örgütünün korunmasından başka bir anlamı da yoktur.”
AYM hak ihlali kararı vermişti, sendika hatırlattı
Birleşik Metal İş, yasaklanan grevler arasında 29 Ocak 2015 tarihindeki grevle ilgili erteleme kararına ilişkin AYM’nin verdiği karara dayandı, hatırlattı. AYM, grevin ertelenmesine ilişkin ilk derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konan gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varmıştı. Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdi. 50 bin TL manevi tazminat ödendi. AYM’nin karar metnine ve gerekçelerine atıfta bulunan sendika “Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler bugün de aynı şekilde geçerlidir” dedi.
Basın açıklamasında son olarak şunlar söylendi:
“Günlerdir açıkladığımız gibi metal işçileri anayasal haklarına sahip çıkacak ve hukuk dışı bu karar yerine Anayasa’dan doğan haklarını kullanmaya devam edeceklerdir. Siyasi iktidar da Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymalıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin sendikamızla ilgili verdiği kararın yanı sıra Kristal-İş Sendikası’nın2014 yılında yaptığı başvurusu üzerine bir başka kararı da vardır ve bu kararda da grev yasağının Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilmektedir.
Şimdi metal işçileri Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkacak ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayacak ve grevlerini sürdürecektir.
Grevlerimiz, üyelerimizin kabul edeceği adil bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar dün olduğu şekliyle sürecektir. Sermaye ve iktidara düşen görev, grevleri yasaklayarak özgür toplu sözleşme hakkını engellemek değil, işçilerin talep ve beklentilerinin gereğinin yerine getirilmesidir.”