Erdoğan'dan yeni 'çözüm süreci' sorusuna yanıt: Her zaman varız, Anayasa çağrısı da bunun için

İktidar, yeni "çözüm süreci" tartışmalarını bu defa yeni Anayasa çağrısıyla birlikte ele aldı.

Haber Merkezi

Siyasetin taze gündemi Kürt sorununda yeni bir "çözüm süreci" ihtimali. Henüz sorudan ibaret olan sürece dair iktidar ve DEM Parti cephesinden birçok değerlendirme yapıldı.

Söylemini "güçlü iç cephe" vurgusu üzerine inşa eden iktidar kanadı, bugüne dek sadece "DEM Parti Türkiye partisi olmalı" talebini dile getirmişti. Zaten bir "Türkiye partisi" olduğunu vurgulayan DEM Parti'yse "yol temizliği"ni şart koşarak pratik adımlar beklediğini ilan etmişti.

'Yeni süreç' sorusuna 'yeni anayasa' ile yanıt verdi

Sürecin gidişatı bugün AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a soruldu. Sırbistan ziyaretinden dönen Erdoğan'a İletişim Başkanlığı'nın hazırladığı "Yeni bir sürecin başlayabileceği yorumlarına ne yanıt verirsiniz" sorusu iletildi.

"İç cephe" söylemini yineleyen Erdoğan, bölgedeki duruma değinerek "Terör örgütleriyle çevrelenmiş bir coğrafyada, Irak’ta gerilimlerin, Suriye’de iç savaşın yaşandığı, İsrail’in vahşileştiği bir dönemde içeride barışın tesisi önem kazanıyor” diye konuştu.

“Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya her zaman varız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni süreç adımlarını yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte değerlendirmek gerektiğine atıfta bulundu.

“Demokratik siyasetin alanını genişletmek için bugüne kadar tüm engellemelere, sabotajlara, haince planlara rağmen köklü adımlar attık. Biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiye’nin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor.”

Erdoğan'dan Rusya, Suriye ve İran'a tavsiye

Özne belirtmekten kaçınan Erdoğan, PKK'nin adını “Şam'ın işgali demek, İsrail askerlerinin Türkiye sınırına gelmesi demek, Suriye haritasının tamamen parçalanması demek. Biz buna karşı ne yapabiliriz” sorusuna verdiği şu yanıtta andı:

"Suriye'deki iç savaşın başından beri Rusya'nın atacağı adımları dikkatle takip ediyoruz. Çünkü Rusya, Suriye'yle müşterek hareket ediyor. İran'la ilgili konuda da Rusya, İran, Suriye, bütün bu üçlü mekanizma birlikte hareket ediyor. Diğer tarafta ise Amerika, İngiltere, Almanya’dan oluşan koalisyon güçleri bulunuyor. Koalisyon güçleri PKK/YPG terör örgütünün hamiliğine soyunmuş durumda. Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı en büyük tehdit oluşturan bu duruma karşı Rusya, İran ve Suriye’nin daha etkili tedbirler alması elzemdir.”

'Sokakları karıştırmayın, bedeli ağır olur'

Söyleşide İletişim Başkanlığı'nın bir soru içerisinde yer verdiği değerlendirme dikkat çekti.

Toplumsal tepkileri ve halk eylemlerini yabancı devletlerin organizasyonu olmakla itham eden değerlendirmede örnek vermekten şu ifadelerle kaçınıldı:

“İsrail'in Gazze’ye saldırılarına paralel, Türkiye'de de toplumsal fay hatlarına yönelik saldırılar gerçekleşiyor. Yürütülen kirli kampanyalarla sokak eylemleri tetiklenmek isteniyor. Bu konuda istihbarat birimlerimizin tespitleri var mı?”

Erdoğan bu soruya tehditle yanıt verdi:  

“Maalesef bazı siyasetçiler de birtakım politik çıkarlar uğruna bu algı operasyonlarına dahil olabiliyor. Hangi yola başvururlarsa vursunlar karşılarında başta istihbaratımız olmak üzere her an hükümetimizi, bizleri bulacaktır. Vatandaşlarımız sosyal medya başta olmak üzere birçok mecradaki organize yalanlara karşı son derece dikkatli olmalıdır. Hep söylediğim gibi, iç cepheyi sağlam tutmak önemli. Bizim iç cephemize saldıran yapılara karşı birliğimizi müdafaa etmemiz son derece mühim. Sokakları karıştırmaya teşebbüs edenleri uyarıyorum, böyle bir hata yapmasınlar, bedelini ağır öderler.”