İmamoğlu operasyonuyla başlayan ekonomik sarsıntı, Merkez Bankası’nın faiz artışıyla yeni bir evreye girdi.
Haber Merkezi
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ekonomide yaşanan depremi kontrol altında almak isteyen Merkez Bankası, faiz koridorunda düzenlemeye giderek örtülü bir faiz artışı yapmıştı.
Bugün itibariyle politika faizi de yükseltildi. Para Politikası Kurulu Nisan toplantısında politika faizini 350 baz puan artışla yüzde 42,5'ten yüzde 46'ya çıkardı. Beklentiler faizinin sabit tutulması yönündeydi.
Merkez Bankası böylece 13 ay sonra ilk kez politika faizini artırmış oldu.
Kuruldan yapılan açıklamada tüketimin hâlâ istenilen ölçüde gerilemediği kaydedildi, enflasyonun düşmemesi veya yeniden artması halinde "daha sıkı" tedbirlerin uygulanacağı duyuruldu.
Ayrıca ABD'nin gümrük vergilerini artırma hamlesinin maliyetler üzerindeki etkisinin gözlendiği belirtildi.
Politika faizi, 2023’te 9 ay boyunca yüzde 50 seviyesinde kaldıktan sonra, 2023'ün son toplantısında 250 baz puanlık indirimle yüzde 47,5 seviyesine çekilmiş, Ocak'ta 250 baz puanlık bir indirim daha gelmişti. Merkez Bankası, 6 Mart’taki toplantıda faizi yüzde 42,5 seviyesine çekmişti.
Mayıs ayında toplantı yapılmayacak. Bir sonraki toplantı 19 Haziran'da gerçekleştirilecek.
Emekçilerin payına düşen yine yoksullaşma olacak
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınmasıyla birlikte döviz kurları ve borsa tepetaklak oldu.
Operasyon sırasında Dolar/TL'nin 41,64'e, avro/TL'nin 44,88'e kadar yükselerek rekor tazeledi. Merkez Bankası döviz satışı yaparak kuru frenledi. Tutuklama kararına giden süreçte Merkez Bankası'nın yaklaşık 13-17 milyar dolar döviz sattığı tahmin ediliyor.
Borsa, sert satışların ardından dalgalı seyrini sürdürüyor. İmamoğlu'nun gözaltında olduğu süreçte haftalık kayıp yüzde 16'yı aşmıştı. Bazı tahminlere göre borsadaki kaybın değeri 50 milyar doları buluyor.
Merkez Bankası'nın politika faizini kademeli olarak düşürmesi nedeniyle piyasa faizlerinde gerileme beklenirken, son gelişmelerin ardından faizler ters yönde hareket etti. Bu da yurtdışından borçlanma maliyetlerini artırdı. Bazı bankalar ticari kredileri durdurdu. Aynı zamanda yüzde 46–47 seviyesindeki faiz oranları da yüzde 55-60’a çıktı.
Türkiye’nin risk primi son 1 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Kur çıkışının döviz yükümlülüklerine etkisi ve borsadaki erime, trilyonlarca lira kayıp yaratmış oldu.
Döviz ve faiz dalgalanmalarının kaybedeniyse emekçiler. Finans tekelleri henüz risk görmese de enflasyonda yeni sıçramaların yaşanması ve yıl sonu hedeflerinden sapılması olası. Açlık sınırında yaşayan milyonların alım gücünün daha da gerilemesi muhtemel. Büyümede yaşanacak olası bir yavaşlama da işsizliğin artmasına neden olabilir.
Ekonominin buradan hasarsız dönmesi mümkün mü? | ![]() |