Depremin üstünden 18 ay geçti, Diyarbakır’daki iki hastanenin sağlamlık raporu hâlâ açıklanmadı

Depremin üstünde geçen 18 aya rağmen Diyarbakır’daki iki hastanenin sağlamlık raporu açıklanmadı. Hastanelerden birinde çalışan bir hemşire ‘Nasıl bir binada çalıştığımızı bilmiyoruz’ dedi.

Yekta Armanc Hatipoğlu

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin etkilediği 11 ilden biri olan Diyarbakır’da depremin üstünden geçen 18 aya rağmen Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi ve Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin bina sağlamlık raporu hâlâ açıklanmadı.

7 Ağustos günü konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Amed Sağlık Platformu, kaygılı olduklarını dile getirdi. “Afet öncesi hazırlıksızlığının en büyük kanıtı afet sırasında ve sonrası dönemde, işlevsel olması gereken sağlık kurumlarının yıkılması ve ağır hasar almasıdır” denilen basın açıklamasında deprem bölgesinde 11 hastane ve 66 Aile Sağlığı Merkezi’nin (ASM) yıkıldığı, 10 hastane ve 15 ASM’nin ağır hasar aldığı, 9 diğer sağlık kurumunun yıkıldığı ya da ağır hasar aldığı hatırlatıldı.

“Maraş merkezli 6 Şubat depremi üzerinden 18 ay geçti. Bu 18 ay içerisinde bu iki hastanenin karot inceleme sonuçları çıkmamış olmasının teknik bilime aykırı olduğu aşikâr” denilen açıklamada hastane binalarının sağlam olmasının sağlık hizmetlerinin devamlılığı açısından çok önemli olduğu kaydedildi.

Depremde sağlık kurumlarının hasar alması yurttaşlara sağlık hizmeti ulaştırılmasını zorlaştırmıştı. Bunun yanı sıra hastanelerdeki yetersiz kapasite hem sağlık emekçilerini hem de hastaları olumsuz etkilemişti.

‘Zor durumlarda sığınmamız gereken binaların sağlamlığıyla ilgili çok hassasız’

Konuyu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Mehmet Nur Ulus ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde çalışan bir hemşireyle konuştuk.

Ulus, depremin üzerinden 18 ay geçtiğini hatırlatarak sözlerine başladı. ​Karot örneklerinin iki defa alındığını söyleyen Ulus buna rağmen sonuçların hâlâ açıklanmadığını kaydetti:

“Maraş merkezli 6 Şubat depremi üzerinden 18 ay geçti. 18 aylık süre zarfında özellikle 6 Şubat depreminden hemen sonra hastanelerin bina sağlamlıklarıyla ilgili İl Sağlık Müdürlükleri ve hastane idarelerine dilekçeler yazdık, binaların hasar durumuyla ilgili bilgi verildi. Sonrasında binalardan alınan karot örneklerinin bilgisini istediğimiz bir dilekçe yazdık. Başhekim ve İl Sağlık Müdürlüğü görüşmelerinde bu sonuçların kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyledik. En son 19 Mart’ta bir dilekçe yazdık İl Sağlık Müdürlüğü’ne. Karot örnekleri iki defa alındı, iki defa alınmasına rağmen sonuçların açıklanmaması bizde şüphe doğurdu. İl Sağlık Müdürü’nün bize sözlü olarak söylediği şey incelemenin hâlâ devam ettiği, inceleme bittiğinde sonuçları bize iletecekleri oldu. Yazılı olarak da bu minvalde bir cevap aldık. Özellikle okul ve hastane gibi kurumların olduğu, zor durumlarda sığınmamız gereken binaların sağlamlığıyla ilgili çok hassasız. Bu konuda kurum amirlerinin de hassas olması gerektiğini düşünüyoruz.”

‘6 Şubat depreminde handikapların en büyüğü sağlık hizmetlerinin verilememiş olmasıydı’

Depremin ardından hastaneler yıkıldığı için sağlık hizmetinin verilemediğini hatırlatan Ulus, yurttaşların ambulans bulamadığı için Adıyaman ve Malatya’dan hastalarını Diyarbakır’a kendi araçlarıyla getirmek zorunda kaldığını söyledi:

“6 Şubat depreminde hastaneler yıkıldı. Büyük bir felaketin üstüne bir de hastaneler yıkıldığı için sağlık hizmeti verilemedi. 6 Şubat depreminde handikapların en büyüğü sağlık hizmetlerinin verilememiş olmasıydı. İnsanlar ambulans bulamadığı için Adıyaman’dan, Malatya’dan Diyarbakır’a kendi araçlarıyla gelmek zorunda kaldı.”

‘Başlı başına bir sorumsuzluk örneği bu’

Ulus, yaşananların başlı başına bir sorumsuzluk örneği olduğunu, bu meselenin Türkiye’nin gündemine girmesini sağlayacaklarını kaydederek sözlerini noktaladı:

“Tekrar şuraya dönüyoruz, sağlık hizmeti veren binalar sağlam olmalı ve bu meselenin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Biz KESK, TMMOB ve Afet Yönetimi ve Dayanışma Derneği olarak konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledik ve bize, kamuoyuna yetkililer tarafından bir açıklama yapılmasını talep ettik. Basın toplantısından bu zamana kadar bize cevap verilmedi. Başlı başına bir sorumsuzluk örneği bu. Halkı düşünmeyen bir anlayış var karşımızda. Elimizden geldiğince bu meselenin Türkiye gündemine girmesini sağlayacağız.”

‘Artçıları o binada yaşadık ve şu an sağlam mı değil mi bilmiyoruz’

20 yılı aşkın süredir Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde çalışan bir hemşire, karot örneklerinin depremden yaklaşık 10 ay sonra alındığını söyledi. Depremin ilk günlerinde hastanede olduklarını ve artçıları o binada hissettiklerini söyleyen hemşire test sonucunun bir an önce açıklanması gerektiğini kaydetti:

“Karot örnekleri aşağı yukarı depremden 10 ay sonra alındı. Tahmini 8 ay geçti üstünden ama açıklanan bir rapor yok ortada. Bina zaten eski. Depremin ilk günlerinde oradaydık, artçıları o binada yaşadık ve şu an sağlam mı değil mi açıklanmıyor. Nasıl bir binada çalıştığımızı bilmiyoruz. Test sonucu bir an önce açıklanmalı.”