Demirtaş: PKK'nin silahlı mücadeleyi bırakmasına on gün kalmıştı, Erdoğan buna izin vermedi

Demirtaş çözüm sürecine ilişkin konuştu, 'PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı. Ama Erdoğan buna izin vermedi' dedi.

Haber Merkezi

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'çözüm süreci'ne dair açıklamada bulundu.

Kısa Dalga'dan Beril Eski'ye konuşan Demirtaş, "Çözüm sürecinde yanlış giden neydi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bunu daha önce de çok konuştuk. En büyük eksiklik, çözüm sürecinin yeterince şeffaf olmaması, kamuoyuna ve halka mal edilememesi ve TBMM’ye taşınamamasıydı. Çözüm sürecinden kurumsal olarak sorumlu olanlar kişiler değil TBMM olmalıydı. Ancak biz o dönemde maalesef ki bunu aşamadık. CHP’yi sürece dahil edip meseleyi Meclis’e taşımak için çok uğraştık. Ancak hep engellerle, bariyerlerle karşılaştık. Örneğin, Erdoğan her şey kendi kontrolünde olsun istiyordu. Düşünün ki HDP’nin eş genel başkanları olarak çözüm sürecinde bir defa bile Erdoğan ile yüz yüze görüşemedik.

Türkiye toplumu şundan emin olsun ki, 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı'ndan sonra PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı. Ama Erdoğan buna izin vermedi. Akil İnsanlar Grubu adlı sivil grup, son bir defa İmralı’ya gidecekti. Oradan silahların tümden devre dışına çıkarıldığı mesajını alıp gelecekti. Gerisini artık demokratik siyasetle ve parlamentoda hep birlikte çözecektik.

Kalıcı barışın kendisine ve partisinin oy oranına olumlu yansımayacağını görünce süreci bitirdi, Erdoğan. Akil İnsanlar Grubunun İmralı’ya gitmesine engel olan Erdoğan’dır. “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü bütün bunlardan sonra gelmiştir.

Büyük bir çarpıtmayla, sanki süreci benim bu sözüm bitirmiş gibi yansıtarak yalan söylüyorlar. Akil İnsanlar son bir defa İmralı’ya gitsin ve silahlar devre dışı kalsın diye Dolmabahçe Mutabakatından sonra on iki defa dönemin İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MİT müsteşarıyla görüşerek Erdoğan’ı ikna etmelerini istedik. Ancak hiçbiri onu ikna edemedi. 'Beyefendi çok kararlı' dediler. 'Süreç bitmiştir' dediler. Ölümler olmasın diye tabiri caizse yalvardık adeta. Ama Nuh dediler, peygamber demediler. Çünkü çatışmanın ve kanın milliyetçiliği tırmandırıp oylarını artıracağına iman etmişlerdi."