Dayanışma Meclisi Kartal'da tarikatları ve laikliği tartıştı: 'Cumhuriyeti yıktılar, insanı da ortadan kaldırıyorlar'

Dayanışma Meclisi'nin Kartal Uğur Mumcu Mahallesi'nde yapılan toplantısnda konuşan Gazeteci Barış Terkoğlu, 'Hukuku, cumhuriyeti yıktılar ama insanı da ortadan kaldırıyorlar' dedi.

soL - İstanbul

Dayanışma Meclisi Türkiye'nin dört bir yanında "Sosyalizmin Güncelliği" başlığıyla düzenlediği toplantılar sürüyor.

İstanbul Kartal Uğur Mumcu Mahallesi'nde düzenlenen 'Tarikatlar ve Laiklik' başlıklı söyleşiye konuşmacı olarak Gazeteci Barış Terkoğlu katıldı.

‘Laiklik varsa tarikat yoktur’

Mahallelilerin yoğun katılımı ile gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını TKP Kartal İlçe Örgütü adına Mehmet Yavuzkan yaptı.

"Türkiye'de bir sermaye sınıfı var bir de işçi sınıfı var, biz varız. Dayanışma Meclisi işçi sınıfının görünür olması için çalışıyor" diyen Yavuzkan, "Kavramlar bizim mücadelemizde toplumsallaşırsa bir anlam ifade ederler. Biz de laiklik kavramını sosyalizm mücadelesine yerleştirerek kalıcı bir yapı kurmak istiyoruz. Laiklik varsa tarikatlar yok. Tarikatlar varsa laiklik yok" ifadelerini kullandı.

‘Cumhuriyet iktidarı gökyüzünden yeryüzüne indirdi’

Yavuzkan'ın ardından Barış Terkoğlu konuştu.

"Dünyadaki bütün cumhuriyetler devrimcidir. Cumhuriyeti kurarlarken iktidarı gökyüzünden yeryüzüne indirdiler" diyen Terkoğlu, "Bütün cumhuriyet rejimlerinde sandıkta eşitlik vardır. Cumhuriyetlerde kamunun hakları eşit bir şekilde kullanılır. Eğer cumhuriyetin kurumları yerine başka şeyler konulursa eşitlik kaybolur. Dini, siyasi, ekonomik ayrıcalıklar yeniden ortaya çıkar. Asayişi, ekonomiyi bazı mafyalar yönetir" şeklinde konuştu.

Terkoğlu ayrıca "Cumhuriyet ayakları kesildi ama son yıllarda büyük bir çöküşe sürüklendi ve mafya ve tarikatlar ortaya çıktı. Çözüm nedir, çözüm cumhuriyettir" diye konuştu.

Terkoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Türkiye'de FETÖ diyoruz ama bir şeyi unutuyoruz. FETÖ Nurculuktan beslenmiştir. 2015 yılına kadar devlet içinde bir cemaatti. Sonra bir anda terör örgütü ilan edildi. Biz FETÖ’nün tarikat olduğunu unuttuk.

Hüsnü Bayramoğlu'nu hatırladınız mı? Genel Kurmay Başkanı ile İçişleri Bakanı ile fotoğraf çektiren bir cemaat lideri. Saidi Nursi ölürken yerine geçecek birileri olsun denmiş. Onlardan biri. Saidi Nursi'nin şoförüne kutsiyet atfetmişler. Gelmiş Ayasofya'nın açılışına. Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirmiş.

O Bayramoğlu çıkıp dedi ki: 'A101 patronunu aldınız, Fetöcü değildir, Nur gruplarındandır.' Serbest bırakıldı.

‘Hukuk cemaatlerin at koşturduğu bir yapıya dönüştü’

Cumhuriyetin en büyük kolonu hukuktur. Kimsesizlerin kimsesidir cumhuriyet. Eğer hukuk cemaatlerin at koşturduğu bir yapıya kavuşmuşsa orada cumhuriyet çökmüş demektir.

‘Erdoğan'ın gücü yetmedi’

Anayasa Mahkemesi'nde seçimler oldu. Sanmayın seçim bir sağcı ile solcu arasında geçti. İrfan Fidan da Zühtü Arslan da iktidara yakın. Zühtü Arslan seçildi. Erdoğan'ın gücü yetmedi.

Zühtü Arslan'ın iki okul arkadaşı çıktı. Biri Akit yazarı. Dediler ki Zühtü Arslan Fethullahçı değildir, Hak-Yol'cudur. İskenderpaşa Cemaati'nde Hak-Yol evleri var.

Yargıtay'a bakıyorsunuz, en büyük grup İskenderpaşa Cemaati. Devlet öyle bir durumda ki. 6 yaşındaki çocuk evlenebilir, 3 yaşındaki çocuklar kilotla amcalarının karşısına çıkmasın diyen Nurettin Yıldız'ı hatırlıyor musunuz? Her konu hakkında adamın görüşü var. Nureddin Yıldız'ın bir derneği var. Hukuk derneği. Bu kadar gerici sözler söyleyen tarikat liderinin hukuk derneği var. Bu dernek lüks yemekler verir, Anayasa Mahkemesi üyeleri, savcılar, hakimler katılır.

‘Güldüğünüz Adnan Oktarcılar Başsavcı ile ilişkili’

Adnan Oktar Cemaati Suç Örgütü nedeniyle benim bir davam var İstanbul Başsavcısı ile.  Adnan Oktar'a operasyon yapıldığında başsavcının koruması gözaltına alındı. Cemaate bilgi alıyor, bilgi götürüyor. Ben bunu yazdım, savcı bir süre sonra istifa etti. Güldüğünüz o Adnan Oktarcılar, Başsavcı ile ilişkili.

‘Cemaatlerle ilgili halüsinasyon yaratılıyor’

Türkiye'de tarikat deyince bize bir masal anlatıyorlar. Şu kadar oy potansiyeli var, tarikatları karşısına alan iktidar olamaz deniyor. Türkiye'de 30 cemaate ve 400 kol var, 445 tekke var. 4 milyon kişi cemaatlerle bağlantılı. Çok büyük bir sayı değil.

Aileler çocuklarını cemaatlere yoksulluk nedeniyle verdiler.

Cumhuriyetin boşluğuna rağmen tarikatların durumu bu. 3-4 milyon resmi kayıtlı kişi var. Fethullahçılar güçlerinin zirvesindeyken 2011 seçimlerinde bağımsız aday çıkardılar. Bir kişi seçilemedi.

Hâkim, savcı, general oldukları için güçlü görünüyorlar. Buradan baktığınızda bir halüsinasyon var. Bunlar çok güçlü değil.

Laiklik vurgusu

Laiklik, devrimciler sütlü kahve içerken çıkmadı. Laiklik, tarikatlar toplumu boğazlıyorlardı. Dediler ki biz bunları Kilise'ye sokalım. Ülke rahatladı, buna laiklik dedik.

Herkesin inancına saygılıyım. Ama ben kamusal alanda inançların olmasını istemem. İnanç din ve vicdan özgürlüğünün olduğu yerde dursun. Cübbeli Ahmet ne diyor: 'Öbür dünyada Sırat Köprüsü'nde geçerken sorarlarsa İsmailağa Cemaati'nin Halidi Kolundanız deyin sizi hemen cennete alacaklar. '

‘İnsanı ortadan kaldırıyorlar’

Tarikat yol demek. Tarikat lideri sana diyor ki sen tek başına tanrının yolunda gidemezsin. Ben sana bir yol açacağım. Böyle bir yapı ile karşı karşıyayız. Hukuki, cumhuriyeti yıktılar ama insanı da ortadan kaldırıyorlar.

Önce cumhuriyetin eşitlikçi bir biçime dönünce tarikatlar ortadan kaldırılır."