TKP’nin Cumhuriyet’in 101. yılı dolayısıyla İstanbul’da düzenlediği büyük halk buluşmasında konuşan Okuyan, bugün Cumhuriyet’i savunmak için bu düzeni değiştirme iradesi taşımak gerektiğini vurguladı.
Haber Merkezi
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Cumhuriyet’in ilanının 101. yılını Ankara ve İzmir’den sonra bugün İstanbul’da büyük halk buluşmasıyla karşıladı.
“Kahrolsun saltanat, Yaşasın Cumhuriyet” ve “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok!” sloganları halkın coşkulu katılımıyla etkinlik boyunca atıldı.
Halk buluşmalarının sonuncusunda bugün İstanbul’da Beyoğlu Ses Tiyatrosu’da yüzlerce yurttaş bir araya geldi.
Ekim Korosu’nun şarkılarıyla başlayan buluşmada ilk sözü Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) adına TKP PM üyesi Hande Gündoğdu aldı.
Gündoğdu “Cumhuriyet’in bir yüzyılını bitirdik, ikinci yüzyılına girdiğimiz bu günlerde daha güzel bir merhaba demek isterdim. Ancak ülke gündemi buna izin vermiyor” diyerek başladığı konuşmasında şunları kaydetti:
“Telefona bakıyoruz, bir kadın ölmüş sinirleniyoruz. Koskoca bir köy bir kız çocuğunun ölümünü gizliyor. Öfkeleniyoruz, midemiz kaldırmıyor.
Sokakta çocukları görüyoruz, ne okula gidiyorlar, ne sokakta oyun oynuyorlar. Koskoca çöpleri topluyor. Öfkeleniyoruz.
Eğitim çok kötü durumda. Çocuklarımızı iyi bir okula gönderemiyoruz. Duvara tosluyoruz, kendimizi yalnız hissediyoruz.
Sağlık Bakanlığı tüm işi gücü bırakmış, kadınların nasıl doğuracağıyla ilgili fetva veriyor. Kamu spotu çekiyorlar. Ancak özel hastaneleri denetlemiyorlar. Kâr üstüne kâr katmaya çalışan özel hastaneler bebeklerimizi öldürüyor. Öfkeleniyoruz, midemiz kaldırmıyor.
Yasa eşitlik diyor. Patron eşit iş diyor, ama eşit ücret vermiyor. Düşük ücrete çalışacaksın, güvence ödemeyeceğim diyor.
Bulunduğumuz her yerde yok sayılmanın ağırlığını, yok edilmenin tehdidini ensemizde hissediyoruz. Çok öfkeleniyoruz.”
Gündoğdu: Daha iyi şartlarda bir kapitalizm yoktur
Tek başına öfkenin ancak kişinin kendisini yıpratmasına sebep olacağını ancak bu öfkeyle yan yana gelince vurucu bir etki ortaya çıkacağını vurgulayan Gündoğdu kadınların yan yana gelip mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Bu mücadelenin ne için olduğunu soran Gündoğdu “Daha iyi bir kapitalizm için mi? Bizim boğazımızı sıkışan ellerden biraz rahatlamak mı?” dedi ve ekledi: “Bunlar arkaik tartışmalardır. Kapitalizm de eşit olmak imkansızdır. Daha iyi şartlardaki bir kapitalizm yoktur. Çözüm basit. Bir araya gelip, bu düzeni değiştirmek için mücadele etmektedir.”
Gündoğdu “Örgütlü öfkemiz bizi kurtaracak. Bir araya geleceğiz. Bu düzeni yıkacağız. Sosyalist cumhuriyeti kuracağız” diyerek sözlerini bitirdi.
'Hesap soran ve sahip çıkan bir gençlik'
Gündoğdu’dan sonra Türkiye Komünist Gençliği (TKG) adına Erdenay Bırasoğlu söz aldı.
Cumhuriyet düşmanlarının gençlere nasıl bir hayat yaşattığını MESEM’de iş cinayetlerinde ölümler, devlet yurdu bulamadığı için tarikat yurtlarına mahkum bırakılan öğrenciler, okurken çalışmanın kural haline gelmiş olması, yıllarca verilen uğraşın ardından hiçbir gelecek garantisi sağlamayan diploma örnekleri üzerinden anlatan Bırasoğlu şunları söyledi:
“Arkadaşlar biz bunların bir kötü yönetimden kaynaklandığını düşünmüyoruz. En azından tek başına. Bunun elimizdeki tabloyu açıklayamayacağı çok açık. Ortada sermaye düzenini gençlere, kabul ettirebilmek için bunları yapması gereken çok bütün bir hareket var. Ve bu hareket Cumhuriyet’in katilidir.”
Cumhuriyetin gençlere yüklediği misyonla, bugün Cumhuriyet düşmanlarının gençliğe yüklediği misyonun bambaşka olduğunu dile getiren Bırasoğlu komünistlerin, cumhuriyetçi değerler altında çizdiği gençlik profilini “hesap soran, sahip çıkan bir gençlik” olarak niteledi.
Bırasoğlu “Eşitliği, kardeşliği ve özgürlüğü gittiği her yerde taşımaya çalışan bir gençlikten bahsediyoruz. Dayanışmacı, direnen ama mücadele ederek dayanışmayı mücadelenin içinde öğrenen ve geliştiren bir gençlik. Tüm dostlarımızı geleceklerini kazanmak için, özgür, eşit, sosyalist bir cumhuriyet kurmak için mücadele etmeye ve örgütlenmeye davet ediyoruz” dedi.
Sanatçı Orhan Aydın, Beyoğlu'nda emekçileri Nâzım'ın dizeleriyle selamladı:
“En bilgin aynalara en renkli şekilleri aksettiren onlardır. Asırda onlar yendi, onlar yenildi. Çok sözler edildi onlara dair ve onlar için: zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur denildi”
Okuyan: Bu işgale ve saraya karşı direniştir
“Türkiye neden bu hale geldi ve nasıl ayağa kalkar?" başlıklı halk buluşmasında kürsüye TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan çıktı.
“Önce 101 yıl önce saltanatı yıkıp cumhuriyeti kuran, öncesinde saraya ve işgale karşı milli kurtuluş mücadelesini örgütleyen herkesi ama başta Mustafa Kemal’i saygıyla selamlamak istiyorum” diyerek konuşmasına başlayan Okuyan sözlerini söyle sürdürdü:
“Sonra bütün bir cumhuriyet tarihi boyunca aydınlanma kavgası veren, yurtseverlik, bağımsızlık, laiklik, aydınlanma kavgası veren, bu ülkede insanlar birbirini sömürmesin, sınıfsız, sömürüsüz bir toplum kuralım diyen herkesi de selamlamak istiyorum. Sadece bu güzel salonu bizlere verdiği için değil; inanılmaz bir üretkenlikle ve yine aydınlanma mücadelesini ve yine özgürlük kavgasını, yine eşitlik kavgasını yükselten, değerli sanatçı dostumuz Ferhan Şensoy’un da selamlamak istiyorum”.
AKP karanlığında 101 yıl önce ve onun öncesinde verilen mücadelenin anlamının daha derin hissedilmeye başlandığını dile getiren Okuyan “1919’da işgal ve parçalanma hayata geçiyordu. Bizim bugün selamladıklarımız, bu planı bozdular. Bu küçümsenecek bir şey değildir, bu coğrafyadaki parçalanma hayata geçseydi Hindistan'a, Çin'e, Afganistan'a, İran'a uzanacaklar, oraları daha da karartacaklardı. Anadolu'da büyük bir iş yapıldı. Bu bir, işgale karşı direniştir, iki, saraya karşı direniştir” dedi.
'Tarihimizin çarpıtılmasına izin vermeyiz'
Kurtuluş Savaşının emperyalistlerle anlaşılarak yapıldığı şeklinde tarihi çarpıtma girişimlerine izin vermeyeceklerini dile getiren Okuyan “Ne gerçeklerin abartılmasına, putlaştırmalara izin veririz ne de tarihimizin yok sayılmasına çarpıtılmasına izin veririz” dedi.
“Tarihi yeniden yazmaya çalışıyorlar, Vahdettin, Abdülhamit övüyorlar” diyen Okuyan “Tarihi yeniden yazmalarına, cumhuriyet düşmanlarından Yeni Osmanlı masalları yazmalarına izin vermeyeceğiz” diye belirtti.
Komünistlerin cumhuriyetçiliği hakkında konuşan Okuyan “Fransız İhtilali’ne bakalım. En ön saflarında eşitliği savunanlar yok muydu? İspanya’da faşistlere karşı cumhuriyeti savunanlar komünistler değil miydi? Bizim alnımız ak, yüzümüz açık. Nerede bir cumhuriyet kavgası varsa orada komünistler oldu. Olmaya devam edecek” dedi.
Türkiye’de komünistlerin her zaman cumhuriyetçi olduklarını vurgulayan Okuyan “Herkesin inancı kutsaldır ancak halk iradesi yerine tanrının iradesini koyarsanız olmaz. Tanrı insanların içindeki inancıdır ancak toplumun laik olması gerekir. Tarikatlar konusunda her zaman mücadele edilmelidir. Komünistler cumhuriyete misafir falan değildir, her zaman savunur. Korkarım Cumhuriyet’i bugün Türkiye’de savunmak için belki komünist olmak gerekmiyor ama komünistlere dost olmak gerekiyor. İkincisi de bu düzeni değiştirme iradesi taşımak gerekiyor artık çünkü bu düzende cumhuriyet yok. Cumhuriyet'in geleceği yok” dedi.
'Anti-komünistler Cumhuriyeti yıkmak için ellerinden geleni yaptı'
Tarikatlar eliyle gericilerin bu ülkede cumhuriyetin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade eden Okuyan “Bir diğer sorun da anti-komünizm. Bu ülkede anti-komünistler Cumhuriyeti yıkmak için ellerinden geleni yaptı. Yoksa Fethullah Gülen dediğiniz kişi kimdi? Komünizmle Mücadele Derneği içinden biri değil miydi? Amerika’yla ilişkileri orada kurulmadı mı? Şimdi kalkıp Fethullah Gülen’i hain ediyorlar. Ama onu bıraktığı anti-komünizm bayrağını yükseltmekten de geri kalmıyorlar” diye konuştu.
'Özel sektörden öyle bir hesap soracağız ki karanlıkla birlikte defolup gidecekler'
“Türkiye nasıl bu hâle geldi" sorusu üzerine Kemal Okuyan sermaye sınıfına işaret ederek şunları söyledi:
“Bana bir sektör söyleyemezsiniz ki özel sektör iyilik yapsın. Sonra geçmişler Cumhuriyet'in 101. yılı diye reklam filmi çekiyorlar. O filmlerde öyle bir riyakârlık var ki, sonra karşısına geçip gülüyorlardır. Hatırlarsınız, telefonda aralarında konuşurken memlekete, yurttaşlarımıza küfür ediyorlardı. Onun gibi, alay etmek için Cumhuriyet filmi çeviriyorlar. 10 Kasım gelecek, Mustafa Kemal filmleri yapacak o büyük şirketler. Arkadaşlar peşin peşin söylüyoruz, bu ülkede bu halkın ayağa kalkmasını sağlayacağız. Sonra da bizi zehirleyen, diri diri gömen özel sektörden öyle bir hesap soracağız ki bu ülkenin üzerine çöken karanlıkla birlikte defolup gidecekler.”
'Bu ülkede bir Kürt sorunu var ve kaynağı da bu düzen'
“Yeni çözüm süreci" üzerine de konuşan Okuyan “Bu ülkede bir Kürt sorunu var. Nasıl kadınlara yönelik bir eşitsizlik varsa ve bu sorunun bugün temelinde kapitalizm varsa, Kürt sorununda da böyle. Kürt yurttaşlarımızın da kendilerini eşit hissetmemesinin kaynağı bu düzendir” dedi.
Türkiye’nin kaynaklarının yüzde 40'ına el koymuş yüzde 1'lik kesim olduğunu vurgulayan Okuyan “Kürt sorununun çözümünün yolu da bu kaynağa el konmasından geçecek” dedi.
Okuyan “Kürtçe sosyalist cumhuriyette eşit bir dil olarak özgürleşecek. Sosyalizmle bu ülkede eğitilmemiş, kaynak ayrılmamış tek yer bırakmayacağız. Merkeziyetçi bir yaklaşımla, planlı ve devletçi bir ekonomiyle… Ve evet, Kürt sorununun kökeni olan o aşiret düzenini de parça parça ederek” ifadelerini kullandı.
“Heyecanlıyız. Kapitalizm çökmüştür. Dünyanın her yerinde çoğalıyoruz. Biz bunları yeneriz, yenisini çok daha iyi bir şekilde kurarız” diyen Okuyan herkesi mücadeleye ve sosyalist cumhuriyeti kurmaya çağırdı.
Buluşma, Tarlabaşı Semt Evi'nde kurulan "Irkçılığa Karşı Kardeşlik Korosu" tarafından seslendirilen Kardeşlik şarkısıyla ve coşkulu sloganlar eşliğinde sona erdi.