TKP, Cumhuriyetin 101. yılını Ankara ve İzmir'de düzenlendiği büyük halk buluşmalarıyla karşıladı. Buluşmalar İstanbul ve birçok ilde yapılacak etkinliklerle sürecek.
Haber Merkezi
Türkiye Komünist Partisi, geçtiğimiz hafta Cumhuriyetin ilanının 101. yılını Ankara, İstanbul ve İzmir’de düzenleyeceği büyük halk buluşmalarıyla karşılayacağını ilan etmişti.
"Türkiye neden bu hale geldi ve nasıl ayağa kalkar?" sorusuna yanıt verilecek buluşmalarda, Cumhuriyetin emekçiler için ne anlama geldiği, bu topraklara kazandırdığı değerler, kazanımlarının neden ve nasıl tasfiye edildiği; Türkiye'nin yoksulluk, şiddet, çürüme ve savaş tehdidinden oluşan bu karanlık tablodan nasıl çıkarılacağı ve Anayasa, "normalleşme", "yeni çözüm süreci" gibi güncel başlıklarda komünistlerin tutumunun açıklanacağı duyuruldu.
Halk buluşmalarının ilki bugün Ankara’da düzenlendi. Kocatepe Kültür Merkezi’ndeki etkinlikte yüzlerce yurttaş bir araya geldi.
Gülcan Altan’ın Boyun Eğme şarkısıyla başlayan buluşmada ilk sözü Kadın Dayanışma Komiteleri adına Eda Mermi aldı.
Kadınların yaşadıkları sorunların sistemden bağımsız olmadığının altını çizen Mermi, “Bu düzen, kadınları hem ekonomik hem de toplumsal olarak sömürmek üzerine kurulu. Ancak biz aynı zamanda bir şey daha biliyoruz, biz kadınların yaşadıkları sorunlar, bu ülkenin diğer tüm sorunlarından ayrı düşünülemez” dedi.
'Cumhuriyeti yıktılar ve insanları çürüttüler'
Kadınların ezildiği, sömürüldüğü, şiddet gördüğü, kadınları katledenlerin cezasızlıkla ödüllendirildiği bir ülkede gerçek eşitlik ve özgürlüğün mümkün olamayacağını vurgulayan Eda Mermi, şöyle konuştu:
“Açık konuşalım. Cumhuriyeti yıktılar ve yerine kurdukları bu ucube sistemde insanları çürüttüler. Oysa biz kadınlar, laik bir ülkede yaşamak istiyoruz çünkü laiklik, kadının toplumsal hayatta eşit haklara sahip olmasının güvencesidir. Gericiliğe ve dinin siyasete alet edilmesine karşı laiklik, biz kadınların eşit haklara sahip olması için tartışmasızdır. Ancak, bugünün koşullarında gerçek bir laikliğin, kadınların gerçek eşitliğinin bu düzende değil, yalnızca sosyalizmle mümkün olduğunu biliyoruz. Bunu başarmamız için emekçi kadınları göreve çağırıyoruz.”
Türkiye Komünist Gençliği adına konuşan Arda Yavuz, buluşmanın geleceği kurma iradesi anlamı taşıdığını belirterek, gençlik durumuna işaret etti:
“Okullarında, işyerlerinde, üniversitelerde ya da liselerde benzer şekilde bu sorunları yaşıyorlar. İşte bu sorunları yaşayan gençler boyun eğmeyip yeni bir ülke kurmaya çalışacak. Biz başaracağız. Gençliğin iradesi başaracak. Bize reva görülen bu karanlık tabloyu yırtıp aydınlık bir ülke kuracağız.”
'Nerede bir cumhuriyet kavgası varsa orada komünistler oldu'
Gülcan Altan’ın tekrar sahne almasından sonra konuşma yapan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, sözlerine Cumhuriyet ve komünistler arasındaki bağı anlatarak başladı.
“Bunlar yalnızca Cumhuriyete değil aklımıza da saldırıdır” diyen Okuyan Kurtuluş Savaşı ve Fransız Devrimi’ni örnek verdi:
“Vikipedi’den bakınca Kurtuluş Savaşı Sovyetlerin, Fransızların ve İtalyanların desteğiyle verildi yazıyor. Böyle böyle yıkıyorlar Cumhuriyete ait değerleri. Ne alakası var? Fransızlar Antep’te Maraş’ta tokadı yemeden önce destek mi verdiler, işgal mi ettiler? Yok öyle bir yağma. Bu savaşa emperyalistlere, saltanata, saraya karşı verildi.
Fransız İhtilaline bakalım. En ön saflarında eşitliği savunanlar yok muydu? İspanya’da faşistlere karşı cumhuriyeti savunanlar komünistler değil miydi? Bizim alnımız ak, yüzümüz açık. Nerede bir cumhuriyet kavgası varsa orada komünistler oldu.”
'Kapitalizm Cumhuriyeti çürüttü'
Cumhuriyetin 101. Yılında gündemi oluşturan başlıklara dikkat çeken Okuyan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Yaşananlara bir bakın. Yenidoğan çetesi. Ne gösteriyor bize dostlar? Kapitalizm insanlığı çürütür. Para kazanma hırsı insan yaşamına dahi kast eder bunu gösteriyor. İşte kapitalizm bu ülkede Cumhuriyeti çürüttü.
Bir diğeri tarikatlar. Tarikatlar eliyle gericiler bu ülkede cumhuriyetin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalıştı.
Bir diğer sorun da anti-komünizm. Bu ülkede anti-komünistler Cumhuriyeti yıkmak için ellerinden geleni yaptı. Yoksa Fethullah Gülen dediğiniz kişi kimdi? Komünizmle Mücadele Derneği içinden biri değil miydi? Amerika’yla ilişkileri orada kurulmadı mı? Şimdi kalkıp Fethullah Gülen’i hain ediyorlar. Ama onu bıraktığı anti-komünizm bayrağını yükseltmekten de geri kalmıyorlar.”
'Halkın bilmediği pazarlıklara müsaade edemeyiz'
Kürt sorununda “yeni çözüm süreci” tartışmalarına değinen Kemal Okuyan, “Bu düzen Kürt sorununu çözemez” dedi.
“Birileri ne kadar yok derse desin. Bu ülkede bir Kürt sorunu var. Bu ülkenin yurttaşları kendi dillerini konuşamıyor. Anadillerinde eğitim alamıyor. Neymiş bu ülkeyi bölermiş. Bu ülkeyi Kürtçe konuşmak böler diyenler çözüm diye Osmanlıcılık yapıyorlar. Abdülhamit’i geçtim artık utanmadan Vahdettincilik yapıyorlar.”
TKP’nin “açık ve dürüst olun” çağrısını yineleyen Okuyan, “Birilerinin çözümü ya da barışı konuşması bizi rahatsız etmez. Neden etsin. Ama kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmelere, halkın bilmediği pazarlıklara da müsaade edemeyiz” ifadelerini kullandı.
TKP’nin geçtiğimiz aylarda yaptığı 14. Kongresi’nde Kürt sorununu ele aldığını hatırlatan Kemal Okuyan, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz merkezi, sosyalist bir devlet olmadan bu sorunların çözülemeyeceğini, Kürt ve Türk emekçileri diğer tüm etnik unsurlardan insanlar olmadan bu ülke kurtuluşa eremez diyoruz.
Evet bugün bu ülkede umut veren belki çok az şey var. Az önce konuştuk yenidoğan çetesini. Daha bir nicesini. Buraya bakıp umut bulmak mümkün mü? Değil elbette. Ama umut bu salonda. Az önce konuşan arkadaşlarımda. Umut bu salonda. Çünkü yeni bir Cumhuriyeti kurma iradesi yalnızca burada. Yolumuz açık, Cumhuriyetin 101. yılı kutlu olsun.”
İzmir'de coşkulu buluşma: Sosyalist cumhuriyeti kuracağız!
Ankara'da başlayan ilk halk buluşmasının ardından ikinci buluşma 19.00'da İzmir'in Bayraklı ilçesinde bulunan Tepekule Kongre Merkezi'nde düzenlendi.
Buluşmanın ilk konuşmasını Kadın Dayanışma Komiteleri adına TKP Parti Meclisi üyesi Tuğçe Sezen Gedik yaptı.
Konuşmasına Türkiye'de yoksulluk, sömürü ve şiddet sarmalının son zamanlarda artmış ve şiddetlenmiş olmasına değinerek başlayan Gedik, "İşte tam bu noktada bu ülke nasıl ayağa kalkar sorusu daha da anlamlı hale geliyor" dedi.
Gedik, sorunun cevabı için Cumhuriyetin ilk yıllarına gitmek gerektiğinin altını çizdi. Özelleştirme furyası başlamadan önce İzmir'de ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı fabrikaları ve bu fabrikaların sağladığı imkanların kadınların toplumsal hayata katılımında oynadığı hayati önemi aktardı.
"Cumhuriyet'in ilk yıllarında, genç Sovyetler'in de desteğiyle, İzmir'de daha çok kadınların çalıştığı bazı fabrikalar vardı: Sümerbank Basma Fabrikası, İzmir Dokuma Fabrikası, İzmir İplik ve Bez Fabrikası... Bu fabrikalarda daha çok kadınlar çalışabiliyordu çünkü aynı zamanda çocuğu olan bir kadın, çocuğuna ne olacağını düşünmek zorunda kalmıyordu. Kreş imkanları vardı. Bu fabrikalarda kadınlar sadece üretim yapmıyordu, sosyal ve kültürel anlamda da gelişiyordu.
Patron, 'Ben kapatıyorum fabrikayı' dedi, koydu kadınları kapının önüne ama mücadele eden kadınlar haklarını kazandı. Oysa bizim hakkımız bundan fazlası... Bunu biliyoruz, mücadelemiz de bu yüzden. Bu ülke nasıl ayağa kalkar sorusunun yanıtlarından biri de tam olarak burada aslında. Tamamen devletçi ekonomi politikaları ile."
Kadın cinayetlerine yönelik hukuki düzenlemelerin göstermelik, uygulamalar ise keyfi kaldığını belirten Gedik, TKP'nin Kadın Dayanışma Komiteleri aracılığıyla işyerlerinde ve mahallelerde kadınları hukuki, siyasi, psikolojik olarak güçlendiren bir mücadeleyi örgütlediğini vurguladı.
"Biz sadece birimizin ya da birkaçımızın kurtuluşunu değil, hep birlikte kurtuluşumuzu istiyoruz. Biz emekçi kadınlar, artık bu patronların düzeni son bulsun, birlikte laik, eşit, bağımsız bir sosyalist cumhuriyet kuralım istiyoruz. Biliyoruz ki, mahallelerde, işyerlerinde, kampüslerde yan yana gelirsek tüm bu isteklerimizi gerçeğe dönüştürebiliriz."
'Cumhuriyetin olmadığı ortamda gençlik var olamaz'
Gedik'in ardından Türkiye Komünist Gençliği İzmir adına konuşma yapmak üzere Sualp Erkin Kavlak kürsüye çıktı.
Cumhuriyet'in yeniden kazanılması için ilk yapılması gereken şeyin, insanların üstündeki ölü toprağını atması ve umut sahibi olmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Kavlak, şöyle konuştu: "Ülkeden umudunu kesip gitmek isteyen gençleri ancak Cumhuriyet fikri burada, bir arada tutabilir. Mücadele, kafamızın içinde başlar. Türkiye Cumhuriyeti 101 sene önce emperyalizme ve saltanata karşı genç kadrolarıyla kuruldu. Halkı kul olmaktan çıkarma iddiası taşımaktaydı. Saray ve çevresinin imtiyazını ortadan kaldırıp yönetim hakkını halka vermeyi amaçlamıştı. Ülkenin devamlılığını sağlayacak olan şey, işte bu mücadeleyi ileriye taşıma azmidir. Gençliğin olmadığı bir cumhuriyet kurulamayacağı gibi, cumhuriyetin olmadığı ortamda da gençlik var olamaz!"
'Cumhuriyeti kapitalizm aşındırdı'
Kavlak'ın ardından TKP Merkez Komite üyesi Alpaslan Savaş konuşma yaptı.
Sözlerine Cumhuriyetin değerlerinin üzerinde yükseldiği eşitlik ve toplumsal adalet, laiklik ve bağımsızlıkçılık ilkelerini sayarak başlayan Savaş, kapitalizmin, devrimin ürünü olan Cumhuriyeti ve cumhuriyetçiliği aşındırdığını ve Türkiye'nin bu aşınmanın en şiddetlisini yaşadığının altını çizdi.
Bu aşınmanın ilk nedenin Cumhuriyetin sınıfsal karakteri olduğunu belirten Savaş, şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti, sermaye sınıfının elinde, onun ufkuyla sınırlı kalmıştır. Bakın, bir örnek vereceğim size. Türkiye’de genel oy hakkı, birçok ülkeden daha erken gerçekleşti. Oysa, Türkiye işçi sınıfının örgütlenme hakkına koyulan kısıtlar ve yasaklamalar neredeyse Cumhuriyet tarihiyle eşittir.
Cumhuriyet 1923’te kuruldu. İşçilerin çalışma haklarını düzenleyen ilk iş kanunu 13 yıl sonra, sendika kanunu 26 yıl sonra, grev yasası 40 yıl sonra Meclis'ten çıktı. Üstelik, her biri pek çok kısıtlama ve fiili engelle karşı karşıya kalarak bugüne kadar geldi.
Cumhuriyet böyle tıkanmıştır. Eşitlik ve adalet, Cumhuriyetin hâkim sınıfının, yani patronların sömürü iştahına, bir başka ifadeyle, burjuvazinin ufkuna tosladı. O ufuk, 12 Mart’tı, 12 Eylül darbesiydi, 20 yılı aşan AKP iktidarıydı, başkanlık rejimiydi."
'Anti-komünizmi resmi ideoloji haline getirdiler'
Cumhuriyetin tıkanmasının ikinci nedeni olarak emperyalizmle ilişkilerin altını çizen Savaş, "Cumhuriyet'in kuruluşundaki temel motivasyon emperyalizmle ilişki değil, emperyalistlere karşı mücadeleydi. Nüfuzu giderek artan para babaları, holdingler, tarikatlar, yobazlar rahat durmadılar. Türkiye sermaye sınıfının Amerikancılığı, ülkeyi kuruluşundaki devrim cephesinden uzaklaştırdı. Anti-komünizmi resmi ideoloji haline getirdi. Ve bunun sonunda ülkemiz emperyalizmin oyuncağı haline geldi. NATO’ya böyle girdik. Kore’ye evlatlarımızı bunun için gönderdik. Ekonomimiz böyle böyle merkez ülkelere bağımlı hale geldi" diye konuştu.
Cumhuriyetin tıkanmasının üçüncü nedeni olarak laikliğin iğdiş edilmesini gösteren Savaş, "Laiklik, dinin siyasetten ve toplumsal yaşamın örgütlenmesinden dışlanmasıdır. Oysa dinin toplumsal yaşamdan varlığı hiçbir zaman kopartılamadı. Ya da başka bir ifadeyle bu tercih edilmedi. Çünkü sermaye düzenin buna ihtiyacı vardı. Haline şükreden, hak aramayı başka bir evrene havale eden, itaatkâr bir halk ve işçi sınıfı için dinin siyasetin ve toplumsal örgütlenmenin içinde yer alması gerekiyordu. Üstelik bu anti-komünizm için de çok işe yarıyordu. Ama bunun birazı olmuyor işte. Gide gide tarikatlar palazlandı. Devlet mekanizmasının içine yerleşti. Ticarette söz sahibi oldu. Sermaye sınıfının parçası haline geldi. Ve bugün cumhuriyet düşmanlığının kaynağına yerleşti" dedi.
Ankara ve İzmir'in ardından, Cumhuriyetin ilanının 101. yılında "Türkiye neden bu hale geldi ve nasıl ayağa kalkar?" sorusuna yanıt verilecek buluşmalar, 27 Ekim Pazar günü saat 15.00'te İstanbul Beyoğlu Ses Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek buluşmayla devam edecek.
Diğer illerde düzenlenecek etkinlikler ve adresleri şöyle:
- Gaziantep | 27 Ekim Pazar 15.00 | TKP Gaziantep İl Binası
- Eskişehir | 27 Ekim Pazar 16.00 | Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon
- Antalya Kepez | 27 Ekim Pazar 16.00 | Gündoğdu Semt Evi
- Antalya Kepez | 27 Ekim Pazar 15.30 | Ulus Semt Evi
- Antalya Muratpaşa | 27 Ekim Pazar 17.00 | Güzeloba Semt Evi
- Çanakkale | 27 Ekim Pazar 18.00 | Yeni Belediye Kültür Merkezi Nikah Salonu
- Tekirdağ Çorlu | 27 Ekim Pazar 16.00 | Ali Paşa Semt Evi