CHP'den Beyazıt'ta miting: Özel Erdoğan'a 'Diploma öyle sorgulanmaz, böyle sorgulanır' dedi

CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlattığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerine devam ediyor. Bu haftaki adres Beyazıt Meydanı. CHP'li Başarır, miting alanına aydınlatma cihazlarının alınmadığını söyledi.

Haber Merkezi

İBB'ye yapılan "yolsuzluk" ve "terör" operasyonlarında soruşturma sürerken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in her hafta iki kez yaptığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi bugün Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiği İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu Beyazıt'ta yapılıyor.

Mitinge çağrı yapan İmamoğlu, dün İstanbul Üniversitesi'nin veritabanından silinen diplomasını sosyal medya hesabından paylaşarak, "Bu akşam saat 20.30’da Beyazıt Meydanı’nda buluşuyoruz. Diplomanı al da gel" ifadelerini kullanmıştı.

Özgür Özel "Gençler senin diplomanı sorguluyor. Diplomasız Erdoğan! Sayın Erdoğan, diploma öyle sorgulanmaz, böyle sorgulanır" dedi.

20.30'da gerçekleştirilecek miting için yurttaşlar alanlarda toplandı.

Özel sayıyı açıkladı

Özgür Özel, okuduğu şiirinin ardından Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na selam gönderdi.

"Bu meydan 40 bin kişilik bir meydan" diyen Özel, "Otoparka dönmüştü. Gençlerin talebiyle Ekrem başkan tarafından bugün gördüğünüz bu muhteşem ortamı İstanbul Üniversitesi geri kazandı. Bugün buradan bu büyük coşkuyu gölgelemek isteyen birileri, bu meydanı aydınlatmamıza izin vermemek için her şeyi yaptı. Şimdi Ekrem başkanının sizlerle Saraçhane'de her söylediğinizde o küçücük hücresinden biraz da gözleri nemlenerek izlediği o büyük koroyu bir kez daha Ekrem başkan için göreve davet ediyorum" diyerek herkesi telefon ışıklarını açmaya davet etti.

Özel, meydanda 160 bin kişinin olduğunu açıkladı.

Özgür Özel, konuşmasına şöyle devam etti:

"19 Mart darbesine giriştiklerinde, ne olacaksa bu akşam olacak dediğimizde ve darbenin hedefinde olan kayyım atamanın peşinde olanların hedefinde olan, Saraçhane'nin önüne tüm İstanbul'u davet ettiğimizde onlar, bir araya gelmeyi, toplanmayı, yürümeyi yasakladılar. Onlar vapurları iskelelere bağladılar, metroları kapattılar, tarihi yarım adaya gelen bütün köprüleri kaldırdılar. Otobüsleri 10 kilometre sokmadılar. Ve şunu biliyorduk, bir şey olacaksa bu akşam olacak. İşte o gün bu meydanda olanlar oldu. Darülfünun, İstanbul Üniversitesi önündeki barikatları yıkarak Saraçhane'ye geldi, Saraçhane'yi kurtardı. Onların cesaretinin ve bu yüce çatının kim kötülüklere, kim hatalara alet ederse etsin, hangi beceriksiz eller, bu kadim kurumun geleneğini kirletmeye çalışırsa çalışsın, İstanbul Üniversitesi başkadır, işte buradadır.

‘İstanbul’un iradesine saldırmayı bize savaş ilanı kabul ediyorum’

Bir gün Ankara'dan İstanbul'a atanan buraya gelen ve eski görevi bir siyasi görev olan birisi tarafından o operasyonlar başlatılınca sordular nedir bu diye... Dedim ki bu yapılanları belediye başkanlarımızı alıp da içeriye tıkmaları, bu kayyum atamaları, bu İstanbul'un iradesine saldırmayı bize savaş ilanı kabul ediyorum. Çünkü biz barışçıyız ama uysallığımıza, iyi niyetimize, yüreğimizin temizliğine, aklımızın iyiliğine güvenip de kimse ama kimse bizi ezmeye kalkmasın.

‘Birileri kavgaya davet etti, davetleri kabulümüzdür’

Eğer bizi kavgaya davet ederseniz o zaman işler değişir. Birileri bizleri kavgaya davet etti, davetleri kabulümüzdür. Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini, biliriz öylece yaşamasını, öylece ölmesini. Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için.

Buraya, bu kapının önüne bütün Türkiye'den diploma almaya geliyorlar. Biz de bugün buraya alın teri ile alınmış, haksızlıkla saldırılmış bir diplomayı geri almaya geldik."

Ekrem İmamoğlu’nun mektubu okundu

Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun selamını kalabalığa iletti ve mektubunu okudu.

İmamoğlu, diplomasının hukuksuz bir şekilde iptal edildiğini ve dün (6 Mayıs) sistemden silindiğini hatırlattı, “Cumhuriyet tarihimizde hiçbir siyasetçi rakibinden bu kadar korkmamıştır, hukuku bu kadar ayaklar altına almamıştır” dedi.

Böyle giderse Türk Lirası’nın değerinin daha da düşeceğini vurgulayan İmamoğlu’nun mektubu şöyle:

“Vesayetçilerle siyasetçiler arasında çok büyük fark vardır. Siyasetçiler milletin gözü önünde olmaya can atar. Rakipleriyle tartışmak isterler. Gerçek siyasetçiler, milletin fikrini kendi fikriymiş gibi anlatmaya çalışır. Vesayetçi ise kaçar. Siz hiç vesayetçileri rakipleriyle tartışırken gördünüz mü? Göremezsiniz. Darbeciler rakiplerinin karşısına çıkamazlar. Beni Silivri’de bir hücreye kapattılar. Günlerdir ‘canlı yayınlayın’ diyorum, susup kalıyorlar. Bunlar siyasetçi değil, vesayetçi. Bunlar milletin gözü önünde olmaktan korkar. Bunlar seçimi, diplomayı çaldı. Ama şunu unutmasınlar: Millet tüm vesayetçilerden, darbecilerden büyüktür. Tam bağımsız, demokratik Türkiye için mücadele eden gençlerimize sözümüz var. Bu ülkeye adalet gelecek. Her şey çok güzel olacak.”