ABD’li yapay zeka şirketi OpenAI tarafından geliştirilen yapay zeka sohbet botu ChatGPT Türkiye’deki kullanıcılarına Katma Değer Vergisi (KDV) uygulayacağını açıkladı.
Şirket tarafından kullanıcılara gönderilen bilgi notunda kararın Türkiye’deki vergi sisteminden kaynaklandığına işaret edilirken KDV’nin 1 Aralık’tan itibaren uygulanacağı bildirildi.
OpenAI kullanıcılarına bu uyarı ve güncellemeyi yeni geçse de aslında mevcut yasa kapsamında halihazırda tüm dijital hizmetlerden vergi alınıyor. Kullanıcılar X gibi platformlarda "premium" üyelik aldığında veya Netflix gibi yayıncılara abone olduğunda ödenen ücretlerin içerisinde mevzuata uygun vergiler yer alıyor.
İngiltere ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde de dijital hizmetler ağırlık olarak yüzde 20 oranında vergilendiriliyor.
Sırada ‘temsilci atama’ var
OpenAI gibi platformlardan Türkiye’de faaliyet göstermeye devam edebilmeleri için öncelikle bu vergiye uymaları isteniyor. Bir sonraki adımda yasal gerekliliklere uyulması bekleniyor.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), son yıllarda “yayıncılık ilkelerini ihlal ettiği” gerekçesiyle dijital platformlar üzerindeki baskıyı artırdı. RTÜK Başkanı, konuşmalarında sıklıkla internet yayıncılığı üzerinde yeterince yaptırım uygulayamadıklarından şikayet ediyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ise bazen “çocukların ruhsal gelişimi” bazense “milli güvenliği” gerekçe gösterilerek içeriklere veya platformlara tümden kısıtlama uyguluyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dijitalleşmenin denetlenmezse “faşizme” yol açabileceğini ve bu alandaki kısıtlamaların vatandaşları koruduğu savunuyor.
Ya iktidar denetimi ya yaptırım
İktidarla dijital platformlar arasında son yıllarda yaşanan anlaşmazlıkların temelinde, 2020 yılında yürürlüğe giren bir kanun değişikliği yer alıyor. Bu değişiklikle birlikte, sosyal medya platformlarına Türkiye'de temsilci bulundurma ve içerik kaldırma taleplerine yanıt verme yükümlülüğü getirildi. Uyulmaması halinde para cezaları, reklam yasağı ve bant genişliğinin daraltılması gibi yaptırımlar uygulanıyor. Böylece Türkiye'de tüzel kişiliğe sahip olmaya zorlanan platformların denetimi kolaylaşıyor.
Özellikle temsilci atama zorunluluğuna uymayan platformlar, son yıllarda birçok yaptırımla karşı karşıya kaldı. Facebook ve X önce temsilci atamakta direndi ama reklam yasakları sonrasında geri adım attı.
Netflix Türkiye’deki birçok yapımını iktidarın talepleri doğrultusunda değiştirdi ya da sansürledi.
Vikipedi 2017’de erişime kapatıldı ve içerik kaldırma davalarıyla karşılaştı. Vikipedi'nin yeniden erişime açılabilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünü ihlal kararı sonrası gerçekleşti.
Sohbet içeriklerine dair bazı kullanıcı bilgilerini paylaşmadığı için Whatsapp’a idari para cezası uygulandı.
Sosyal medya şirketleri on milyonlarca kullanıcıya sahip oldukları Türkiye’den çekilmeyi göze alamıyor, para cezaları ve içerik kaldırma taleplerine uymak zorunda kalıyor.
Yapay zeka istenmeyen yanıtlar verirse yasaklanacak mı?
OpenAI’ın Türkiye’ye temsilci atamasının gerekip gerekmediği, hizmetlerinin türüne ve kullanıcıların kişisel verilerini nasıl işlediğine bağlı.
Ancak Türkiye’de gelir elde etmeyi kabul eden ve vergilendirme sürecine dahil olan OpenAI, muhtemelen kullanıcı verilerinin yönetimi ve erişimi konusunda Türkiye’deki yasal düzenlemelere uymak durumunda. Bu da şirketin ilerleyen günlerde benzer bir denetim baskısı altına girebileceğini gösteriyor.
Peki AKP iktidarı, yapay zekanın yanıtlarıyla nasıl başa çıkacak?
Devletin bu alana düzenleme getirme isteği, meşru ve anlaşılır. Ancak AKP iktidarının şimdiye kadarki pratiği, vatandaşı korumaya yönelik tedbirlerden ziyade, kendi siyasi çizgisine uymayan içeriklere müdahale etmek için, platformları yasaklamak oldu.
Bunların bazılarında içerikler, doğrudan platformun inisiyatifiyle de ortaya çıkmıyor. Örneğin Netflix, aynı zamanda bir yapım şirketi olduğu için, kendi yapımı olan içerikler üzerinde doğrudan söz sahibi. Ancak Vikipedi'de içerikler, kullanıcılar tarafından oluşturuluyor. Oyun platformu Roblox'ta da benzer bir durum vardı. AKP, bu platformları tümden yasaklama yoluna gitti.
Yapay zeka robotlarında durum iyiden iyiye karışık. Yapay zeka, halihazırda internette var olan içeriklerden çıkardığı sonuçları anlamlandırarak tepki veriyor. Şirketin dahli bir yana, doğrudan kullanıcı dahli de yok.
Senaryo şimdiden öngörülebilir: Yapay zekanın AKP açısından netameli sayılan bir konudaki soruya ters bir yanıt vermesi, bu yanıtın sosyal medyadaki AKP yanlısı hesaplarca tepkiyle karşılanması, konunun Akit gibi yayınlarca köpürtülmesi ve iktidarın müdahale etmeye karar vermesi.
Müdahale edebilmek için, OpenAI ve diğer yapay zeka şirketlerinin Türkiye temsilcilik açmasını sağlamaya çalışacaklar. Açılmadıysa, yapay zeka yasaklanacak mı? Eğer açılırsa, iktidar, şirketten yapay zeka motorunun belirli sorulara verdiği yanıtları değiştirmesini mi isteyecek?
Batı sansüre başladı. AKP ne yapabilir?
Dijital platformları denetleyebilmek için birçok ülkede benzer yasal adımlar atılıyor.
Hindistan Türkiye’den bir yıl sonra platformların içerik kaldırma taleplerine uymalarını ve ülkede temsilcilik açmalarını zorunlu hale getirdi. X, Hindistan hükümetiyle yaşadığı anlaşmazlık sonucu ülkede bazı içerikleri kaldırmak zorunda kaldı.
Aynı yıl Rusya, X'in bazı içerikleri kaldırmaması nedeniyle platforma hızını yavaşlatma cezası uyguladı ve Google’a da cezalar verdi.
Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası ve Dijital Pazar Yasası ile sosyal medya platformlarına içerik denetimi konusunda birçok yükümlülük getirdi.
ABD’de benzer başlıklarda Facebook ve X gibi platformlarla ciddi anlaşmazlıklar yaşandı. Seçimler sonrasında ABD hükümeti bu platformları daha sıkı bir denetime tabi tutma yoluna gitti.
Ancak yapay zekanın özgül durumu, yalnızca Türkiye için değil, dünya için de geçerli. Yapay zeka, her komutta, yani kendisine sorulan her soruda, algoritmayı baştan çalıştırıp "sıfırdan" yanıt veriyor. Nitekim, ChatGPT'de aynı soru her sorulduğunda farklı yanıtlar alınabiliyor. Dolayısıyla "içerik kaldırma" meselesi karmaşık.
Kimi meselelerde daha geniş sansürler uygulanabiliyor elbette. Suç teşkil edecek başlıklar, nefret içerikleri tarif edilerek algoritma düzeyinde engellenebiliyor.
Burada, şimdiden kimi tartışmalı siyasi sansürler de var. Örneğin İsrail ve Yahudilik'le ilgili kimi sorular, yapay zeka motorları tarafından "antisemitik" oldukları gerekçesiyle yanıtsız bırakılabiliyor.
Devletler buraya nasıl müdahil olacaklar?
Batılı ülkeler açısından büyük bir kolaylık var: Önde gelen yapay zeka şirketleri zaten Batılı tekeller ve tıpkı Meta, Google gibi diğer tekellerde olduğu ve şimdiden İsrail başlığında görüldüğü gibi, siyasi uyum sağlamakta zorluk çıkarmaları düşük olasılık.
Geri kalan ülkeler, bir kez daha çetrefilli bir meseleyle karşı karşıya kalabilir.
ChatGPT, kendisine sorulan "Bir hükümet, belirli bir sorunun ChatGPT'ye sorulmasını engelleyebilir mi" sorusuna şöyle yanıt veriyor: "Evet, bir hükümet, belirli konuların tartışılmasını veya sorulmasını engelleyebilir. Bu, internet üzerindeki içerik filtreleme veya sansür uygulamaları yoluyla yapılabilir. Örneğin, bazı ülkelerde belirli terimler, konular veya platformlar erişim kısıtlamalarına tabi tutulabilir. Bu tür önlemler, kullanıcıların bu konular hakkında bilgi edinmelerini veya tartışmalarını zorlaştırabilir. Ancak, kullanıcılar genellikle farklı yollarla bilgiye ulaşmayı deneyebilirler."
AKP'nin denemek isteyeceği yollardan biri bu olabilir: Belirli konuları yasaklı hale getirmek.
Her durumda, AKP'yi de aşan daha temel bir sorun var: İnternetteki bilgi yığını ne doğru bilgilerden oluşuyor, ne de farklı bakış açılarının ağırlığı arasındaki denge akla yatkın.
Dolayısıyla mesele, esasında, yapay zekanın şu veya bu konuyu tartışmasını engellemeye çalışmanın ötesinde, yapay zekanın soruları yanıtlarken kullanacağı veritabanının, yani içeriğin daha doğru olmasını sağlayabilmek.
Kısacası AKP, muhtemelen yapay zeka platformunu yasaklamak ve belirli konuları tabu haline getirmek arasında gidip gelebilir.
İnsanlık açısındansa kavga, binlerce yıldır olduğu gibi, bilginin üretimini ve devasa bir çöp yığını içerisinde gerçeğin, doğrunun baskın çıkmasını kapsamak zorunda.