Migros'un Gebze'deki deposunda geçtiğimiz aylarda işçiler sendikalı oldukları gerekçesiyle "ahlaksız davranış" atfedilerek Kod-29 gerekçesiyle işten çıkartılmışlardı. Direnişteki işçiler haklarını alma mücadelesinde kamuoyundan destek için mağaza zincirine karşı boykot ilan ederken Migros'sa uzlaşmak ve geri adım atmak yerine işçileri suçlayayan bir bülteni basına servis etti.
Öte yandan 8 Nisan'da işçiler Patron Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki villası önünde eylem yapmak istemiş, işçilere izin vermeyen polisin saldırısı sonucu 32 işçi gözaltına alınmıştı. Beykoz Kaymakamı, Tuncay Özilhan'ın sokağına özel eylem yasağı çıkarmıştı.
Kendi kendine Kod-29 kararını meşrulaştırmaya çalışan basın bülteni Cumhuriyet, Sözcü, HaberTürk ve Sabah gibi yayın organlarında ufak bir "ilandır" ibaresiyle kendisine 9 Nisan günü geniş bir şekilde kendisine yer bulmuştu. Söz konusu bültende Migros'un "insana ve emeğe saygılı, kadın - erkek eşitlikçi bir insan kaynakları politikası" olduğu ve işten atılan işçilerin "iş yavaşlattığı" ve diğer işçilere hakaretler savurduğu öne sürüldü.
Öte yandan konuya ilişkin Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) yaptığı açıklamada Migros'un iddialarının gerçek olmadığını belgelerle sunmuş oldu.
Sendika Migros’un yaptığı açıklamada Us-Grup'un taşeron firma olarak depo içerisinde muvazaalı şekilde varlık gösterdiğini kabul ettiğini belirterek "Migros, depolarındaki asıl işi de Us-Grup firmasına taşere etmektedir. Bu firma Migros depolarında yasadışı şekilde varlığını sürdürmektedir" dedi.
Kadın işçi taciz olayını anlatırken tacize uğruyor!
Öte yandan "kadın - erkek eşitliği" iddialarının doğruluğu yansıtmadığını belirten Sendika bunun "kurmaca ve manipülosyandan ibaret" olduğunu belirterek depolarda yüzlerce kadın işçinin çalışmasına rağmen bir tane bile kadın amir bulunmamakta olduğunun altını çizdi.
Erkek amirler tarafından tacize uğradığını beyan eden kadın işçilerin yine bir erkek amir tarafından sorgulandığını ve yaşadıkları tacizi anlatmaya çalışan kadınların, kendilerini dinleyen amirler tarafından taciz devam ettirilerek anlatım yapmak zorunda bırakıldığını belirten DGD-SEN, şöyle dedi:
"Yine erkeklerle aynı işi yapan kadın işçiler, erkeklerle aynı maaşı aynı primi alamamakta ve yine yasada belirtilen 'Kadın işçiler yeraltında ve depoda çalıştırılamaz' maddesi yok sayılarak soğuk hava depolarında çalıştırılmaktadır."
741 depo işçisine sadece iki tuvalet
Öte yandan Migros açıklamasında işçileri "hijyen şartlarına" dair "tamamen gerçek dışı ithamlarda" bulunmakla suçlarken Sendika pandeminin başından beri depo işçilerinin günde 16 saat çalıştırıldığına ve hafta sonu tatil haklarının yok sayılmakta olduğuna dikkat çekti. Pandemi boyunca depo işçileri yeterli hijyen ve fiziki mesafe kuralları hiçe sayılarak çalıştırılmakta olduğunu belirten sendika 741 depo işçisinin sadece iki tuvalet kullanmakta olduğunu ve yeterli sabun ve dezenfektana da ulaşamadığını vurguladı.
Yalan beyanlara karşı kanıt
İş yavaşlatma eylemi iddiasına tamamen asılsız olduğunu belirten Sendika, bunun ücretsiz izne kılıf uydurmak için yapıldığını belirtti.
İş yavaşlattığı iddia edilen işçilerin Migros depolarında aylık yüz saate yakın mesai yaptığı ve performans primi alan işçiler olduğu Sendika tarafından vurgulanırken açıklamada bu tezi doğrulamak için işçilerin bordroları da yer aldı.
Bordrolarda görülen mesai saatlerininse İş Kanunu'nda belirtilen sürenin çok üzerinde olması ayrı bir detay olarak da dikkat çekti.
Migros hedefi şaşırtıyor: Güvensiz çalışma koşullarının nedeni hakkını arayan işçilermiş(!)
Depo işçilerinin pandemi boyunca Alo 170 hattına yüzlerce şikayet dosyası oluşturduğu belirtilirken hiçbirinden dönüş alınmadığı söylendi. Sendika, şikayet dosyası numaralarının da ellerinde bulunduğunu belirterek şöyle dedi:
"22 işçi arkadaşımızı etik iş anlayışına uymayan hareketler gösterdi diye itham eden Migros yönetimi bu işçiler hakkında bir tane tutanak dahi sunamamıştır. Gıda güvenliğinin depolarda sağlanamadığı sendikamızın sayfasından defalarca yayınlanmış ve Migros yönetimi defalarca depolarda yeterli hijyen koşullarının sağlanması konusunda uyarılmıştır. Depodaki hijyen koşullarının sağlanmaması yeterli temizliğin yapılamaması aynı zamanda depolarda çalışan işçiler açısından da ciddi sağlık riski oluşturmaktadır. Muhataplar, İSİG önlemlerinin alınması konusunda da tarafımızdan ve depolardaki üyelerimiz tarafından ısrarla uyarılmıştır ve şikayetler yapılmamaktadır. Depolardan her gün bir ambulansın çıktığı ve direnişimiz boyunca da kamera görüntüleri ile teyit ettiğimiz şekilde işçilerin hayatını tehlikeye atan, üst düzeyde risk oluşturan işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları olduğunu sosyal medya sayfalarımızdan yayınlanarak Migros yönetimi uyarılmıştır"
Migros öte yandan işçilerin "mağazalarda, depolarda çeşitli iş ortamlarımıza gelerek, kamyonların giriş çıkış yaptığı, servislerin hareket ettiği noktalarda haksız ve izinsiz eylemlerini sürdürüp kendi can güvenliklerinin yanında diğer çalışanlarımızın da can güvenliğini hiçe saymakla" itham ederken Sendika bu iddialara yönelik şöyle dedi:
"Migros’un belirttiğinin aksine gibi hiçbir eylemimiz ne kendi can güvenliğimizi ne de eylem alanında bulunan başka insanların can güvenliğini tehdit etmemiştir. Hem İstanbul Emniyeti'nde hem de Kocaeli Emniyeti'nde yaptığımız tüm eylemlerin görüntüleri bulunmaktadır."
Migros Çalışma Bakanlığı denetimi öncesi içerideki işçileri tehdit etti
Sendika'nın Çalışma Bakanlığı’na şikayetleri sonucu direnişin 17. gününde Bakanlığın bir haftayı geçen bir denetimi gerçekleşmişti. Müfettişler denetime başlamadan önce direniş çadırlarına da uğrayarak sorunları işçilerden dinlemiş ve yasadışı mesai zorlamasının belgeleri olan bordrolar müfettişlere teslim edilmişti. Öte yandan inceleme depo içerisinde devam ederken Bakanlığın dinlemek istediği işçiler öncesinden depo yönetimi tarafından işten atılmakla ve başka lokasyonlarındaki Migros depolarına sürülmekle tehdit edilmişti. Bu tehdide maruz kalan işçilerden Alpay Arabacı'nın depo yönetimi tarafından sendikadan istifa etmeye zorlanıp, kendisinden müfettişler karşısında yalan beyanlar vermesinin istendiğini belirten Sendika, "Dayatma ve tehditleri kabul etmeyen Alpay Arabacı çalışırken yoğun baskı ve mobbinge maruz kalmış ve iki tane yalancı şahitle tutanak tutularak Kod 29 ile işten atılmıştır" dedi.
Sendikanın 2009 yılında örgütlenmeye çalışırken Migros depoda işten atılan işçiler tarafından kurulduğunu hatırlatan DGD-SEN, sendikal nedenle işten atmanın olmadığını beyan eden Migros yönetiminin daha önceki mahkeme kararlarını da hiçe saydığını söyledi. Sendika açıklamasında Migros depolarındaki birkaç işten atma örneği ve bunların nasıl sonuçlandığını örnek verdi:
- 2013 yılında 21 işçi işten atıldı: 3’ü DGD-SEN yöneticisi 21 işçi de performans, sürgünü kabul etmediği için 25/2. maddeden tazminatsız işten atıldı. Sendikal tazminat ve işe aide davalarını kazandı.
- 2017’de 13 işçi performans ve işin azalması gerekçe gösterilerek 25/2. maddeden tazminatsız işten atıldı ve tamamı sendikal tazminat ve işe aide davalarını kazandı.
- 2018’de 26 DGD-SEN üyesi işçi performans ve işin azalması gerekçe gösterilerek 25/2. maddeden tazminatsız işten atıldı ve tamamı sendikal tazminat ve işe iade davalarını kazandı.
Sendika Migros'un işçilere karşı tutumu ve olayların nasıl ilerlediğine dairse şunları kaydetti: