'Birçok kez kimliğimi gizleyerek iş bulmak durumundaydım'

17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü kapsamında üniversite öğrencisi Gökdemir ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi siz okurlarımız ile paylaşıyoruz. 

Küzey Çakır Kuyumcu

Gökdemir bu düzen içinde var olmaya çalışan, bunun için hayatın her alanında mücadele veren bir üniversite öğrencisi. 17 Mayıs vesilesiyle bizlerle hikayesini paylaştı. 

Gökdemir bize biraz kendinden bahseder misin? Gökdemir kimdir?

23 yaşındayım. Esnaf bir ailenin üçüncü ve son çocuğuyum. İzmirde büyüdüm, son iki yıldır Çanakkale'de yaşıyorum. 

Peki cinsiyet kimliğini keşfetme sürecin nasıl oldu, neler hissettin? 

Aslında kesin bir zaman dilimi söyleyemem ama yedi sekiz yaşlarında anneme çiçek desenli atlet giymek yerine desensiz düz atlet giymek istediğimi söylediğimi hatırlıyorum. Sokakta  arkadaşlarımı benimle futbol oynamaları için ikna etmeye çalışırdım, evcilik oyunlarında hep erkek rolünü üstlerinirdim. Ergenliğimde ise hiçbir zaman makyaj yapmaktan hoşlanmadım, kız arkadaşlarım yaptığı için gerekli olduğunu düşünürdüm. Bu durum elbette cinsiyet rollerinde belirleyici değil, zaten cinsiyet rolleri kavramlarına katılmıyorum. Fakat kendimi bir cins ile bağdaştıracak olursam evet ben bir trans erkeğim. 

Cinsiyet kimliğini keşfettikten sonraki süreç nasıl ilerledi? Hem fizyolojik hem psikolojik açıdan zor bir süreç olduğunu tahmin ediyorum.

Oldukça sancılı geçti. İlk olarak ablama açılmıştım, ardından psikolog ve psikiyatri kliniklerinin arasında birçok kez mekik dokudum. Ama beni yoran burası olmadı. Ailem tutucu olduğu için onlara kendimi bir türlü doğru ifade edemiyordum ve korkuyordum. Asla kendi hayatımın olamayacağını düşünüyordum; ama içimdeki mücadele etme isteği hiçbir zaman bitmedi. Onların bakış açılarını değiştirdim ve şu an bu verdiğim mücadelenin mutluluğu ile yaşıyorum. Birbirimizi anladığımız için ailem ile aramda sağlıklı bir ilişki var. 

Hormon kullanmaya başladığımda ise vücudumdaki değişikliklerle birlikte psikolojik değişiklikler de geldi. Hormon ilacı konusunda iki seçeneğimiz oluyor; birisi maliyeti daha uygun bir ilaç diğeri ise oldukça maliyetli bir ilaç. Maliyeti düşük olan ilacın bizleri agresifleştirme eğilimi var o yüzden ilaca ilk başladığımız dönem oldukça zorlanıyoruz. 

Şu an hala öğrencisin. Eğitim hayatın nasıl geçti, trans olmandan dolayı herhangi bir ötekileştirmeye maruz kaldın mı? 

Eğitim hayatımın ilk yılları oldukça zordu. İlkokul ve ortaokulda oldukça özgüvensiz biriydim. Lise yıllarım oldukça renkli ve keyifli geçti; ta ki kendimin farkına varana kadar. Durumumu açıkladığımda birçok arkadaşım bana tavır aldı. Ben ise beni böyle kabul eden insanlarla yoluma devam ettim. Şu an spor yönetimi okuyorum, çocukluğumdan beri sporla hep iç içeydim. Üniversitenin ilk yıllarında kendimi insanlardan bir adım geride tuttum ama sonra insanların bakış açılarını değiştirmenin keyfine vardıkça, mücadele vererek onların düşüncelerine yön verdim. Toplumda böyle insanlar var ve var olacak, ben değiştirmezsem bu böyle devam edecek. Bir yerden başlamak lazım. 

Uyum sürecinin büyük çoğunluğu hastanelerde geçiyor. Psikiyatri, hormon tedavisi, ameliyatlar birçok alanda takip ediliyorsunuz. Bu süreçte sağlık hakkından tam anlamıyla faydalanabildin mi? 

Kesinlikle hayır. Psikiyatri doktorum konusunda oldukça şanslıydım fakat endokrinoloji doktorum oldukça sıkıntılıydı. Aldığım hormon, toplum baskısı yetmiyormuş gibi bir de gitmek zorunda olduğum hastanelerde ötekileştirmeye maruz bırakıldım. Mastektomi ameliyatını devlette olmamız için illa ki mahkeme izni gerekli. Fakat birçok trans erkek özel hastanelerde olmaya mahkum bırakılıyor çünkü mahkeme sonuçlanana kadar o bedende olmak çok zor. Biz transseksüeller olarak her sürecimizin devlet tarafından karşılanmasını beklerken ilaçlar alıyor ve üzerine ameliyatlar geçiriyoruz. Bu yetmezmiş gibi bir de borçlanıyoruz. Bu da elbette özel hastanelerin işine yarıyor. 

Bu uyum sürecinin birde hukuki aşamaları var ve senin davan emsal niteliğinde sanırım, bize biraz bahseder misin? 

Ben örgütlü bir trans erkek olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Avukat arkadaşlarımın desteği ve iyi bir dilekçe ile dava sürecini başlattım ve tek celsede sonuç aldım. Avukat yoldaşlarım davanın her adımda davayı nasıl yürütmem gerektiği ile ilgili öncü oldular. Dostlarım beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Bunun verdiği güç ile bu süreci de atlattım.

Gökdemir ekonomik anlamda neler yaşadın? 

Elbette işin en can sıkıcı noktalarından birisi de bu. Bir transseksüel olarak birçok kez kimliğimi gizleyerek iş bulmak durumundaydım çünkü kimliğim deşifre olduğunda mutlaka bir ötekileştirmeye maruz kalacaktım. Birçok arkadaşım işyerlerinde ayrımcılığa uğradı bunu, bilmek bile beni çalışmak konusunda hep korkuttu. Bir komünist olarak sigortasız iş aramaktan utandım. 

Bir genç olarak yaşadığın ülkede kendine bir gelecek planlayabiliyor musun? 

Geleceğim konusunda son derece endişeliyim. Durum benim için soyut ve karanlık. Pandemi koşulları, işsizlik, ekonomik koşulların zorluğu... Ama bu elbette böyle sürmeyecek, bu düzen değişecek. İnsanlar cinsiyet kimliklerinden ya da yönelimlerinden dolayı borçlanmak zorunda kalmayacak. Elbette bu sosyalizm ile mümkün, geleceği değiştirecek olan bizleriz ve hepimiz bundan sorumluyuz.