Bilal'e anlatamayınca... Eğitim sistemini 'Bilal'leştiriyorlar

'Şimdi çocukları vakıf kuruyor, açılışlara gidiyor, ok atıyor, kutularla para biriktiriyor olabilir... Ama, bu memleketin çocuklarının yarınlarını, eğitim hakkını çalamazlar...'

Haber Merkezi

TKP'nin günlük dijital gazetesi Boyun Eğme, "Bilal'e anlatamayınca... Eğitim sistemini 'Bilal'leştiriyorlar" manşetiyle çıktı.

Gazetenin manşetinden bir bölüm şöyle:

Hazır başlamışken şahlanmaya, eğitim sis-teminde de “yeni ufuklar” açalım demişler, Aralık ayı başında “Milli Eğitim Şûrası” toplamaya karar vermişler. Malum, ortada eğitim olmayınca, konuşması kolay. Ne karar altına alsan başardın sayılır.

Hatırlarsanız, okulları açamadılar diye gelen tepkiler üzerine tüccar bakanlarını feda etmişlerdi. Sonrasında okulların açılmasını, söz dinleyen dinci bir figüre bıraktılar. Şimdiki de okulları açtık, hiç pandemi nedeni ile kapanan okulumuz yok diye övünüyor.

İmam Hatip dışında lise bırakılmamış

Oysa öğrencileri, sıkış tepiş okullara mahkûm ettiklerinden söz edilmiyor. Ne de olsa, varsa yoksa imam hatipler. Hem kontenjanları artırılmış, hem de okul sayısı... İmam hatiplerde, bir sınıftaki öğrenci sayısı ancak 20’lerde. O da, kayıt yaptıran herkes giderse. Geri kalan büyük çoğunluk ise, başka ilçelerde-ki liselere gitme telaşı içinde.

Çünkü kendi ilçelerinde tüm liseler imam hatip lisesi yapılmış, imam hatip dışında lise bırakılmamış. Gittikleri liselerde, sınıf başına öğrenci sayısı ise çoktan 40’ların üzerinde... Hâl böyle olunca da, okullarda, toplantı odaları, laboratuvarlar ve hatta malzeme odaları bile sını ara dönüştürülmüş. O küçük, sıkış tepiş sını arda eğitim almaya çalışıyor çocuklarımız. “Hayatın zorlu koşullarına hazırlanıyor ve pan-demi ile mücadele ediyorlar.”

Çıkış saati 21:00’i bulan okullar var. Belli ki, iş yaşamının esnek çalışma koşullarını, okullara da taşımaya karar vermişler. Zaten, TÜSİAD, Eylül ayı başında yayınlamış olduğu “COVİD-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim” raporunda “okuldan uzak kalınan sürenin etkilerinin telafi edilmesi gerektiğini” söylememiş miydi?

MEB görev bilmiş işte. Telafi ediyor.

TÜSİAD raporu demişken... Sanmayın ki, kamusal ve nitelikli eğitim peşindeler. Konuyu, asıl olarak, “salgın döneminde eğitimde yaşanan kayıpların küresel rekabet gücüne olası etkilerine” ve “gelecekteki iş gücü po-tansiyeli açısından önemine” getirmişler.

Kendi çocuklarının eğitiminde kesinti olmadığı için, halk çocuklarının eğitimini de ancak kendi fabrikalarına, plazalarına işçi olarak girecek çocuklar açısından incelemişler işte. O kadar.

Ufukları da o kadar işte... Onlar çocuklarını istedikleri gibi, istedikleri şartlarda yetiştirmiş olabilirler. Tamam. Şimdi çocukları vakıf kuruyor, açılışlara gidiyor, ok atıyor, kutularla para biriktiriyor olabilir...

Ama, bu memleketin çocuklarının yarınlarını, eğitim hakkını çalamazlar... Sırf bu nedenle bile mücadele ederiz onlar ile.

Boyun Eğme'yi okumak için tıklayın: