Çanakkale Bayramiç’teki Külcüler Köyü’nde iki termal oteli 2 yıllığına kiralayıp burada tarikat faaliyeti yürüten “Hilafeti Muhammediyeciler”in köye çöküşünün öyküsünü soL’da haberleştirmiştik.
Kendisini mehdi ilan eden Mustafa Çabuk, çoğunluğu TikTok videoları üzerinden ulaştığı çok sayıda kişiyi bir araya getirerek Külcüler Köyü’ndeki iki otele yerleşmiş, köylüler çevrede silahla gezen, biat töreni düzenleyen tarikat üyelerinden rahatsızlıklarını dile getirmişti.
Geçen Kasım ayında bölgede “ahit sandukası” aradıkları iddiasıyla kaçak kazı yapan gruptan 20 kişi tutuklanmış, grubun lideri Mustafa Çabuk Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilmişti. Çabuk’un akıbetiyse belirsizliğini koruyordu.
Konu ülke gündemine bu hafta başında ATV’de yayınlanan “Esra Erol’da” programıyla bir kez daha geldi.
Genç çocukları evlerini, ailelerini, işlerini bırakıp bu tarikata katılan aileler Esra Erol’a başvurarak çocuklarının bulunmasını istedi.
Aileler çocuklarına bankalardan kredi çektirildiğini, içeride şiddet uygulandığını, evlerine dönmemeleri için tehdit edildiklerini anlatırken çocuklarından geri dönmelerini istediler.
Programa katılan Fatma Uslu kızı Mevlüde Uslu’nun tarikata katılmadan önce kendisinden sopa istediğini ve bu sopayla günahlarının affolması için kendisine defalarca vurduğunu anlattı.
Erol’un programında üç gündür konu edilen tarikatın bazı üyeleri de canlı yayına katıldı. Bu kişiler “Halifemiz” diye bahsettikleri Mustafa Çabuk’u “mehdi” bellediklerini, kendi iradeleriyle orada olduklarını, çevreye herhangi bir tehdit oluşturmadıklarını savundular.
Canlı yayına katılan kişilerden biri de soL’un daha önce silahlı poz verdiği sosyal medya profilini haberleştirdiği Hasan Demir adlı tarikat müridiydi. Bu kişi Esra Erol’un programında defalarca bulundukları mekanın polis tarafından arandığını ve ancak silah bulunmadığını savundu.
Programda Mustafa Çabuk hakkında savcılık tarafından ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılması için yakalama kararı çıkarıldığı, Çabuk’un şu anda kaçak durumunda olduğu da ortaya çıktı.
Programda tarikatta bir çocuğa değnekle defalarca vurulduğu görüntüler de yayınlandı.
Aileler Mustafa Çabuk’un müritlerine “Biz bin kişiye ulaşınca savaş çıkacak” dediğini, tarikatın finansmanı için kredi çekip geri ödememelerinin caiz olduğunu söylediğini aktardı.
Öte yandan soL’un edindiği bilgiye göre tarikat üyelerinin bölgede ellerinde köpeklerle nöbet tutmasından, köylerde silahlı bir şekilde gezerek gençleri etkilemeye çalışmalarından çevredeki köylülerin rahatsızlığı sürüyor.
Bir tarikat üyesinin çevrede hayvan sürüsü güderken çekilmiş fotoğrafında da belinde silah olduğu belirtiliyor:
Köylüler bir an önce sözkonusu tarikat üyelerinin kaldıkları otellerin ruhsatının iptal edilmesini talep ediyorlar.
Öte yandan soL'un 19 Kasım'daki jandarma operasyonunu duyurduğu haberinde bir bölge sakininin şu ifadelerine yer verilmişti: "Köyümüze ait tesisleri işletmecilerine baskı kurarak kiraladılar. Onlar girdiği andan itibaren tesisler kullanıma kapatıldı ve yoğun bir insan trafiği başladı. Kimin girip çıktığını ise hiçbir güvenlik gücü kontrol etmedi. Köyden bazı arkadaşlarımız kaçmaya çalışan bir kadın gördüklerini ama tarikat üyelerinin engel olduğunu anlatıyor. Çocuklarımız aynı okulda okudukları tarikat üyelerinin çocuklarından tarikat kampında şiddet gördüklerini duymuşlar.”
Tarikatların bölgeye ilgisi tesadüf değil
Çanakkale'nin geneli gibi ilerici bir nüfusa sahip olarak bilinen Bayramiç ilçesine tarikatların ilgisinin tesadüf olmadığı belirtiliyor.
Türkiye Komünist Partisi Çanakkale İl Örgütü'nden Cihan Polat konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Bayramiç'te yaklaşık bir yıldır yoğun bir tarikat örgütlenmesi bulunmaktadır. Genel olarak Bayramiç aydınlanma ile anılan bir ilçe olduğundan planlı bir gericileşme operasyonu diyebiliriz" demişti.
Külcüler köyüne yerleşen tarikatla daha fazla gün yüzüne çıkan bu "gericileşme operasyonu"na karşı mücadele edeceklerini ve gelişmelerin takipçisi olacaklarını ifade eden Polat "Çanakkale TÜGVA, ÇEDES ile gericiliğin son dönem saldırısı altında olan bir şehirdir, burada en son yaşanan tarikat örgütlenmesini bunun bir uzantısı olarak düşünebiliriz. Aydınlanma ile anılan bu şehir gericilikle kavgasını sonuna kadar verecektir" diye belirtmişti.
