Batı Çin’in Rusya’ya 'askeri destek' verdiği iddiasını tartışıyor

Çin’in Rusya’ya 'askeri mühimmat' sevk ettiği iddiası, aynı zamanda Batı’nın yaptırımlarındaki bazı açıkları ve Türkiye ile BAE gibi bazı ülkelerin aracı rolünü ortaya koyuyor.

Erdi Aydoğdu

Batı dünyasının öne çıkan yayınlarından Politico’da 16 Mart tarihli bir makalede, Çin’in Rusya’ya silah başta olmak üzere askeri mühimmat sevk ettiği ileri sürüldü. Geçtiğimiz yılın Haziran ayında başlayıp Aralık ayına dek süren sevkiyatlar, gümrük verileri sağlayan ImportGenius’a ait kayıtlara dayandırılıyor. Haberde Türkiye ve BAE’nin aracı rolüne de dikkat çekiliyor.

Çin’den Rusya’ya askeri sevkiyat iddiası

Habere göre, Çinli şirketlerden Rusya’ya drone parçaları ve zırh da dahil olmak üzere askeri ihtiyaçlar için kullanılabilen 1.000 saldırı tüfeği ve çeşitli ekipmanlar temin edildi. Kısaca DJI olarak bilinen Çinli şirket Da-Jiang Innovations Science & Technology Company’nin geçtiğimiz yılın son iki ayı boyunca, akü ve kamera gibi çeşitli drone parçalarını bir Rus distribütöre yolladığına dikkat çekiliyor. DJI, ‘Uygurların gözetim altında tutulması amacına yönelik olarak drone sağladığı’ gerekçesiyle ABD tarafından 2021’den bu yana yaptırımlara tabi tutuluyor. Ayrıca haberdeki iddia uyarınca DJI gönderiminin BAE üzerinden gerçekleştiğini not etmek gerekiyor.

China North Industries Group Corporation Limited, Politico’nun iddiasına göre, Rus şirketi Tekhkrim’e Haziran ayında tüfek yolladı. İlaveten, devlete bağlı Rus savunma şirketi Rosoboronexport’un mikroçip, termal görüş cihazı ve gaz türbini motoru gibi yedek parçalar ithal ettiği iddiaları da yer alıyor. Çin’in yanı sıra, Sırbistan’dan Myanmar’a kadar pek çok ülkenin ihracatçı olarak bu sürece dahil olduğu öne sürülüyor.

Çift Kullanımlı Mallar: Sivil kullanım için mi, askeri mi?

İddiaların odağındaki bir diğer husus ise çift kullanımlı materyallerin akıbeti. Aynı zamanda ticari amaçlar için de kullanılabilen pek çok malın, askeri birer nitelik kazanabileceği vurgulanıyor. Çeşitli uzmanlara ek olarak, ABD Ulusal Güvenlik Konseyinde görev yapmış olan Zach Cooper da bu iki amacın ayrılmasının ve hangisine yönelik hareket edildiğinin tam olarak tespit edilmesinin zorluğundan söz ediyor. Nitekim, China North Industries Group Corporation Limited tarafından gönderilen CQ-A tüfeklerinin “sivil av tüfekleri” olarak kaydedilmesine karşın M16’dan modellendiği belirtiliyor; ayrıca bu silahların Filipin, Güney Sudan ve Paraguay gibi bazı ülkelerde silahlı kuvvetler tarafından kullanıldığına dikkat çekiliyor. Dolayısıyla Batılı ülkeler, Çin’i bu ikiliği lehine kullanarak Rusya’ya askeri ihracatı sürekli kılmakla suçluyor.

Polonya’nın AB Elçisi Andrzej Sadoś, iddiaların çok ciddi olduğunu ve doğru olup olmadığının ortaya konması gerektiğini belirtti. Daha iyimser olan Alman Şansölyesi Olaf Scholz ise “bunun yaşanmaması gerektiğini ve yaşanmayacağı konusunda iyimser olduğunu” ifade etti. Scholz işbu iddialara ilişkin olarak hiçbir kanıt bulunmadığını da söylemişti.

Politico: Yaptırımlar fiilen deliniyor

Haberde, Rusya’nın özel olarak ABD, AB veya Japonya’da üretilen teknolojik bir materyale ihtiyaç duyması halinde izlenen yollara değiniliyor. Örneğin, hem Batı hem Rusya ile iyi ticari ilişkilere sahip olan ülkelerdeki tacirler Rusya’ya askeri malları taşıyarak yaptırımları delme konusunda aracı rol üstlenebiliyor.

Uygulanan yöntemlerin bununla sınırlı olmadığına ve sözgelimi, gemiden gemiye transfer metodunun son derece yaygın şekilde kullanıldığına yer veriliyor. Uluslararası sularda bulunan bir Rus gemisi petrolü başka bir tankere boşaltır, petrolü ambargoya tabi olmayan bir ülkeden geliyor gibi etiketler ve AB limanına yanaşır. Bir diğer yol ise gemilerin faaliyetlerini gizlemek için konum izleyicilerini kapatmasıdır. Savaşın başlamasından sonra, yani son bir yıl içinde, bu son yolun çok daha sık şekilde izlendiği belirtiliyor.

Öte yandan, bilhassa AB içinde yaptırımlara uyma konusunda soru işaretleri bulunduğu biliniyor. Kırım’ın ilhakını takiben AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar Siemens tarafından açıkça delinmişti. 2015 ve 2016’da Rusya’ya gaz türbinleri taşıyan Alman firma, soruşturmaya tabi tutulsa da açıklanan ve/ya sonuçlanan herhangi bir ceza bulunmuyor.

Çin ve Rusya arasında Türkiye’nin rolü

ImportGenius verilerine dayandırılan iddialar arasında Çinli şirketler tarafından, Türkiye aracılığıyla, drone parçalarını içeren 12 sevkiyat yapıldığı da mevcut. Ayrıca, 12 ton Çin zırhının Rusya’ya ulaşması için Türkiye’nin geçiş güzergahı rolü üstlendiği ifade ediliyor. 

İddialar arasında, Xinxing Guangzhou Import & Export Co.’nun, Rusya’ya zırh ihraç eden Çinli şirketlerden bir tanesi olduğu belirtiliyor. Türk şirketi Arıteks’in ise doğrudan ülkemizde üretim yaparak Rusya’ya kurşun geçirmez yelek ihraç ettiğinin altı çiziliyor. Rusya’nın geçtiğimiz Aralık ayı boyunca 10 milyon dolar değerinde, toplam 80 ton zırh ithal ettiği öne sürülüyor. 

Batı kartlarını açık oynuyor

Çin yetkilileri iddiaları yalanlıyor ve “barış görüşmelerini sürdürme konusunda kararlı olduklarını” belirtiyor. Öyle ki Çin’in Washington Büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, “Krizi Çin yaratmadı, krizin bir tarafı değil ve çatışmanın her iki tarafına da silah sağlamadı” şeklinde konuşmuştu. Buna karşın, Politico’da vurgulanan eğilim Batı ülkelerinin mevzubahis sevkiyatı önlemek için daha sert bir tavır takınacağı yönünde. Birleşik Krallık merkezli bir think-tank olan Royal United Services Institute’ten James Bryne, “Rusya'ya askeri malzeme taşıyanlara yönelik yaptırımları şimdiden görüyoruz. Eminim ki AB ve diğer ülkelerin bu malzemenin büyük bir kısmının Rusya'ya ulaşmasına yardım eden insanları da hedef aldığını göreceğiz.”