Bahçelievler katliamcılarını 'anlamaya çalışan' filme Altın Koza'da 'en iyi yönetmen' ödülü

Altın Koza'da dün Bahçelievler Katliamı'nı anlatan 'Hiçbir Şey Yerinde Değil'in yönetmeni Burak Çevik ödül aldı. Film de yönetmen de eleştirilerin odağında.

Haber Merkezi

Ankara'nın Bahçelievler semtinde bulunan 15. sokaktaki 56 numaralı apartmana gelen ülkücüler, TİP'li gençleri vahşice katletti.

8 Ekim 1978’de 7 devrimciyi katleden katiller yıllarca bu düzen tarafından kollandı, sonunda AKP eliyle serbest bırakıldı.

Faillerin korunup kollanması ve almaları gereken cezaları almamaları sebebiyle hâlâ kamuoyunda açık bir yara 7 TİP’li öğrencinin öldürülmesi.

Yönetmen Burak Çevik, “Hiçbir Şey Yerinde Değil”de 7 Ekim’i 8 Ekim’e bağlayan o geceyi sinema perdesine yansıttı. Film şimdiden hem konusu, hem olayın ele alınışı, hem de film sürecinde görüştüğü kişiler sebebiyle tartışma konusu. 

Tartışmaların odağındaki film festivalde ödülle de buluştu. Dün akşam düzenlenen 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü 'Hiçbir Şey Yerinde Değil' filmiyle Burak Çevik aldı.

Katiller kimdi?

Katliamın planyacısı Abdullah Çatlı idi. Firari Çatlı 3 Kasım 1996’da karşımıza Susurluk kazasında çıktı. 

Sayısız cinayet işleyen ve Bahçelievler katillerinden olan Haluk Kırcı defalarca yakalandı, “yanlışlıkla” tahliye edildi sonra yeniden yakalandı ama firar etti. Bu döngü 2005 yılında girdiği cezaevinden 2010 yılında çıkmasıyla son buldu. Kırcı tahliyesinden 10 yıl sonra Haber Global’de çıktığı programda katliamla ilgili şunları söyledi:

Jülide Ateş: "Katliamı neden gerçekleştirdiniz?"

Haluk Kırcı: "Katliam katliam denilip geçiliyor. Sanki başka katliam olmadı Türkiye'de. Hep Bahçelievler ön plana çıkarıldı. Bahçelievler katliam değildir. Biz öldürülen iki arkadaşımızın intikamı için oraya gittik.”

Bu sözlerle ilgili şikayet sonucu başlatılan soruşturma savcılığın “ifade özgürlüğü” kapsamına alması sebebiyle takipsizlikle sonuçlandı.

Katliamın bir diğer sorumlusu İbrahim Çiftçi ise serbest bırakıldıktan sonra savcı Doğan Öz'ü katletti. Ceza almadan tekrar salıverilen Çiftçi, MHP Genel Başkanlığı'na da aday oldu. 

Bahçelievler Katliamı'nın sorumlularından ve 7'şer kez idam cezasına çarptırılmış olan Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu'nun idam cezaları, idamın kaldırılmasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmişti. 

AKP'nin 2012 yılındaki 3. Yargı paketinin ardından Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Adanalı ve Osmanağaoğlu hakkında cezanın infazının durdurulmasına karar verdi. 

Böylece katliamın son tutuklularını da AKP serbest bırakmış oldu. 

Çevik, Akif Kurtuluş’un senaryonun diyalog danışmanı, Tanıl Bora ve Naci Emre Boran'ın senaryo danışmanları olduğunu açıklamıştı.

Öte yandan filmin kapanış jeneriğinde, araştırma sürecinde dönemin 6 tanığı ile görüştüğü ve o kişilerin isminin geçtiğini de yine Hazal Özvarış’la yaptığı söyleşiden öğrendik. İsimler şöyle:

Adnan İslamoğulları, Akif Kurtuluş, Gürbüz Özaltınlı, Ömer Sakalsız, Ruhi Orhan ve Haluk Kırcı

Aksel:  Kırcı ile yedi genç ertesi sabah birbirine dönüşebilirdi tezindeki ‘kötü niyet’ liberal bakışla lanetlenmişliktir

“İnsanı anlamaya” bu katliamın faili Haluk Kırcı’dan başlamış olmasına, soL yazarı Asaf Güven Aksel bugün kaleme aldığı köşesinde tepki gösterdi:

“‘İnsanı anlamaya’ bu katliamın baş sorumlularından Haluk Kırcı’yla başlamış Burak Çevik, kendisini dinlemiş. ‘Bir insan kendini nasıl gerekçelendirebilir’i görmüş ve kullanmış. Ha, çeşitli sol fraksiyonlardan birkaç isimle ve Alpaslan Türkeş’in bir yakınıyla da istişareleri olmuş. Veee, Tanıl Bora da senaryo danışmanıymış…

Yönetmene göre ‘adanmışlık’, insanı katile dönüştürebilen bir lanetlenmişlik haliyken, bize göre, Kırcı ile yedi genç ertesi sabah birbirine dönüşebilirdi tezindeki ‘kötü niyet’ liberal bakışla lanetlenmişliktir.”

Çevik, filmle ilgili T24’ten Hazal Özvarış’la yaptığı söyleşide “Görüştüğüm çoğu solcunun WhatsApp fotoğrafı kederli, sağcılarsa mutlu gülümsüyor” tespitinde bulunuyor. Aksel bu “tespit”e de değiniyor yazısında:

“Bunları ‘araştırırken’ devlete hiç rastlamamış yönetmen. Yani politik ama kurulu düzenin dahli olmayan bir çatışma ortamı. Her an katil olacak ‘adanmış’ların, insan muamması olarak dövüşmesi.

Mecrasına rağmen, röportajı yapanın, röportaj yapılanı bir politik düzlem sorgusuna çekmeye çalışması ilginçti. Başaramaması ise hiç değildi. Sonuçta çok somut bir olayı işlese de, bu bir kurmacaydı! ‘Doküdrama’ olarak bakılamayacağından, her şey yer almazdı ve yönetmen 7 Ekim 1978 gecesini istediği gibi süzgeçten geçirebilir, yeniden kurabilirdi. Ölen ve öldürenlerin sayısı, cinayet yöntemleri bile kendi versiyonu olacaktı.”

“Denilebilir ki, film vizyona bir girsin de bakalım… Bakarız…” diyen Aksel yazısına şöyle devam etti:

“En küçük bir pişmanlığı olmayan, kahramanlaştırılan, “katliama değil cezalandırmaya gittik” arsızlığındaki Haluk Kırcı’nın, reisleri Çatlı’ların, Yazıcıoğlu’ların bugün aktif siyasettekilerin “adanmış insan”lık sorunlarını, silahsız bir evde alçakça katledilen ama yönetmene sorarsanız “her an Kırcı olabilecek” öğrenciler üzerinden keşfe çıkma saygısızlığı mı, çirkinliği mi, ne diyelim?”

Adana Büyükşehir Belediyesince bu yıl 31'incisi düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nin Büyük Ödül Töreni Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda "En İyi Yönetmen" ödülüne, "Hiçbir şey yerinde değil" filmi yönetmeni Burak Çevik (sol) layık görüldü. (Fotoğraf: AA)

Özyurt: ‘Hiçbir Şey Yerinde Değil’ bu sorumluluğun üstesinde gelememiş bir film

Filmle ilgili eleştiri yazısı1 yazan bir diğer isim 10haber’den Okan Özyurt.

Özyurt, filmin hem yaşanan gerçekliği manipüle ettiğini hem de seyirciyi Haluk Kırcı’yla empatiye zorladığı görüşünde.

T24’teki söyleşide2 her şeyi açık açık anlatmasına karşın filmin katliamı konu edindiğinin açık edilmediğini dile getiren Özyurt, filmde ve film sonrasındaki söyleşide adıyla katliamı anmadığını tespit ediyor.

Çevik gerçeğin farklı şekilde ortaya konmasına karşı yükselecek itirazlara karşı gerekçesini, kurmaca bir hikaye anlatmış olmasıyla açıklamış.

Özyurt, “Böylesi bir açık yaranın sinemada tekrar üretilirken de sorumluluğu var, en azından tarihe, öldürülen kişilerin anısına ve yakınlarına karşı. Kurmaca bir hikaye anlatılıyor olsa bile. ‘Hiçbir Şey Yerinde Değil’ bu sorumluluğun üstesinde gelememiş bir film. Şahsen seyirci olarak işkence ve öldürülme sahnelerinin canlandırılması da fazla saygısızca geldi bana” görüşünde.

Notlarının arasında, film sonrasındaki söyleşide Kırcı meselesiyle ilgili sordukları soruya ve cevaba da değiniyor:

“Biraz da zorla sesimizi duyurarak, jenerikte katkıda bulunanlarda adı geçen Haluk Kırcı’ya dair soru sorma imkanı bulduk. Çevik, Kırcı ile görüşmüş. Detaylarını açıklamadı. Gerçek olayın faili kamuoyu önünde bile hala bu katliamı savunurken dönemi anlamaya çalışan bir filme nasıl bir katkı sunabilir anlamak zor!”

  • 1https://10haber.net/kultur-sanat/altin-koza-gunlugu-beyazperdede-bir-baska-bahcelievler-katliami-523695/
  • 2https://www.t24.com.tr/yazarlar/hazal-ozvaris/bahcelievler-katliamini-sinemaya-tasiyan-yonetmen-burak-cevik-filmimi-ulkuculere-ya-da-solculara-begendirmekle-ilgilenmiyorum,46506