Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla turizm merkezi ilan edilen Ayder Yaylası’nda bazı alanların imara açılmasına ilişkin 4 ayrı davanın keşfi, önceki gün yapıldı.
Bir günde tamamlanan keşfe Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden 6 kişinin oluşturduğu bilirkişi heyetinin yanı sıra duruşmanın yapılacağı Rize İdare Mahkemesi görevli hakimi ile avukatlar Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci, CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Kaplıca Köyü Muhtarı İbrahim Topal ve çok sayıda davacı katıldı.
'Biz vatandaşız, bize parmak sallayamazsınız'
Bilirkişi heyetinin keşif yapacağı alana yöneldiği sırada Ayderliler ile hakim arasında gerginlik yaşandı.
Hakimin avukat ve halka yönelik olarak “İşiniz gücünüz şov yapmak” söylemine davacı Ayderliler tepki gösterdi.
Bir kişi, “Siz şov yapıyorsunuz. Bize bağıramazsınız biz davacı yurttaşlarız bize bağırmaya hakkınız yok” ifadelerini kullandı. Görevli hakimin aracın içerisinden “Saygısızlık yapma, aldırırım seni” diyerek parmak sallaması, tepkilerin artmasına neden oldu.
Eski Çamlıhemşin Belediye Başkanı İdris Melek, “Biz halkız, bize şov yapıyorsunuz diyemezsiniz biz davacıyız, halkız” diyerek tepki gösterdi. Bir kadın ise “Biz vatandaşız, bize parmak sallayamazsınız” dedi.
Bu tartışmaların ardından davanın avukatları görevli hakimle uzun süre konuşup ikna ettikten sonra heyet yoluna devam etti.
'Bakanlık, kamusal bir hizmet alanından çıkartıp özel bir otel alanı haline getiriyor'
Avukat İbrahim Demirci, bilirkişi heyetine şunları söyledi:
“Bu davayı kazandık, Rize İdare Mahkemesi bilirkişileri geldiler baktılar, uzman arkadaşlar sonuçta burayı değerlendirdiler, tespitler, değerlendirmelerini yaptılar. Rize İdare Mahkemesi de yürütmeyi durdurma kararı verdi, akabinde de iptal karar verdi.
Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı itiraz etti, Samsun'a gitti. Samsun Bölge İdare Mahkemesi de eksik bilirkişi incelemesi yapıldığı gerekçesiyle dosyayı usulen bozdu. Dolayısıyla tekrar dosya şimdi huzurunuza geldi. Buranın şu andaki mevcut durumu özel proje alanı diye geçiyor halihazırdaki imar durumu. Burada da şenlik alanı ve kaplıca tesis çevresi otopark ve düzenlenmiş yeşil alan diye imar planında geçiyor. Çevre Şehircilik bunu kamusal bir hizmet alanından çıkartıp özel bir otel alanı haline getiriyor, biz de buna itiraz ettik davasını açtık.”
'Fırtına Deresi'nin taşkın tehdidi altında bulunduğu belirlenmiştir'
Heyetin son durağı ise 4. keşif alanı Çamlıhemşin Gürgendibi oldu. Çamlıhemşin'de yaşanan konut sorunu gerekçesiyle “sürdürebilir konut alanı” ilan edilen Gürgendibi’nde Fırtına Deresi üzerinde yapılacak olan konut alanlarına neden karşı olduklarını belirten avukat Yakup Okumuşoğlu şunları söyledi:
“Mahkemenin vereceği karar buradaki o kamulaştırmaların da akıbetinin belirleyecek. Çamlıhemşin Belediyesi, konut, ticaret vs. noktasında sorunlar olduğu gerekçesiyle yeni bir konut alanı yaratmak düşüncesiyle hareket ediyor. Bu alan müvekkillerimizin konutlarının olduğu, bağ bahçelerinin olduğu, yukarıda Sırt köyü var, Sırt köyünün arazileridir. Bu arazileri planlayarak TOKİ marifetiyle bir kent yaratma projesi üretilmiş, adı da ‘Konut Ticaret Turizm Cami Alanı’. Bu alanda milletin arazilerini yerlerini kamulaştırıp işte bina yapacaklar vesaire. TOKİ yapacak ve dava da bunun üzerine açılmış bir davadır. Buradaki bu TOKİ projesinin uygun olmadığına dair bir rapor bekliyoruz eğer bu böyle olursa mahkemede bu raporunuza her ne kadar raporla bağlı değilse de iptal kararı verebilir.”
Avukat İbrahim Demirci de taşkın tehlikesine dikkat çekti.
“Acele kamulaştırma ile ilgili karar kesinleşti. Danıştay acele kamulaştırma kararını reddetti İdari Davalar Genel Kurulu’na gitti oda onayladı kararı acele kamulaştırma kararı iptal edildi” diyen Demirci, “DSİ şunu diyor; bahse konu parsellerin Fırtına Deresi'nin taşkın tehdidi altında bulunduğu belirlenmiştir bu sebeple bahse konuyu yerin mevcut haliyle imar planı değişikliği yapılması uygun görülmemiştir. Meydana gelmesi durumunda taşkın tesisi olan yerlerde dahi taşkın ihtimali bulunmaktadır demiş. Yani buraya ne yaparsan yap bu koşullarda burada tekrar bir taşkın ihtimali var demiş. Bize göre bu DSİ'nin kurumsal olarak uygun görüşü değil, yani uygun görüşü verilmeyen bir planın da hukuken geçerliliği olmaz” ifadelerini kullandı.
'Ayder’de bir plan var ama bu planı bizler görmüyoruz'
Daha sonra açıklama yapan avukat Okumuşoğlu, planın Ayder Yaylası'nı daha fazla yapılaşmaya açacağını söyledi.
Okumuşoğlu, “Sorunların bir bütün olarak bilinmesi lazım yani siyaset yapma biçimini de değiştirmek lazım. İnsanları kaçak yapısı üzerinden yakalayıp 'bana oy vereceksin'e götüren bir süreç yaşanıyor ve bu işlevsel yani işlevsel yıllardan bu yana işlevsel, yeşil yola karşı çıkanların kafelerine gidip mühürlediler yani örneğin karşı çıkmayın diye. Ve oradan yeşil yolun yapımını sağlamayı düşünüyorlar” diye konuştu.
Planın tam olarak bilinmediğini dile getiren Okumuşoğlu, “İşte orada Ayder’de bir plan var ama bu planı bizler görmüyoruz fakat bu planın bir parçasını getirip buraya oteller bölgesi yapacağız diyorlar. Peki Ayder’in geri kalanını ne yapacaksın? Bunu vatandaş bilmiyor, fikir beyan edemiyor, fikrini de soran yok zaten. Fırtına Vadisi’nin çok büyük bir turizm potansiyeli olduğunu ama bu turizm potansiyelinin bu uygulamalarla hızla tüketildiğini ve yok edildiğini de düşünüyorum” dedi.
'Vatandaş kendi topraklarında mülteci olmak istemiyor'
Davacılardan eski Çamlıhemşin Belediye Başkanı İdris Melek, “Birçok şeyi gizli kapaklı yapıyorlar vatandaşın gelişmelerden yapılan işlerden birçoğunun haberi yok. Çamlıhemşin’i imara açıyorlar yani birinci derece sit alanlarını ormanları, meraları önlerine ne gelirse, siyasi iktidar inanılmaz bir biçimde Çamlıhemşin’in sanki böyle bir yağma anlayışı bir yağma politikası yıllardır sürüp gidiyor. Vatandaş tabii ki 1000 yıllık kendi topraklarında mülteci olmak istemiyor, bu kadar basit mesele bundan ibarettir” ifadelerini kullandı.
'Hiçbir şey doğaya uygun değil çevreyi bozuyor'
Çamlıhemşin Kaplıca Köyü Muhtarı İbrahim Topal ise, “Hiçbir şey doğaya uygun değil çevreyi bozuyor, yıkılıyor, yeniden bir daha yapılıyor. Örneğin şu yanımızdaki duvarlara bak bir tane çimento yok, müteahhit parasını almış gitmiş neden bakılmadı? Şimdiye kadar yapılan ihalelerde de projelerde de çok eksikler var. 'Ayder'de planlar yapıldı' dediler, '2 senede kaplıca hazır olacak' dediler şu anda 4 senesi bitmemiş, belki de 2 sene daha sürecek ve öncekinden daha berbat bir proje yapıldı. Beğenmiyorlar yapıp bir daha bozup yapıyorlar. Bunu baştan konuşsak baştan görüşsek baştan planlı bir şekilde hazırlık yapsak hep beraber çok güzel şeyler olacağına inanıyorum ben ama bu yapılmadığı için de biz bunlara karşı geliyoruz” şeklinde konuştu. (ANKA)