Askeri Harcamalar ve Pandemi

Hipersonik silahlar, bir süredir uluslararası politikanın gündeminde yer alıyor. Rusya, Çin ve ABD’den bu konuda ardı ardına açıklamalar geliyor. Bu üç ülke, çok hızlı yeni füzeler geliştirmekte olduklarını iddia ediyor. 

Conn M. Hallınan (Çeviri)

15 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump, bir “super-duper” füze geliştirmekte olduklarını açıkladı. Bu füzenin, ABD silahlı kuvvetlerinin elindeki en hızlı füzeden 17 kat daha hızlı olacağını belirtti. Bu, son dönemde hızlanan hipersonik silah yarışında ABD’nin yeni hamlesi oldu. Trump’ın bu açıklamasını değerlendiren Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) Başkanı Dmitriy Rogozin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Yok, ‘super duper’ füzeye karşı yapabileceğimiz bir şey yok. Teslim oluyoruz!" ifadelerini kullandı.

Dispatches from the Edge isimli sitede yayımlanan, gazeteci Conn M. Hallinan’ın yazdığı hipersonik silahlarla ilgili makaleyi ilginize sunuyoruz:

 “Tarihte savaşlar kadar veba salgınları da oldu, ama yine de veba salgınları ve savaşlar insanları aynı şekilde gafil avlıyor.” – Albert Camus,Veba

Camus’nün Kuzey Afrika’daki Oran kentinde gerçekleşen ölümcül bir salgını konu alan romanı, bugün de kolayca bulunabilecek karakterlerle dolu: kayıtsız ya da yetersiz yetkililer, dar görüşlü ve bencil vatandaşlar ve çok cesur insanlar. Ancak Camus’nün bile hayal edemeyeceği şey, salgının ortasında ölüm araçlarına büyük bir servet akıtan bir toplum olsa gerek. 

Hipersonik silahlar dünyasına hoş geldiniz. Bunlar yalnızca gereksiz değil; neredeyse kesin olarak çalışmayacaklar da. Ancak büyük bir maliyete neden olacaklar. Dünya çapında ülkeler ekonomik bir kaosla, Büyük Buhran düzeyinde finansal açıklarla ve işsizlikle karşı karşıya iken, silah imalatçıları büyük paralar kazanacak. 

Hipersonik silah yarışı

Hipersonik silahlar, ses hızının yaklaşık beş katı büyüklüğünde bir hızla -6115 km/saat- seyrediyor. Ancak 20 Mach (>24000 km/sa) hızına ulaşabilenleri olduğu da söyleniyor. İki temel çeşidi var: Biri yüksek hızlı bir scramjet (süpersonik yanma odalı ramjet) itkisiyle yol alıyor; diğeri ise bir uçaktan ya da füzeden fırlatılarak hedefine doğru süzülüyor. Bu silahların arkasında yatan fikir, hızlarının ve manevra yeteneklerinin, bunları füzesavar sistemlerine karşı dayanıklı kılacak olması. 

Şu anda Çin, Rusya ve ABD arasında bir hipersonik silah savaşı devam ediyor. Pentagon’a göre, Amerikalılar umutsuzca diğer iki ülkeye yetişmeye çalışıyor. Silah yarışındaki ilk kayıp, hakikattir. 

1950’lerde Amerikalılar ile Sovyetler arasında “bombardıman uçağı farkı” vardı; 1960’larda ise “füze farkı.” Aslında ikisi de yoktu. Ancak uzun menzilli uçaklara ve binlerce kıtalarararası balistik füzeye (KABF) büyük miktarda ulusal servet harcanıyordu. Buna karşılık, bu devasa harcamalar, büyük güçler arasındaki gerilimi, en az üç kez nükleer savaşa yaklaştıracak düzeye getirdi. 

Bugünkü hipersonik silah yarışındaysa işlevsel sözcük “aldatıcılık”.

Carnegie Endowment for International Peace’ten fizikçi James Acton’a göre, “ABD’de hipersonik silahların geliştirilmesindeki motivasyon strateji değil, büyük ölçüde teknoloji. Diğer bir deyişle, teknoloji uzmanları hipersonik silahlar geliştirmeye karar verdiler, çünkü bunların bir işe yarayacağını düşündüler. Aslında bunların yerine getireceği açıkça tanımlanmış bir misyon yoktu.”

Dünyanın en büyük silah imalatçısı Lockheed Martin için kesinlikle “yararlı” oldular. Şirket şimdiden, İleri Hipersonik Silah’ı (Arrow) ve scramjet itkili Falcon Hipersonik Teknoloji Aracı’nı (Hacksaw) geliştirmesi için 3,5 milyar dolar aldı. 

Ruslar da, aralarında Avangard isimli ve 20 Mach hızına ulaşma yeteneğine sahip olduğu söylenen bir füzenin de bulunduğu birkaç hipersonik füze geliştirdi. Çin ise, uçak gemilerini vurma yeteneği olduğu söylenen DZ-ZF de dahil olmak üzere birkaç hipersonik füze geliştiriyor. 

Hipersonik füzelerin sınırları

Teoriye göre, hipersonik füzeler durdurulamaz. Ancak gerçekte pek de öyle değil. 

İlk sorun temel fiziğe dayanıyor: Atmosferde hız, ısı üretir. Yüksek hız, çok ısı üretir. KABF’ler bu sorundan, atmosfere yeniden girdiklerindeki yüksek ısıyı yansıtan küt burun konileri sayesinde kaçınabilir. Isıya kısa bir süre maruz kalırlar, çünkü uçuşlarının büyük bölümü, sürtünmesiz alçak yörüngede gerçekleşir. 

Ancak hipersonik füzeler, bütün uçuşları boyunca atmosferde kalır. Fikir budur zaten. Bir KABF, ters U’ya benzeyen, öngörülebilir bir balistik eğri izler. Teoride, yolu kesilebilir. Ancak alçak irtifada bir KABF kadar hızlı giden bir füzenin fark edilmesi ya da yolunun kesilmesi çok daha zordur. 

Isıyı yansıtan bir burun konisi olmadan, yüksek hızlı füzeler büyük iğneler gibi inşa edilir. Çünkü atmosfere maruz kalan yüzey alanı küçültülmelidir. Böyle olsa bile, çok ısınacaklardır. Ve eğer manevra yapmaya çalışırlarsa, ısı artacaktır. Fazla faydalı yük taşımayacakları için de çok hatasız gitmek zorunda olacaklardır. Ancak Union of Concerned Scientists’in (Kaygılı Bilim İnsanları Birliği) yaptığı bir çalışmaya göre, bu, “tartışmalı”dır. 

Birliğe göre, 5 Mach hızında bir süre giden bir nesne “uçuş sırasında yavaş yavaş parçalanır.” Isı o kadar yüksektir ki, nesnenin etrafında bir “plazma” oluşacak ve bu, “GPS uyumunu sağlamasını ya da dışarından rota düzeltme komutları almasını” zorlaştıracaktır. 

Eğer hedef, bir uçak gemisi ya da havadaki bir füze gibi hareketli bir hedefse, silahın uçuş rotasını bunun yolunu kesmek için değiştirmek neredeyse olanaksız olacaktır. 

Lockheed Martin testlerin iyi gittiğini söylemektedir. Ama Lockheed Martin F-35’i, yani işe yaramayan beşinci nesil hayalet uçağını yapan şirkettir. Öte yandan bu uçak, 1,5 trilyon dolara mal olmuştur. Yani ABD tarihindeki en pahalı silah sistemidir. Görünüşe göre şirket, scramjet motorundan vazgeçmiştir, çünkü bu, kendi kendisini parçalamaktadır. Bu da sürpriz olmasa gerek. 

Ruslar ve Çinliler ise, hipersonik silahlarının başarılı olduğunu iddia ediyor; hatta bunları konuşlandırmaya başladılar. Ancak iki başarılı uçak olan F-16 ve A-10’un tasarımında çalışan Pentagon tasarımcısı olan Pierre Sprey, savunma analisti Andrew Cockburn’e, testlerden kuşku duyduğunu söyledi. 

 “Eğer öngörülemeyen şekilde manevra yaptılarsa, test füzelerinin istenen menzile ulaşmış olmalarından kuşku duyarım. Muhtemelen düz ve öngörülebilir bir rota izlemişlerdir. Bu durumda hipersonik füzeler, geleneksel balistik füzelerden hiçbir şekilde daha avantajlı değildir.” 

Rusya, Çin ve ABD hipersonik füze geliştirmede başı çekiyor. Britanya, Fransa, Hindistan ve Japonya da yarışa katıldı. 

‘Hipersonik füzeler, yapacağı iddia edilen şeyi yapamıyor’ 

Peki, neden herkes bunları inşa ediyor? 

En azından Rusların ve Çinlilerin bir gerekçesi var. Ruslar, ABD’nin füzesavar sisteminin KABF’lerini devre dışı bırakabileceğinden endişe ediyor; bu yüzden, manevra yapabilecek bir füze istiyorlar. Çinliler ise ABD uçak gemilerini, kıyılarından uzak tutmak istiyorlar. Ancak füzesavar sistemleri, ucuz sahte hedeflerle aldatılabiliyor. Uçak gemileri de çok daha uygun maliyetli konvansiyonel silahlara karşı savunmasız. Her halükârda, hipersonik füzeler, yapacağı iddia edilen şeyi yapamıyor. 

Amerikalılar için hipersonik silahlar, silah şirketleri için çok pahalı bir devlet desteğinden pek farklı değil. İşe yaramayan silahlar yapmak ve bunları konuşlandırmak yeni bir şey değil. F-35 bunun bir örneği. Öte yandan yıllardır, çok kusurlu olan pek çok sistem yapılıyor. 

ABD füzesavar sistemleri için 200 milyar dolardan fazla para harcadı. Bunlar, uygulama aşamasına geçtiğinde pek de iyi çalışmıyorlar; bazen hiç çalışmıyorlar. 

Herhalde bu konuda ödül alabilecek olan bir silah, Mark-28 taktik nükleer silahıdır. Bunun lakabı “Davy Crockett” ve savaş başlığının adı da M-388’dir. M-388 konvansiyonel toplarla kullanılmak için fazla hassas olduğundan, menzili 2,5 mil olan geri tepmesiz bir toptan fırlatıldı. Sorun: Eğer rüzgâr ters yönden esseydi Crockett, üç kişilik personelini yakacaktı. Yalnızca bir kez test edildi ve “tamamen kusurlu” olduğu ortaya çıktı. Peki, hikâye burada bitti mi? Pek öyle değil. Toplam 2 bin 100 adet üretildi ve bunlar, çoğu Avrupa’da olmak üzere konuşlandırıldı. 

Resmî askeri bütçe 738 milyar dolar. Ancak Center for International Policy’den William Hartung’a göre, eğer ABD’de savunma ile ilişkili bütün harcama hesaplanırsa, vergi mükellefleri için gerçek maliyet yıllık 1,25 trilyon dolara çıkıyor. Bunun yarısı, Covid-19 krizi sırasında yeterli tıbbi destek sunmaya ve işsiz Amerikalılara maaş vermeye yeter de artardı.

Halen 31 milyondan fazla Amerikalının işsiz olduğu ve bir sürü küçük işletmenin hiçbir zaman açılmayacağı -özellikle restoranlar- düşünülürse, yeni bir silah neslinin ABD’nin –ve diğer ülkelerin- karşılayamayacağı bir lüks olduğu açık. Yakın gelecekte, ülkeler silah mı yoksa aşı mı imal edeceğine karar vermek zorunda kalacak.